Arz-ı Mev"ud nedir ne demektir?

Arz-ı Mev"ud nedir ne demektir?

Mayınlı arazilerle alakalı eleştirilere cevap veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın; “Biz hiçbir zaman İsrail'in Arz-ı Mev’ud planına bu ülkede prim vermeyiz” demesi gözlerin Arz-ı Mev’ud planına çevrilmesine sebep oldu.

Bu plana göre Nil'den Fırat'a kadar olan bölge Yahudiler tarafından "vaad edilmiş topraklar" olarak nitelendiriliyor.

Yahudi cemaatinin yayın organı olan ve Türkiye'de yayınlanan "Şalom" gazetesinde 8 Mart 1989 tarihinde yayımlanan bir yazıda ise "Allah'a inanmak Yahudiliğin temel inancı değildir; ancak Arz-ı Mev'ud temel inançtır" deniliyor. 1974 yılında zamanın İsrail Savunma Bakanı Ariel Sharon'un; "Türkiye de alaka alanımız içindedir" cümleleri, Arz-ı Mev'ud'un Türkiye ayağındaki gerçek hedeflerini bir defa daha gün yüzüne çıkartmaktaydı.

Mayınlı arazilerle alakalı eleştirilere cevap veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın; "Biz hiçbir zaman İsrail'in Arz-ı Mev'ud planına bu ülkede prim vermeyiz" demesi gözlerin Arz-ı Mev'ud planına çevrilmesine sebep oldu.
Peki, Yahudi inancına göre "Allah'a inanmaktan bile" daha önemli olan Arz-ı Mev'ud ne demek?

TAHRİF EDİLMİŞ KİTAPLARA GÖRE ARZ-I MEV'UD
Arz-ı Mev'ud yani 'Vaad Edilmiş Topraklar' meselesinin kökeni tahrif edilmiş Tevrat'ın Çıkış 3:8 bölümünde yer alan 'içinden süt ve bal akan topraklar' ve 'Kenan Diyarı' ifadeleridir. Tahrif edilmiş bu kitaba göre Yahudilerin tanrısı Kenan Diyarı'nı bir zamanlar İsrailoğulları'na vermiş. Konu, Aziz Paulos tarafından tahrif edilmiş İncil'e de yazılmış.
Buna göre tahrif edilmiş İncil'in Sayılar 34:1-12 bölümünde bu topraklar güneyde Mısır Nehri, Zin Çölü, batıda Akdeniz, kuzeyde Hor Dağı, doğuda Ürdün (Şeria) Irmağı ve Lut Gölü ile sınırlıdır. Tekvin 15:18'de ise "Aynı gün, Tanrı İbrahim'e 'Senin soyundan gelenlere Mısır Nehri'nden Büyük Nehre, Fırat Nehri'ne kadar uzanan toprakları veriyorum' diyerek bir antlaşma yaptı" der. Yine Çıkış, 23:31'de de Tanrı İsrailoğulları'na "Sınırlarınızı Kızıl Deniz'den Filistin Denizi'ne, çöllerden Fırat Irmağı'na kadar belirleyeceğim" der.

ARZ-I MEV'UD ALLAH'A İMAN ETMEKTEN DAHA ÖNEMLİ
İsrail'in yakın ve uzak hedeflerinin üzerindeki ve bu hedeflere yön veren "Temel Strateji" olarak bütün tarih boyunca Yahudi'nin hayatta kalmasına, ölüm-kalım şartlarında varlığını devam ettirmesine sebep "İman Esası"dır. Yahudi cemaatinin yayın organı olan ve Türkiye'de yayınlanan "Şalom" gazetesinde 8 Mart 1989 tarihinde yayımlanan bir yazıda; "Allah'a inanmak Yahudiliğin temel inancı değildir; ancak Arz-ı Mev'ud temel inançtır" deniliyor. Yahudiler Nil'den Fırat'a kadar olan toprakların kendilerine ait olduklarını savunurken Allah'ın seçilmiş kulları oldukları için buna haklarının olduğunu iddia ediyorlar.

Onlar Allah'ın seçilmiş oğullarıdır. Diğer insanlar ise Allah'ın kullarıdırlar ve Allah'ın oğullarının hizmetini göreceklerdir. Konuya ilişkin, tahrif edilmiş kitaplarında şöyle denir: "Ben dedim, siz ilahlarsınız. Ve hepiniz Yüce olanın oğullarısınız." (Mezmurlar - Asafın Mezmurudur- 82:6) "Çünkü bize bir çocuk doğdu, bize bir oğul verildi ve reislik onun omuzları üzerinde olacak." (İşaya, Bap 9:6)

ARZ-I MEV'UD BİR SÜRECİN ADIDIR
İsviçre'nin Basel kentinde 1897'de toplanan Birinci Siyonist Kongresi'nde alınan kararların başında 50 yıl içerisinde Filistin toprakları üzerinde İsrail devletinin kurulması, 100 yıl içerisinde de Türkiye'nin Güneydoğu'sunu da içine alan Nil'den Fırat'a kadar 'Büyük İsrail' devletinin kurulması kararları vardı. Batılıların desteği ile ilk 50 yıl içerisinde terörist İsrail Devleti kuruldu fakat Arz-ı Mev'ud 100 yıl geçmesine rağmen gerçekleşmedi. Bazı siyasi analistler tarafından Lübnan'da Hizbullah'ın güçlenmesi, 1996'da Türkiye'de Refah Partisi'nin iktidara gelmesi ve Filistin'de Hamas'ın başlattığı İntifada'nın bu 100 yıllık süreci engellediği iddia ediliyor. Bu başarısızlık Siyonist lobileri de telaşlandırmış durumda. Çünkü Arz-ı Mev'ud için bastıran ABD ve İsrail, bunu gerçekleştiremezse, Batı'nın temelini oluşturan Hıristiyan-Yahudi medeniyetinin üstünlüğünü kaybedeceği ve üstünlüğün yeniden İslam'a geçeceğinden endişe ediyorlar.

ŞARON: "TÜRKİYE DE ALAKA ALANIMIZ İÇİNDEDİR"
İsrail için Türkiye de çok önemli. Çünkü Arz-ı Mev'ud'un sınırları Türkiye'nin güney ve güneydoğu kısmından bir bölgeyi de içine alıyor. Theodor Herzl'in 1897 yılında İsviçre'nin Basel şehrinde yapılan I. Dünya Siyonist Kongresi'nde yaptığı konuşmada sarf ettiği; "Kuzey sınırlarımız Kapadokya'daki (Nevşehir çevresi) dağlara kadar dayanır. Güneyde de Süveyş Kanalı'na dayanır. Sloganımız David ve Salamon'un (Davud ve Süleyman) Filistin'i olacaktır" şeklindeki cümleler Türkiye üzerindeki hedeflerini de ortaya koymaktaydı. Yine İsrail'in Başbakanlarından Ben Gurion'un 1948'de İsrail devletini ilan ederken yaptığı konuşmada söylediği; "Filistin'in bugünkü haritası İngiliz manda yönetimi tarafından çizilmiştir. Yahudi halkının, gençlerimiz ve yetişkinlerimizin yeniden çizmesi gereken bir başka harita vardır ki, o da Nil'den Fırat'a kadar olan bölgeyi kapsamaktadır" sözleri ve 1974 yılında zamanın İsrail Savunma Bakanı Ariel Sharon'un; "Türkiye de alaka alanımız içindedir" cümleleri de gerçek niyetlerini bir defa daha gün yüzüne çıkartmaktaydı.

 

Etiketler: Filistin mayınlı arazi Ariel Şaron Şalom Arz-ı Mev'ud

 

 

 

 

MUSTAFA R. ÖZGÜR - VAKİT   arşiv