Dichter, 2002’de, Siyonist rejim İç Güvenlik Servisi Şin Bet’in başkanlığını yaptığı dönemde, Hamas’ın askeri kanadının lideri Salah Şehade için alınan suikast kararını veren ekip arasında yer almıştı.

İzzeddin El Kassam Tugayları’nın lideri Şehade’nin evi bombalanmış; karısı ve üç çocuğunun da aralarında bulunduğu 15 kişi şehid edilmişti.

Haaretz gazetesinin haberine göre, Dichter bir İngiliz araştırma enstitüsünce Annapolis sonrasıyla ilgili bir konferansa katılmak üzere İngiltere’ye davet edildi. Dichter’in diplomatik süreç üzerinde konuşması öngörülmüştü.
Ancak Dichter, Dışişleri Bakanlığı ile temasa geçerek, ikinci intifada sırasında görev yapan üst düzey subaylar hakkında "savaş suçu" işledikleri gerekçesiyle İngiliz mahkemelerine yapılan başvurular ve bu kişilerin bu ülkede karşılaştıkları sorunları değerlendirdi.

Şehade’nin şehadetinin ardından da İngiltere’de, Filistinlilerce ve bazı hukuk bürolarınca olayda sorumluluğu bulunduğu belirtilen İsrail güvenlik yetkililerine karşı ceza davaları açılmıştı.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Dichter’e İngiltere’ye gitmesini tavsiye etmediğini bildirdi. Bakanlık, sol grupların büyük olasılıkla, Dichter hakkında şikayet başvurusu yapacağını ve bunun da tutuklama müzekkeresinin çıkarılmasına yol açabileceğini belirtti. Bakanlık, Dichter’e ayrıca İngiltere hükümetinin resmi konuğu olarak çağrılmadığını, bu nedenle tutuklanmasını önleyecek dokunulmazlığının da bulunmadığını bildirdi.

Dichter’in ofisi ise bu konu çözümlenene kadar bakanın resmi ya da gayriresmi olarak İngiltere’ye gitmeyi düşünmediğini duyurdu.
Dichter hakkında Şehade’nin şehadetinde rolü olduğu gerekçesiyle ABD’de de bir hukuk davasının bulunduğu belirtiliyor. Ancak bu davanın tutuklanmasına gerekçe oluşturmadığı kaydediliyor.

İngiltere yasalarına göre, özellikle savaş suçuyla ilgili yapılan başvurularda mahkeme, tutuklama müzekkeresi çıkarabiliyor, cezai süreç ya da soruşturma başlatabiliyor.

Daha önce çok sayıda Siyonist rejimin üst rütbeli katilleri bu sorunla karşı karşıya kalmıştı.

Dichter ise aynı sorunla yüz yüze gelen ilk katil bakan oldu.
Halen Ulaştırma Bakanı olan eski Genelkurmay Başkanı Şaul Mofaz, Savunma Bakanı olmadan önce 2002’de İngiltere’yi ziyaretinde benzer sorunla karşılaşmıştı. Aynı sorun, eski Genelkurmay Başkanı Moşe Ya’alon ve Güney Kuvvetleri komutanı Doron Almog’u da etkilemişti. 2005 yılında Almog İngiltere’ye gittiğinde, İngiliz polislerin kendisini havaalanı terminalinde beklediğini uçakta öğrenince, uçaktan inmeyerek İsrail’e dönmüştü.

İsrail konuyu İngiltere hükümeti nezdinde çeşitli defalar gündeme getirmiş ve bu konudaki yasaların değiştirilmesini talep etmişti. Ancak İngiltere konu üzerinde çalışıldığını belirtmekle yetinmişti.