Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Aldıklarımız değil verdiklerimiz bizimdir!

Bilmem ki nasıl anlatayım, içinde yaşadığımız hayat tarzı tersine kurgulanmıştır. Hem yanlışlık sadece bazı hesaplarda değil mantığın oturtulduğu temel yanlış.

Aslında Müslüman alarak kazanmaz vererek kazanır, bu bir yere not edilmelidir.

Ama bugün hiçbir babanın akşam işten dönen, ticaretten dönen evladına “bugün ne verdin?” dediğine rastlayamazsınız.

Mutlaka “bugün ne aldın, bugün ne getirdin?” diye sorar. ”Bugün ne kazandın?” derken de aynı şekilde ne aldığını, ne getirdiğini kast etmektedir.

Çünkü çağın mantığına göre akşam eve getirdiklerimiz bizimdir, bunun aksini düşünmek mantıksızlıktır.

Geliniz bir de “bugün kime ne verdin oğlum?” diyen baba olmayı deneyelim.

Veya bizzat çalışıp kazanan kişi olarak akşam başımızı yastığa koyduğumuzda “bugün kime ne verdim?” diye düşünmeye çalışalım, asıl kazancımızın verdiklerimiz olduğunu yüreğimizde hissetmeye çalışalım. Göreceksiniz, en azından aldıklarımız kadar verdiklerimizin de bizi sevindirdiğini hissedeceksiniz. Hatta aldıklarımıza sevinmemizin kökeninde “elhamdülillah, verebilecek imkâna kavuştum” düşüncesinin olduğunu hissedeceğiz.

Malumunuz Kur’an bunun adına “önceden gönderme” diyor. Çünkü kendimiz gitmeden önce gönderdiklerimiz bizimdir, burada bıraktıklarımız başkalarınındır, mirasçılarındır, alacaklılarındır vs.

“Ey iman edenler, Allah’a karşı takvalı olup korunun. Herkes yarın için ne gönderdiğine baksın. Allah’a karşı saygılı olun. Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır.”(Haşr/18))

Sadece bu ayet değil, sayısız ayette “önceden gönderdiklerimiz” söz konusu edilmektedir. Şu var ki, önceden gönderdiklerimizin içinde kötülüklerimiz de söz konusu edilmekte, onlar cehenneme atılırken “işte bu kendi elinizle önceden gönderdiğiniz günahlarınızın karşılığıdır” (Bkz. Enfal/51) denilmekte.

Biz burada sadece iyiliklerimizi, verdiklerimizi konu ediniyoruz, dahası, henüz ahirete varmadan bunun mutluluğunu bu dünyada hissedebilmekten ve böylece verme işini kendimize hayat tarzı edinmemizi konuşuyoruz.

“Aldıklarımız değil verdiklerimiz bizimdir” anlayışını yakalamış bir cemiyet düşününüz. Kazanmanın alarak değil vererek olacağını, almakla beraber vererek mutlu olan ve bunu bizzat yaşayan bireyler düşünün.

Biliyorum, karşımıza ilk çıkan İblis aleyhillane olacak ve bize “neyim var ki ne vereceğim!” dedirtecek. Bu konu başlı başına ele alınması gereken bir meseledir.

Fakat ben şu kadarını söyleyeyim; Varlıklı Müslümanların başkalarına yardımda bulunması konusu çokça yazılıyor ve konuşuluyor. Ben bu defa diyorum ki; Ey fakir Müslümanlar, asıl sizi vermeye, gücünüzün yettiği kadar vermeye davet ediyorum. Verin, göreceksiniz Allah da size verecektir.

Bu yazı toplam 471 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar