Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yar bana bir eğlence

Derin Gerçekler

“Güleriz biz ağlanacak halimize”, biraz da “darbelerin emzirdiği bir çocuk” olarak “Mazoşist” bir refleks geliştirdik.. Kimimiz de kendi celladına aşık oldu zaten. “Dertleri zevk edindik, bizde neşe ne arar”.. Onun için “Yar bana bir eğlence” diyorum.

Sağcı, solcu, liberal, milliyetçi, dindar, Atatürkçü olsun fark etmiyor, insanlara, “seninkiler, malı götürüyor, kirli ilişkiler içindeler” diyorsun, bir çok kimse kendi adamlarının bu haltı yediğini kabul etmiyor. Kabul eden de, “yıllarca onlar yedi, bırak biraz da bizimkiler yesin” havasında. Bir kısmı da, tamam bizimkilerden yiyen de var yemeyen de, bizimkiler gitsin ötekiler gelsin derseniz, onlar yemeyecek mi, bir de biz dayak yiyeceğiz, on un için bizimkiler kalsın, en azından ehveni şer” havasındalar. Çoğu kimse “Allah’ın yardımından umudunu kesmiş sanki, “böyle gelmiş, böyle gider” havasındalar. Onlara göre “Gemisini kurtaran kapsan”!

Hiç aklıma gelmezdi, böyle iki gün arkası arkasına futbol yazacağım. Siz siz olun bu Şeytani, malayani, kirli piyasadan uzak durun. Hemen hemen bütün gazeteler bu şebekenin misyonerliğini yapıyor. Taraftarlık mikro faşizmdir. Irkçılık anlamındaki taraftarlık, ilk haram, ilk günah, ilk laneti hak eden fitnedir. Holiganizmin hezayanı Pagan bir ayin ya da futbolu, Gladyatörlerin savaşına dönüştürüyor. Bakıyorum da bizdeki siyasi partiler arasındaki rekabet giderek buna benziyor. Birileri artık futbolu, sadece uyutmak için bir beşik değil, Holiganik bir saldırganlığın mektebi olarak kullanma gayretinde.

Hatırlarsanız FETÖ de futbolu kullanmak istemişti. İstihbarat örgütlerinin ve Mafyöz ilişkilerin ağında da futbolun olduğu biliniyor.

@karabekiroglu_s ‘in Twitinde gördüm, Fahri Kopar yazmış: “Chatham House-Koç Holding ortaklığı 4. yuvarlak masa toplantısı 19.11.2023 tarihinde yaklaşık 40 gün önce Rahmi M. Koç müzesinde yapıldı. Chatham House nedir belki bilmeyenler olur diye önce onunla ilgili bilgi verelim. 1900'lerin başında kurulan 1920'de resmiyet kazanan ve İngiliz hükumetine strateji belirleyen bir kuruluş. İlk başlarda ismi "Yuvarlak Masacılar" dı. Sonra "Kraliyet Uluslararası İlşkiler Enstitüsü" adıyla resmiyet kazandı. İsrail devletinin kuruluşuna öncülük eden, Osmanlı topraklarını Sykes-Picot haritalarını çizerek parçalara ayıran ve Sevr'i hazırlayan bu kuruluştur. Birinci dünya savaşından bu yana Dünyanın gidişatına yön veren en etkili ve en sinsi kuruluştur. İngiliz istihbaratıyla bağlantısı bilinen Exeter Üniversitesi ile bağlantılı olan bu kuruluşun Türkiye ayağını Koç ailesi oluşturmaktadır. F.Bahçe başkanı Ali Koç Chatham House Mütevelli heyeti üyesidir. Yuvarlak masa toplantısının dördüncüsüne Birleşik Krallık Avrupa ve Türkiye'den davetliler vardı. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan da bu toplantıda bir konuşma yaptı. Asıl önemli olan davetliler dağıldıktan sonra Chatham House yöneticileri ve Ali koç neler konuştular.? Hangi alanlarda neler yapmayı kararlaştırdılar.? Süper kupa finalinin Riyad'da yapılması için TFF'yi ikna eden Ali Koç olmuş. Hiç bir şey tesadüf değildir”. İşin içi bir anda İngiltere’ye uzandı. Yarın Strafor’a, Soroz’a da uzanır bakarsınız.

Buyurun, ünlü futbol yorumcusu Rasim Ozan Kütahyalı ne diyor bu konuda, ona bakalım: “Atatürkçüler, DEVLET’in emrindedir. DEVLET’e biat ve itaat ederler… DEVLET emreder; Atatürkçüler hizaya geçer.. Atatürkçüler, bugünkü Türk rejiminde istese bile Tayyip Erdoğan’ın muhalifi olamaz. -Severek yada sevmeyerek- Tayyip Erdoğan’a hizmet ederler. Kürtler bunu iyi bilir. (Muhalif bir ses: Atatürkçülüler devletin emrindedir. Hükümetin değil. Biat edeceğimiz şey Türkiye Cumhuriyetidir. AKP değil). (AD: Yeşil Kemalistler ve Mor Kemalistler için içine girince, işin rengi değişti) Metin Feyzioğlu, Ersan Şen, Hulki Cevizoğlu, Uğur Dündar, Teğmen Çelebi, Fazıl Say, Nedim Şener, Ece Üner, Sinan Oğan, Ümit Kocasakal, Doğu Perinçek, Babala ve aklınıza gelen Ahmet Yavuz tarzı tüm Atatürkçü askerler şu an DEVLET’in emrinde. Tayyip Erdoğan o yüzden sever bunları.. Hahaha… Atatürk düşmanı Suudi Arabistan’a tepki duyan Ali Koç ve Selahattin Baki’nin Suud ile ilişkilerine bakın… Bu arada Dursun Özbek de aynı ilişkilere sahip, ayırmam. Hepsinin Suud ile menfaat ilişkileri var ama laik halkı sömürmenin en güzel aracı Atatürk istismarı. (Bir dip no, yine aynı çevrelerden: Celal Şengör-İlber Ortaylı var, ikisini de sever. Şengör ve Ortaylı DEVLET’in sözünden çıkmaz, DEVLET’in emir ve yasaklarına uyar. Zaten İlber Ortaylı Hürriyet’te yazıyor, direkt Tayyip Erdoğan’ın maaşlı memuru tıpkı Vedat Milor ve Uğur Meleke’nin maaşlı Devlet memuru oluşu gibi). (…) (homurdanmalar): Dik duramadılar. Önce Atatürk istismarı şovu yaptılar, laik halka yalan söylediler, sonra da yaptıkları açıklamayla topluca Suudi Arabistan’a yaltaklandılar. O kadar dik duramadılar ki şimdi de DEVLET yetkililerini arayıp ağlıyorlar, bunlar korkak, bunlar ödlek, bunlar sümsük.. https://twitter.com/drdofurkan”. Hariçten gazel okuyan biri: “Futbol yorumcularını hele böyle siyasi konularda bu kadar ciddiye almak doğru da değil. Bunların büyük çoğunluğu gaza gelir “Atatürkçü” olur, gaza gelir “İslamcı” olur. Bir adli-polis operasyonu yanlış olur. Sonuçta hepsi DEVLET’ten korkarlar. DEVLET ne derse onu yaparlar, sakin olun (…) Şu an DEVLET çok öfkeli, zaten bu birebir konuşmalara da yansıyor, anlıyorum. Türkiye’ye bir 29 Aralık operasyonu yapıldığı düşünülüyor DEVLET tarafından… İktidar medyasının spor servislerinde de tasfiye tasarlanıyor. Fakat bence yanlış olur. Futbol yorumcuları ortama bakarlar. DEVLET şu an, 15-16 Temmuz 2016 günü olduğu kadar öfkeli dersem belki abartı olur ama yanlış olmaz… Artık 2024 Türkiye’sini ve 2024’ün siyasal rejimini kavrayın be kardeşim…”

ROK’cevap veren birileri: “Devletin keyfi gayet yerinde rahatsız olanları zaten herkes biliyor. AK Parti hükümeti diye bir olay yeni rejimde resmi-yasal olarak yok. İktidar diye bir olgu da yok. Birleşik-bütünleşik ve mono blok bir DEVLET var. Büyük harfle yazılan DEVLET. “Hükümet ayrı Devlet ayrı” diyen herkes bugünkü Türkiye’de ya salaktır yada Tayyip Erdoğan’ın emrindedir. (…) Devlet değil AKP hükümeti. Dün yapılması gereken yapıldı Araplara her şeyin parayla satın alınamayacağı gösterildi. Dün gece uzun zaman sonra Türk olmaktan gurur duydum. Ne mutlu ki milli bilincimiz devam ediyor

Radikal bir ses: “Suudi Arabistan Devleti, Cemal Kaşıkçı’yı asitle boğmuş, bedenini parçalara ayırmış ve eritmiş aşağılık bir yapılanmadır. Cemal Kaşıkçı olayı Suud devletinin özetidir. Fakat bil ki kardeşim Türk futbol dünyasının tamamı, en az bu kafa kadar sahtekar, hilekâr, yalancı ve düzenbaz”.

Ve bir soru: “Almanya ve İngiltere reddetmiş. Azerbaycan'ı sen kabul etmemişsin. Suudi Arabistan'a teklif etmiş, kabul etmiş ve gitmişsin Zorla mı çağırdılar, yalvardılar mı Bu hava kime? Artık şartlarınızı Avrupa ligi maçlarında da isteyin Gösterin gücünüzü bakalım!”

Devlet, yerel yönetimler, sermaye, media’da böyle bir yapıyı niye destekler, niye sahiplenir, teşvikler, muafiyetler tanır. Bakanlık kurulur bu karanlık örgütlerin işlerini kolaylaştırmak için. Tüm dünyada bu böyledir. Para aklanır, insanlar kandırılır, kullanılır. Özellikle futbol, boks kadar zararlıdır. Ahlak dışıdır.

Bu işte devlet de suçlu toplum da, okul da suçlu, aileler de. Sermaye de suçlu, sivil toplum da. Çocuklarımızı futbol ve boks gibi sporlara göndermeyin. Maça filan gitmeyin, yayınları izlemeyin, Futbol kulüplerine sponsor olan firmaları da boykot edelim, ve onlara destek veren partileri de, siyasileri de. Bütün okullar, belediyeler, bu alana yatırım yapıyor. Bu işin akademisi var ya hu! Hatta İmam Hatibi bile var, tevbe estağfurullah. Hadi İmamlarla Papazlar maç yapsınlar, bir de Turnuva, nasıl olur. Kudüs’te, İmamlar, Papazlar, Hahamlar arası Futbol karşılaşması. Sponsorlar: Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan, İsrail, Vatikan, İran, ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya. Yeter mi, daha sonra Japonya, Hindistan, Çin ve Rusya’yı da alırlar. Budist’ler, Hindu’lar, Brahmanist’ler, Şintoist’ler de katılır, ne güzel. Maksat barış olsun. Dikkat edin, İslam Karmasına karı, Yahudi ve Hristiyan’lar birlik olup, hakemleri satın alabilirler. Şike’ye dikkat. Helal Şarap, Helal Şampanya, Helal bira filan yaptılar da, Futbolun NAS’ı, KOSHER’i filan olacağını sanmıyorum. Ama bakarsınız biri çıkar, “ben yaptım oldu der. Olmaz olmaz, deme, olmaz olmaz! (Ha Kutsal futbol karşılaşmalarında, kutsal bir toto olursa, oynamak 3 dine göre de caiz olur mu, onun fetvasını da şimdiden almak gerek. Diyanet sendikası var, şimdi sıra Diyanet Spor’da) :( Selam ve dua ile.

Not: yine bitmedi, bu “İngiliz oyununun, İstanbul’un işgali sonrası bize bulaşan bu hastalığın arkasındaki Futbol çetesinin, şirketlerinin büyük ekonomisi var.. Onu da yazmak gerek. Ayrıca evet “Futbolun kitleleri manipüle etmek için bir araç olarak kullanılan Truva atı olduğunu hala bilmeyenlere bunu anlatmak gerek, vakit daha geç olmadan. Çünkü bu tezgahta yumuşatılanlar, kolaylıkla başka mecralara kanalize edilme potansiyel ve riskini taşımaktalar.

Bu yazı toplam 230 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar