Silikozis hastaları bir kez daha sesleniyor

Sayın Başbakan, Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Sayın Milletvekilleri,

Size yarım ciğerlerimizle alabildiğimiz yarım nefesimizle bir kez daha yarım bir teşekkür ediyoruz.

Ciğerlerimizin ve nefeslerimizin neden yarım olduğunu artık siz de biliyorsunuz.

Şimdi size teşekkürümüzün neden yarım olduğunu anlatmaya çalışacağız. İnşallah bu sefer tam anlatmayı başaracağız.

Bizlere, silikozis hastalarına "özürlü" geliri bağlamaya hazırlanıyorsunuz.

Oysa biz özürlü değiliz.

BİZ DEVLETİN DENETLEMEKLE YÜKÜMLÜ OLDUĞU ATÖLYELERDE MESLEK HASTALIĞINA YAKALANDIK.

Arkadaşlarımızın küçük bir kısmının ailesine öldükten sonrası için de güvence sağladınız, sayenizde gözleri arkada kalmayacak. Allah razı olsun.

Lâkin bu yasanın getirdiklerinden yararlanabilmek için, en az yüzde 40 oranında iş göremez raporumuz olmasını istiyorsunuz.

Ancak bildiğiniz hesapla raporlarında yüzde 20 veya yüzde 30 iş göremez yazan arkadaşlarımız var ve onlar yatağa ve oksijen makinesine bağlı yaşıyorlar. Yürüyemiyorlar. Merdiven çıkamıyorlar. Bazıları günde 17-18 ilaç almak zorunda...

Bu arkadaşlarımız, çıkarmak üzere olduğunuz yasadan yararlanamayacak.

Çünkü bu hastaların elindeki raporlar yüzde 40'ın altında.

Bu hastalar hasta taklidi yapmıyorlarsa(!) ortada çok ciddi bir sorun var ve bu sorunu çözmesi gereken hasta işçiler değil yetkililerdir.

Bir de 3 ay içinde başvurma zorunluğu var ki bu da tasarının, uzman hekimlere sorulmadan hazırlandığını gösteriyor.

Silikozis, zaman, bünye, yaşam şartları gibi faktörlere bağlı olarak yavaş ya da hızlı, mutlaka ilerleyen bir hastalıktır. Bugün sağlam görünen işçide bu hastalığın ilerde teşhis edilmeyeceğinin hiçbir tıbbi garantisi yoktur.

Sayın Bakan, kaçak çalıştırmayı özendirmemek için böyle bir sınırlama getirdiklerini söylüyor.

46 ölüm ve 1400 ölümcül hasta ortada dururken kim neye özenebilir?

Bir işçinin, ölüme mahkûm olacağını bile bile, (sırf bu yasada süre sınırlaması yok diye) o ölüm atölyelerine girip çalışacağına ihtimal verebiliyor musunuz?

Ya işverenler?

Onlar için bu atölyeleri faaliyette tutmanın önünde yasal engeller yok mu zaten?

Diyelim, işçilerini yasalara rağmen ölümcül atölyelerde çalıştıran bir işvereni, yasaya koyacağınız süre sınırlamasıyla mı engelleyeceksiniz?

Devletin, kaçak işçi çalıştırmanın önüne koyabileceği, gencecik bedenlerden daha sağlam bir barikatı yok mu?

Kayıt dışı çalıştırılmış meslek hastası işçilere verilecek, hak ettikleri bir iş göremezlik ödeneği ya da maluliyet, neden kayıt dışı çalıştırmayı özendirsin?

Biz, kendimizi, ölüm atölyelerini, mecburiyetlerimizi, aczimizi, haklarımızı, taleplerimizi, ciğerlerimizi, nefeslerimizi o kadar çok anlattık ki, söyleyecek sözümüz nefesimizden önce tükendi.

Biz, bu devletin, bu Hükûmetin baş edemeyeceği, altından kalkamayacağı şeylerden söz etmiyoruz.

Hak etmediğimiz bir ayrıcalık da istemiyoruz.

Biz, özürlü değil, meslek hastasıyız.

Bunun kabul edilmesi bütün taleplerimizi karşılayacak.

Sayın Başbakan'dan son kez istirham ediyoruz.

Sesimizi duyun!

KOT KUMLAMA İŞÇİLERİ DAYANIŞMA KOMİTESİ

 


yenişafak

Bu yazı toplam 2022 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar