Yahudi Halkı Panikte!

Meşhur Amerikalı Yahudi siyasetçi Denis Ross"un başkanlığını yaptığı Yahudi Halkı Politikalarının Planlaması Enstitüsü'nün organizesi ile bu hafta dünyada önemli 120 Yahudi akil ismin katılımıyla "Yahudi Halkının Geleceği" konferansı gerçekleştiriliyor. Konferansın hedefi ise, Yahudi halkının maruz kaldığı tehlikelere işaret etmek.

YASER ELZEGATİR
Enstitü araştırmacıları, Yahudilerin karşılaştığı tehditlere dair yirmi sayfalık bir rapor hazırladılar ve bu tehlikelerle mücadele için bir dizi tavsiyeler önerdiler. Konferansta ele alınacak konuların temelini oluşturacak Yahudilerin karşılaştığı tehditler şunlar:
1- İran gibi ülkeler ve "terör" örgütleri çevrelerinde kitle imha silahlarının yayılması.
2- Dünyadaki Yahudilere ve Yahudi kurumlarına karşı soykırımda bulunma gücüne sahip "köktenci" Müslümanlar tarafından yöneltilen "terör".
3- Ilımlı İslâmî unsurların tükenişi gölgesinde Ortadoğu"ya istikrarsızlığın hâkim olması.
4- ABD"de Yahudi gücüne ve İsrail"in Yahudi devleti olarak meşruluğuna yönelik saldırıların artmasının Yahudi örgütlerinin siyasi nüfuzunu zayıflatması.
5- ABD"nin tek süper güç olma konumunun Ortadoğu"daki politikalarını değiştirecek ve İsrail"i tehlikeye sokacak derecede petrole bağlı kalmasını artıracak şekilde zayıflaması.
6- Batıda önemli nüfuza sahip Yahudilerin göç etmeleri sebebiyle demografik dengenin gerilemesi.
7- Çin ve Hindistan"ın güçlerinin artması ve Arapları destekleyen siyasi yönteme götürecek şekilde enerjiye olan artan ihtiyaçları.
Raporda bu sorunlarla mücadele için önerilen tavsiyeler ise şunlar:
1- İran"a karşı ılımlı Arap ülkelerinden oluşan uluslararası bir cephenin kurulması.
2- ABD"yi Ortadoğu"dan gitmesini engellemek için çalışılması.
3- İsrail"in Çin ve Hindistan gibi yükselen süper ülkelerle işbirliğinin artırılması.
4- Bağımsız Arap-İsrail barış anlaşması yönünde anlamlı bir ilerleme kaydedilmesi.
5- İsrail"in askeri gücünün takviye edilmesi.
6- NATO gibi güvenlik paktlarına girilmesi.
7- İsrail ile dünyadaki Yahudi grupları arasında ilişkilerin güçlendirilmesi.
8- Alternatif enerji kaynakları üretilmeye çalışılması.
SİYONİST DÜŞÜNCENİN ÖZÜ
İşaret edilen konferansta Yahudi seçkinlere sunulacak bu özetlerin okuması içinde bizlerin Yahudileri ve İbrani devletini tehdit eden tehlikelerin gerçekçi bilinci karşısında olduğumuz söylenebilir. Burada dünyadaki Yahudi halkları, İbrani devletinin varlığıyla irtibatlandırılıyor. Yani bizler, bu iki ifade arasında minimum bir ayrılık göremiyoruz. Aslında Siyonist düşüncenin özü de bu. Fakat kendisini yönelten soru şu: Tehlikelerin bilincinde olmak bu tehlikelere direnme gücünün zorunlu olduğu anlamına mı geliyor? Tehlikelerin bilincinde olmanın ve mücadelesi için çalışmanın bir rolü olacak, ancak aynı mücadele, başka kötülük kapılarını açabilecektir. Doğal olarak başka çevrelerin de plan ve mücadele gücü olacaktır.
YAHUDİLERİN NÜFUZU GERİLİYOR
Burada ABD"nin nüfuzunun gerilemesinin tahminden çok gerçeğe yaklaştığına ve bununla birlikte Çin, Rusya ve Hindistan gibi başka güçlerin yükselişte olduğuna işaret edebiliriz. Dolayısıyla dünyanın çok kutuplu bir modele yaklaşması, İbrani devletinin çıkarlarının aleyhine olacaktır. Ayrıca ABD"nin yenilgilerinin sonuçlarının bu yenilgilere kendisini çeken Yahudilerin aleyhine olacağına işaret edebiliriz. Yahudilerin sadece ABD"de değil, Avrupa"da da nüfuzları zayıflayacaktır.
YAHUDİ DEVLETİ UZUN SÜRE DİRENEMEZ
Onların deyimiyle "İslâmi köktencilik" ve bizim literatürümüzde direniş, cihat ve şehitlik akımlarının da bu bağlamda rolleri olacaktır. Bu akımlar İbrani devletinin varlığını zor duruma sokacak ve maliyetli kılacak şekilde etkilerini gösterecektir. Yahudilerin dışarıya göçleri artacaktır. Sözün özü bu devlet, tarihin akışına karşı gelmektedir ve ne kadar güçlü olsa da her halükârda uzun süre direnemeyecektir.
Ürdün"de yayımlanan Ed Düstur gazetesi, 10 Temmuz 2007, Arapça"dan çeviri: Halil Çelik

Vakit