Paralelciler bana sövmeyi bıraksın da, Abi’lerinin yalanlarına baksın!

Her yazımdan sonra “küfür” yağdırıyorlar!.. “Ölmüş anam”dan tutun da, “yedi sülaleme” varıncaya kadar küfrediyorlar!.. Ne“İrancı yobaz”lığım kalıyor, ne de “Amerikan uşaklığı”m!.. Ellerinden gelse, “Yahudi uşağı” filân diyecekler ama; “En baş Yahudi uşağı”nın “kim” olduğunu, onları kimin “otorite”olarak kabul ettiğini çok çok iyi bildikleri için, “Yahudi uşağı”diyemiyorlar!.. Hem, bana “Yahudi uşağı” deseler, “İsrail ile alışveriş”lerinin riske gireceğini de çok çok iyi biliyor olmalılar.

Hemen her gün saydırıyorlar!..

Küfrün, hakaretin bini bi para!..

Önceki gün; “Ermenek’teki maden faciası” esnasında; “Hadi, bunu da Paralel’e bağlayın!”diye “tweet” attıklarını yazdım ya, yine küfürler yağdırdılar!..

Küfretsinler, hakaret etsinler, hiç umurumda değil... Bir kulağımdan girer, diğer kulağımdan çıkar!.. Hem, çok iyi biliyorum ki; “köpek”lerin duası kabul olsaydı, gökten “kemik” yağardı!..

Bunlar, “gökten su yağmaması” için dualar edip, “barajlarda su azalması”nı bile “hocalarına yönelik eleştirilere” yordular ya, gerisini siz düşünün... Hatta, “barajlardaki su da bir an önce tükensin” diye; “24  saat boyunca muslukların açık bırakılmasını ve suyun boşa akıtılmasını” istediler!..

Bu kadar “AK Parti düşmanı” bunlar!.. Bu kadar “vatan haini!”

Sonra da kalkıp;

“Haram”dan, “vebal”den dem vuruyorlar!.. Be adamlar; “Dere kenarında abdest alırken bile suyu israf etmeyiniz” diye buyuran Peygamber Efendimiz (S.A.V.) değil mi?..

Siz ne yapıyorsunuz?..

Bir yandan “Müslümanlık” taslayıp, bir yandan “İslâm’ın emirlerine muhalefet” ediyorsunuz!..

Sonra da, bu “gerçek”leri yazıyorum diye, bana küfrediyorsunuz...

Ne diyeyim;

Allah hepinizi ıslah etsin!..

MÜSLÜMAN AMA CAMİ DÜŞMANI!

Ali İhsan Karahasanoğlu kardeşim, “Cemaat’in izah edemeyeceği üç skandal olay” başlıklı Çarşamba günkü yazısında, bu üç skandal olayı şöyle sıralamıştı:

“Birincisi, Validebağ Camii’ne karşı çıkmaları!.. İkincisi, HSYK’ya seçilen başörtülü avukat ile ilgili olarak, yasakçı tavırdan yana tavır sergilemeleri!.. Üçüncüsü de TUSKON’un üzerine konduğu Çobançeşme’deki devlete ait arsayla ilgili avantajcılığı savunan haberler yapmaları!”

Gerçekten de;

“Dini bir cemaat” olduklarını söyleyen bu insanlar; Validebağ’da “cami” yapılmasına nasıl karşı çıkar?.. “Cami” yapılacak alanın, “betonla kaplı bir arsa” olduğunu bile bile, oraya nasıl “yeşil alan” diyebilir?.. Ve nasıl; “Ezan sesinden rahatsız oluyorum!.. Burada cami istemiyorum!”diyen “Gezi Zekâlılar” taifesi ile birlikte hareket ederler?!?..

Zaman ve Bugün gazetelerinin, Samanyolu ve Bugün televizyonlarının “Cami aleyhtarı”yayınları için, beni “Allah’a havale” edenler ne düşünüyor acaba?..

Beni Allah’a havale edenler, “Allah’ın evi” aleyhinde yayın yapan “Abi”leri için niye gıklarını çıkarmıyor?..

Cenab-ı Allah’tan dileğim şudur:

“Körleşen gözleriniz” tez elden açılsın!..

HSYK’YA BAŞÖRTÜLÜ ÜYE!

Ya, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “HSYK’ya başörtülü bir üye seçmesi” karşısındaki tavırlarına ne demeli?..

Şu hâle bakın;

Cemaat’in televizyonları, sırf “HSYK seçimlerinde fiyasko” yaşadılar diye, “HSYK’ya başörtülü üye seçildiği” için “sevinecekleri” yerde, “üzüntü”lerinden hastalandılar ve neredeyse yataklara düşecekler!..

Hocaları, bir zamanlar “Başörtüsü furuattır” demişti ya, onlar da “başörtülü üye”ye saldırmaya başladılar!..

“Hakimler için başörtüsü yasağı var”mış da!.. “Başörtülü bir üyenin HSYK toplantısına katılması tartışmaya sebep olur”muş da!.. “HSYK üyeleri aslında hakim statüsünde”ymiş de, dolayısıyla “hakimler başörtülü olamaz”mış!..

Falan-filan!..

Yuh yani!..

Bu kadarına da pes!..

Ama, haklılar!..

“Cemaat güdümündeki” öğrencileri “polis” ya da “subay” olmaya yönlendiren, buralarda okuyacak öğrencilerin “ana”larından “başörtüsünü çıkarmalarını” isteyen, “baba”larından da“sakal”larını kesmesi, “takke”lerini çıkarması için baskı yapan, bu “Abi”ler, bu “Abla”lar değil mi?..

“Asker veya polis” olan müritlerine; “içkili ortamlarda bulun, kadeh kaldır!.. Yaz aylarında plajlarda görün!.. Onlar mayo giyiyorsa, sen bikini giy!.. Eş olarak da, başı açık birini seç ve davetlerde dans et!” diye tavsiyede(!) bulunan bu “Abi”ler ve “Abla”lar değil mi?..

Ama, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ne yapıyor?.. Aysel Demirel adlı başörtülü bir hanımı,“HSYK üyeliği”ne seçiyor!..

Paralelci Abi ve Abla’lar,

kudurmasın da ne yapsın?!?..

Bu kadarla kalsalar, yine iyi!..

Bunlar ki; Türkiye’deki “dindar” insanlara, “Cemaat okullarının İslâm’a hizmet ettiğini”söylerler ama Today’s Zaman adlı “Cemaat gazetesi”nin İhsan Yılmaz gibi yazarları; Amerikalılara “AK Parti’yi şikayet” edip, AK Parti’nin “İslâmcı kökenlerine geri döndüğünü, Türkiye’de içkiyi yasakladığını ve sürekli İmam Hatip Okulu açtığını” söylerler!..

Anlayacağınız;

Bunlar Türkiye’de “Müslüman”dır, Amerika ve Avrupa’da ise “laik!”

AK Parti’yi de; Türkiye’de “İrancı” olmakla, Amerika’da “El Kaideci” olmakla suçlarlar!..

Her numara vardır bunlarda!..

DEVLET ARAZİSİNE ÇÖREKLENİNCE!

Bir de; “kursağımızdan haram lokma geçmedi” deyip, “tişört”ler giymeleri ve Hükümet mensuplarını “yolsuzluk ve rüşvet”le suçlamaları yok mu, işte buna çok gülüyorum...

Peki, “TUSKON olayı” ne?..

Ali İhsan Karahasanoğlu, dünkü yazısında bu olayı şöyle açıklamış:

“TUSKON’a 2011’de tahsis edilen 36 dönümlük arsanın satışına karşı yaptıkları anti propaganda. (...)

Milli Emlak’ı kafakola almışlar..

49 yıllığına kendilerine tahsisi çıkartmışlar..

Koca koca işadamları..

Lafa gelince, ortalığı velveleye veren trilyonluk patronlar..

Devletin arsasına bedavaya konmak, size yakışıyor mu?

Haydi eski yıllarda konmuşsunuz.

Şimdi devlet, vazgeçiyor.

Arsayı açık artırma ile satıyor..

Ne var, burada yanlış olan?

Siz hâlâ, neyin peşinde koşuyorsunuz?

Kendinizi rezil edecek şekilde, avantayı nasıl savunabiliyorsunuz?.. Avantanın devam etmesini nasıl isteyebiliyorsunuz?

Başkalarını haramzade olarak suçlarken, bu yaptığınız, haramzadelik değil de nedir?”

Görüyorsunuz ya;

“İşlerine geldiğinde”, yani bir “menfaat”leri olduğunda “dindarlığı” hiç kimseye bırakmıyorlar, “dini bir cemaat” olduklarını söyleyip, “Himmet ve kurbanlık” topluyorlar!.. Ama, işlerine gelmediğinde; “Validebağ Camii” olayında olduğu gibi; “provokatörlerle yandaş” olup,“azılı bir cami karşıtı” kesiliyorlar!..

Hadi, hocaları “başörtüsü furuattır” dediği için, “HSYK’daki başörtülü üye Aysel Demirel”aleyhinde “tezvirat” yapmalarını anlıyorum da; “Çobançeşme’deki devlet arazisine beleşe çöreklenme” ve oraya “dev bir bina” dikmenin neresi “helal”dir, anlayamadım!..

Sövmeyin!.. Hakaret etmeyin!..

Buyrun, cevap verin!..

Ama biliyorum ki;

“Soruları çalmadığınız, Pensilvanya’daki zat da rüyasında görmediği”(!) için, bu sorulara cevap veremezsiniz!..

Çünkü siz;

Ancak “çalınmış sorular”ın cevaplarını “ezbere” bilirsiniz!..

SONER YALÇIN’A GÖZALTI!

Ali İhsan Karahasanoğlu kardeşim, “3 skandal olay”dan söz etmiş ama, herhalde“dördüncüsünü” unutmuş!..

Bir de; “Soner Yalçın’ın gözaltına alınması” olayı var ki, evlere şenlik!..

N’oolmuş Soner Yalçın’a?..

Herhalde, “bir-iki duruşma”ya katılmadığı için, hakkında “gıyabî tutuklama” kararı verilmiş... Polis de, yakaladığı yerde “gözaltı”na almış!..

Bu tür olaylar, ben de dahil, bütün gazetecilerin başına gelir!.. Beni de; bir defasında “pasaport müracaatı”nda, bir defasında da, hem de sabaha karşı “saat 04.30’da”, gazeteden eve giderken “trafik kontrolü”nde gözaltına almışlardı!.. Birkaç saat “nezaret”te tuttuktan sonra“mahkeme”ye sevketmişler, ifademi verdikten sonra, serbest bırakmışlardı!..

Ama ben, her iki gözaltı olayında da; hiç Hükümet’i suçlamadım, “Hükümet’ten gözdağı” ya da“gazetecilere baskı” demedim!..

Öyle ya;

“Duruşmalara yetişemeyen” benim!.. Birine gitsem, diğeri kaçıyor!..

Sanıyorum, Soner Yalçın’ın da öyle olmuş!.. “Hakkında açılan dâvâda, ifade vermeye gitmediği için” gözaltına alınmış!..

Soner Yalçın’ı günahları kadar sevmeyen “Paralelci Medya” organları, bu olayı nasıl verdi biliyor musunuz?..

Doğrudan Hükümet’i suçladılar!..

“Soner Yalçın, Hükümet karşıtı çok sert yazılar yazıyor”muş da, Hükümet; ona “gözdağı”vermek için gözaltına aldırmış!..

Hatta, yine bu “Paralelci yazarlar”dan biri; “Bu olay atlanmamalı!.. Bu olay; bir sabah gözaltına alınıp da kaybedilen insanları hatırlatan bir hadise!” gibi yumurtlamalar yapmış!..

GÖZALTINA ALDIRAN KENDİLERİ!

Bunları yazıp; bu olayı da Hükümet’e bağladılar” ama, “madalyonun öteki yüzü” bambaşka!..

Meğer Soner Yalçın; Paralel Medya’nın iddia ettiği gibi “Hükümet’e muhalefet” ettiği için değil;Washington’a kaçan Adem Yavuz Arslan adlı “Paralelci vatandaş”a hakaret ettiği için açılan dâvâda ifadeye gitmediği için gözaltına alınmış, iyi mi?!?..

Yani “dâvâ açan” kendileri, “gözaltına aldıran” kendileri ama bu olaydan dolayı “Hükümeti suçlayan” yine kendileri!..

Pes vallahi... Bu kadarına pes!..

Oysa, Soner Yalçın diyor ki;

“Gözaltına alınmam, bir Cemaat operasyonudur!.. Cemaat, Hükümete; hâlâ ayakta olduklarının mesajını vermek istiyor!”

Şu hâle bakın;

Olayın mağduru “Cemaat”i suçluyor ama Cemaat medyası, bu olayı da “Hükümete yıkmak”çabasında!..

Sonra da, “dürüstlük”ten, “helal-haram”dan, “vicdan”dan dem vuruyorlar!..

Sizde “vicdan” var mı be!..

Vicdansız herifler!..

Hadi, yine küfredin!..

 **********************************************************************

Türkiye 5 Milyar Dolar... Dünya, sadece 230 Milyon Dolar!

Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sürekli “Dünya 5’ten büyüktür” vurgusu yapıp, “BM Güvenlik Konseyi’nin 5 Daimi Üyesi”nin dünyaya yön vermesinin “haksızlık ve adaletsizlik”olduğunu söylüyor ya, yerden-göğe haklı!..

Öyle ya; 

Madem “dünyaya nizamat” veriyorlar, “dünyanın sorunları”na da “adil bir çözüm” bulmalı değiller mi?..

Ama, nerdee...

İşte “mülteciler” konusu... Ve işte, “Suriye’den kaçıp, Türkiye’ye sığınan Kürtler”meselesi...

TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in “isyan” ettiği kadar var... Gerçekten de; “Birbirinin akşam ne yemek yediğini gözlemleyen devletler, 80 ülkeden gelen terör gruplarını nasıl oluyor da bir türlü fark edemiyor!?!”

Şu hâle bakın; “Esad ve IŞİD terörü”nden kaçıp Türkiye’ye sığınmış “1 milyon 600 binden fazla insan” var ve Türkiye, kucak açtığı bu insanlar için “5 milyar dolar” civarında para harcamış!.. Aşından kesmiş, ekmeğinden kesmiş ve hatta “yatırım”larından kesmiş ve insanlara harcamış!..

Peki, “fiyakalı beyanatlar” veren “BM ve 5’li Çete” ne yapmış?.. Son 3 yılda verdikleri para,“sadece 230 milyon dolar”dır, iyi mi?..

Yüzsüzlüğün bu kadarına pes!

yeniakit

Bu yazı toplam 582 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar