Son On Günde Arıyoruz

Son On Günde Arıyoruz

Hanefi mezhebinin kurucusu İmam Azam Ebu Hanife’ye dayandırılan bir görüşe göre, yılın her gecesini kadir gecesi gibi geçirilmesi amacıyla, kadir gecesi yıl içeresinde farklı aylar ve gecelerde...

Aslında kişi küçük bir yeryüzüdür. Bu yeryüzünü Kur'an ne zaman şereflendirdi ise kişinin kadir gecesi odur da denebilir. Kadir Gecesi;

Yüce İslam dininde bazı özel günler ve özel geceler bulunmaktadır. " Yevmullah"ta denilen bu günlere mahsus olmak üzere yapılması tavsiye edilen bir çok rivayetler de bulunmaktadır.
'Kadir gecesi'de bu özel günler içerisinde yer alan, üzerinde özel vurgu yapılan önemli gecelerdendir. 'Kadir Gecesinin' önemi konusunda hiç bir islam mezhebi farklı düşünmez. Ama, bu gecenin ne zaman olduğu konusunda farklı rivayetler bulunmaktadır.
K. Kerim'de kendi adına inmiş olan Kadir süresinde " Doğrusu biz Kuran'ı Kadir gecesinde indirmişizdir. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bir aydan hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. " Kadir suresi 1-5 ayetler.
Bu geceye kadir gecesinin, bu gecede Kur'an-ı Kerim'in inmeye başlamış olması, bu gecedeki ibadetlerin bin aydan hayırlı olmasını, bu gecede meleklerin yeryüzüne inerek, insanların ibadetlerini kaydetmesi ve esenlik ve kötülüklerden uzak olunması gibi sebeblerden dolayı Kadir gecesi adı verildiği söylenir.
İslam kaynaklarında, 'kadir gecesi'nin hangi gün olduğu konusunda net bir rivayet bulunmaz. Kadir Gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmez. Ramazan ayının son on gecesinde olduğuna dair rivayetler çoktur. Bir takım hikmetler sebebiyle de Rabbimiz, bize Kadir Gecesinin hangi gün olduğunu bildirmemiş, ama; kadir gecesinin bulunması ve aranması konusunda Peygamber'imizden gelen sahih rivayetler bulunmaktadır.
Şia ve Ehli Sünnet mektebinde 'kadir gecesinin' önemi, bu gecede yapılan ibadetlerin sevabları konusunda, alimler tarafından yapılan önemli tavsiyeler de bu mektebin bağlıları tarafından çok iyi bilinmektedir. Çünkü, bu gece bir takdir gecesidir. Bazı zamanların ve bazı mekanların diğerlerine göre üstünlüğü olması da bundan kaynaklanıyor. Allah'ın bazı zamanları diğer zamanlara üstün kılmasının hikmeti de buradan kaynaklanıyor. Farklı rivayetler ve farklı taviseyeler de olsa, 'kadir gecesi'nin önemi, feyz ve bereketinin altı önemle çizilir.
Burada, dikkatimizi çeken Şia ve Ehl-i sünnet mektebinde, 'kadir gecesi'nin zamanı konusunda farklı görüş ve rivayetlerin bulunduğunu belirtmekte yarar var.
Öncelikle, Ehl-i Sünnet, 'kadir gecesi'nin oldukça önemli bir gece, feyz ve bereketinden istifa edilmesi gereken 'Kuran-ı Kerim'in' indirildiği gece olarak gördüğünü belirtmekte yarar var. Şia ve Ehl-i sünnet rivayetlerinde de, Kadir Gecesi'nin son on gün içerisinde olduğuna dair görüş birliği bulunmaktadır. Şia mektebinde, özellikle Masum İmamlar'dan gelen rivayetlerde, Kadir gecesinin son on gün içerisinde aranması gerektiği tavsiye edilir. Ehl-i sünnet rivayetlerinde de bu konuda aynı görüş hakim olmakla birlikte Ehl-i sünnetin bazı arifleri, Kadir gecesinin feyz ve bereketinin bütün yıl içerisindeki gecelerde aranmasını da tavsiye ederler.
Ama Kadir Gecesi'nin son on gün içerisinde araması gerektiği konusunda mezhebler arasında ortak görüş bulunmaktadır.
Hanefi mezhebinin kurucusu İmam Azam Ebu Hanife'ye dayandırılan bir görüşe göre, yılın her gecesini kadir gecesi gibi geçirilmesi amacıyla, kadir gecesi yıl içeresinde farklı aylar ve gecelerde dönmektedir. Bu da, her geceyi, Kadir Gecesi'nin feyz ve bereketiyle geçirilmesini amaçlamaktadır.
Kadir Gecesi'nin ramazanın son on gününde ve bu son on günün içerisinde de tek gecelerde aranması yönünde rivayetler daha sağlam ve daha fazladır. Ehl-i Sünnet arifleri, Her geceni Kadir bil, her geçeni Hızır bil" şeklindeki sözü de meşhurdu.
Rabbimiz,
Rızasını, Taatlarda gizlemiş, Gazabını, ma'siyetlerde gizlemiş, orta namazını, diğer namazlar arasında gizlemiş, veli kulunu, halk arasında gizlemiş. Ve Kadir gecesini de Ramazan ayında gizlemiştir.
Mevlana " ey genç, ne bütün geceler Kadir'dir, ne bütün geceler O'ndan halidir" der. Ama, Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber, genellikle Ramazanın yirmi yedinci gecesinde olduğu tercih edilmiştir. Hz. Peygamber'in bunun kesinlikle hangi gece olduğunu belirtmemiştir. Ancak, " siz kadir gecesini Ramazan'ın son on gün içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız" hadisi meşhurdur.
Buhari ve Müslim gibi Ehl-i Sünnet mektebinin sahih hadis kaynaklarında Peygamber'imizin, " siz kadir gecesini Ramazan'ın son on gün içerisinde ve tek rakamlı gecelerde arayızın" hadisi ışığında Kadir gecesini son on günde aramak gerekir. Ehli- sünnet dünyasında, Ramazan'ın 27. gecesinin kadir gecesi olabileceğinin yüksek olduğu görüşü hakimdir. Buyüzden de Ramazan'ın 27. gecesi Kadir gecesi olarak kutlanır.


Kur'ân-ı Kerim'de onun iniş zamanıyla ilgili olarak şöyle buyurulmuştur:

"Andolsun her şeyi açıklayan Kur'ân'a. Şüphe yok ki biz onu kutlu bir gecede indirdik." [1]

Bir başka yerde de şöyle buyurulmuştur: "Şüphesiz biz onu (Kurân'ı) Kadir Gecesinde indirdik..."[2]

Bu iki ayet birlikte değerlendirilince, Kadir gecesinin kutlu bir gece olduğu anlaşılmış olur.

Diğer bir ayette ise Kur'ân-ı Kerim'in ramazan ayında indiği ifade edilerek şöyle buyurulmuştur:

"(Orucu farz kılınan sayılı günler) ramazan ayıdır. Bu ay öyle bir aydır ki insanlar için hidayet olan, hidayet ve doğruyla batılı ayırmanın apaçık delillerini kapsayan Kur'ân, onda indirilmiştir."[3]
Bundan da, kutlu olan Kadir Gecesinin ramazan ayında olduğu sonucuna varırız.

Demek ki ramazan ayı Kadir Gecesiyle, Kadir Gecesi de Kur'ân'ın onda inmesiyle şeref ve üstünlük kazanmıştır.

Kadir Gecesinin azametini anlamak mümkün değildir. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Şüphesiz biz onu (Kurân'ı) Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesinin ne olduğunu sana bildiren nedir. Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh, onda Rablerinin izniyle her iş için inerler. Fecrin çıkışına kadar bir esenliktir o." [4]
Bu ayette açıklandığı üzere bu gecenin ilk özelliği Kur'ân'ın onda indirilmesidir. Ayrıca bu gecede yapılan ibadetin, bin ayda yapılan ibadetten üstün olduğu ve bu gecenin takdir gecesi, meleklerin her iş için indiği açıklanmıştır.

Evet, bu gecede gelecek yıla kadar gerçekleşecek olan işler belirlenir. Ölüm, hayat, rızk, mutluluk, bedbahtlık ve tüm şeyler bu gecede belirlenir. Nitekim bu geceye bu adın verilmesinin nedeni de budur zaten. Çünkü "Kadir", takdir etmek, ölçülendirmek anlamına gelir.

Nitekim buna şu ayet de delalet etmektedir:

"Andol-sun her şeyi açıklayan Kur'ân'a. Şüphe yok ki biz onu kutlu bir gecede indirdik... o gecede her hikmetli iş ayrılır. Katımızdan bir emir ile; Doğrusu biz, gönderenleriz. Rabbinden bir rahmet olarak. Şüphesiz O, işitendir, bilendir." [5]
İşleri ayırmaktan maksat, vuku bulacak işlerin özellikleriyle belirlenmesinden başka bir şey değildir.

Bu gece ve meleklerin inişi, her Kamerî yılında tekerrür etmektedir. Bunu ayetin orijinalinde geçen fiilin geniş zaman kipinde olmasından da (tenezzelû=inerler) anlarız.

Kutlu Kadir Gecesinin hangi gece olduğuna gelince; mübarek ramazan ayının 19, 21, 23. geceleri yahut da bu gecelerden biri olduğuna dair Ehlibeyt İmamlarından birçok hadis rivayet edilmiştir. Ancak bazı nedenlerden dolayı bu üç geceden hangisinin Kadir Gecesi olduğu tam olarak açıklanmamıştır. Bu üç geceyle ilgili ameller, dualar, Peygamber efendimiz (s.a.a) ve Ehlibeyt İmamlarının bu üç değerli geceye verdikleri önem, Kadir Gecesinin bu üç gece ya da bunlardan birisinin olduğunu gösteren ayrı bir kanıttır.

Resulullah (s.a.a) meşhur hutbesinde ramazan hakkında; "Bu ayda bir gece vardır ki, bin geceden daha hayırlıdır." buyurmuşlardır.

Kadir geceleri, ramazanın manevî açıdan doruğa ulaştığı gecelerdir. Bu gecelerde müminin hayatı baştanbaşa Allah'ın rengine bürünüvermekte, O'nun yüceliğiyle dolup taşmaktadır. Oruçlu kişinin dayanağıdır, ona dayanarak Allah dışında ve Allah'tan gayri her şeye sırt çevirir. Gecenin sır dolu sessizliğinde tam bir kullukla Rabbinin katında her şeyi, hatta kendisini bile unutur gider, yeryüzüyle ilgili her şeyden koparak göğe bağlanır, gökle birleşiverir.

Bu anlamlı bütünleşme onu soyutlaştırır ve biricik mabuduna ibadet etmeye yönlendirir; bu sayede nedenler, kanunlar ve evrenin sırlarını örten perdeler açılıverir ve mümin can gözüyle her şeyi düzüp koşan Allah'ı görür sadece... Ve can kulağıyla Allah'ın kelâmına kulak verir. "Melekler Rablerinin izniyle inerler." Ve kalbiyle, tüm evrenin ilâhî emrin değneğiyle harekete geçtiğini anlar. Ve bu O'nun emri ve O'nun iradesidir; her şeyi kendi egemenliğine almıştır.

Kadir Gecesi, insanın Allah'la buluşma vaktidir; cismin rengini yitirip de ruhun hakim olduğu gecedir. Maddenin alçalıp mananın yüceldiği, dinin maneviyatının tecelli ve yerin semavîleştiği, müminin baştanbaşa tüm vücudunun ilâhî fıtratının derinlikleriyle yol arkadaşı olduğu, insanın meleklerle arkadaşlık ettiği gecedir. Kendini unutma ve Allah'ın varlığına dalıp O'nda boğulma, Hakk'ın rahmet ve sevgi yağmurunun, Allah'ın peşinde olan oruçlulara yağdığı gecedir; ilâhî takdir gecesidir. Evet, Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır...



Kadir Gecelerinde, önderlerimizin bize öğrettiği gibi kâinatın yaratıcısına hamdüsenada bulunmalı, O'nunla derteşmeliyiz. Tüm gece boyunca uyanık kalınmalı, namaz ve ibadetle meşgul olunmalıdır. İstek ve ricaları yüce Rabbin dergâhına sunmalı ve O'ndan sevgi, rahmet ve af dilenmelidir. O'nun varlığı yaratan zatıyla kendi fıtrî bütünleşmemizi yenilemeli ve bu bütünlüğü sağlamlaştırmalıyız. Önderlerimizin de buyurdukları gibi: "Gerçek mahrum, bu gecenin feyizlerinden mahrum kalan kimsedir." Çünkü "insan yapıcı" olan oruç farizasının tüm yapıcılıklarıyla gözler önüne serildiği doruk noktayı Kadir Gecesinde görmek ve bu anlamı, Kadir Gecesinde mükemmelliğe erdirmek gerekir.



Kalpleri uyanık insanlar ve özellikle gençler, ramazan ayının bereketlerinden yararlanarak Kadir Gecelerinde kendilerini insanî açıdan olgunlaştırmaları ve bu değerli gecelerde iman ve aşkla vardıkları ve varmaları gereken fazilet evreleri ve manevî yüceliğe dikkat etmeleri ve bu alanda ilerlemeye çalışmaları umulur. Böylece her ramazandan sonra İslam ve onun pek değerli hükümlerini ve derin anlamlı eğitim sistemini daha iyi anlayarak kendi ruhumuzu bu semavî inancın hedeflerine daha çok yaklaştırabiliriz

 

tebyan