Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Osman Yumakoğulları kimdir?

1947 yılında Antalya’nın Korkuteli ilçesinde doğdu. Halil Bey ile Ümmü Hanım’ın iki oğlundan biri.. İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü mezunu. Almanca ve Arapça biliyor. Beyoğlu Merkez Vaizliği, Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Bursa İlim Yayma Cemiyeti ve Osman Gazi İlim Kültür Vakfı Başkanlığı, Bursa Marmara gazetesi genel yayın yönetmenliği, Avrupa Milli Görüş Teşkilatları genel başkanı, Milli Gazete Avrupa bölümü genel müdürlüğü yaptı. Fazilet Partisi ve Saadet Partisi’nden 20. Dönem İstanbul Milletvekili seçildi. Evli ve 2 çocuk babası. MTTB kökenli bir öğrenci lideri. Heyecanlı, haksızlıklar karşısında öfkeli, sabırsız, fedakar, cömert biri.. Pek bir yere çakılıp kalmadı. Koşan, örgütleyen, cesur..

Milli Görüş hareketinin yurt dışı örgütlenmesinde en çok emeği geçenlerden biri.. İlk bu görev Suriye Türkmenlerinden, İhvan’dan, Almanya’da çalışan Dr. Zeynel Abidin beyin omuzlarındaydı. Sonra Cemaleddin Kaplan ve ardından Yumakoğulları dönemi.. Ali Yüksel ile birlikte bütün Avrupa’da Milli Görüşü örgütlediler.. Hatta Avustralya, Amerika, Kanada’ya yaydılar.. Saadet Partisi’nin içindeki bölünmeler bu teşkilata da yansıdı.. Holding krizi, daha önce Özal döneminde yaşanan özel radyo ve TV’lerin kurulma sürecinde yaşananlar, AK Parti’nin kurulması ve sonrası Osman Yumakoğulları’nın Avrupa’da gecesini gündüzüne kattığı günlerdi.. Bir yandan Avrupa’da gönüllü bir şekilde Türkiye lobisi yaparken, özellikle 12 Eylül sonrası ve 28 Şubat’ta kendi devletinle başının belada olması zor hadise.. Rejim, bazen yabancılardan daha zalim olabiliyordu..

Osman Yumakoğulları’nın ilk gününden itibaren hep beraberdik.. AK Parti döneminden sonra Erbakan-Erdoğan ayrışmasında o tartışmanın arasında kalmak istemedim..  Sonra olanları zaten herkes biliyor. Erbakan’ın ölümünden sonra da teşkilat kendine yeni bir yol buldu..

Osman Yumakoğulları’nın sağlığı yerinde değildi.. Ali Yüksel de Türkiye’ye dönmüştü..

Komaya girene kadar tekerlekli sandalyesinde bile hep ziyaretler yaptı, dert dinledi, yetkililere ulaşmaya çalıştı.. Memleket meseleleri onu, o dert sahiplerini aradı, buldu, hep öyle yaşadı ve öyle öldü.

Allah rahmet eylesin.. Biz hemen hemen aynı nesildeniz. Aramızda 2 yaş var.. O daha kilolu, sağlık açısından daha sorunlu idi.. Ama dolu dolu bir hayat yaşadı. Sağlıklı birçok insandan daha hareketli ve daha gayretli idi.

Biz 27 Mayısı, 12 Martı, 12 Eylülü, 28 Şubatı yaşayan bir nesiliz. Bizi yetiştirenler, 2. Dünya Savaşı’nı görmüş, 1. Dünya Savaşı’nı yaşamış ve tek parti zulmünün altında ezilmiş insanlardı..

Biz darbelerin emzirdiği çocuklarız.. “Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader”. Yakın tarihin yaşayan tanıklarıyız.. Bir çok şey biz yaşarken oldu. Biz yaşarken atom bombası icat oldu. Biz yaşarken uzay keşfedildi. Biz yaşarken AB kuruldu. Bir yaşarken dağıldı Sovyetler Birliği ve biz Soğuk Savaşın içinden geçip geldik. Biz üniversitede iken aynı ülkenin çocukları sağ-sol, Alevi-Sünni, Kürt-Türk diye birbirini öldürüyordu. Birileri bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerine kendilerine iktidar ve servet üretiyordu.

Biz yaşarken internet icat oldu. Biz yaşarken cep telefonu çıktı. Biz yaşarken Forex, Bitcoin, Deep Web, Raspberry Pi icad oldu. Biz yaşarken CERN’de atom parçacıkları çarpıştırıldı. Kara delik keşfedildi, atom parçalandı, biz yaşarken keşfedildi Genom..

Biz yaşarken o kadar çok şey oldu ki..

Osman Yumakoğulları ile aynı yerden geliyor ve aynı yöne doğru ilerliyorduk. Yüzlerimiz aynı yöne bakıyordu.

Kader, ecel, “gel” dediler, gitti. Bu davete kim “hayır” diyebilir ki.. Niye demek istesin ki, asıl yurdun orası olduğunu bildikten sonra.

Bitti dünya sürgünü.

Bizim oradaki dostlarımız, bekleyenlerimiz buradakilerden daha fazla.. Hem zaten buradakilerin de dönüp dolaşıp gelecekleri yer orası değil mi.

Osman Yumakoğulları yorgun bir savaşçı idi. Umutsuz değildi. Hiç umutsuz olmadı ki. En zor zamanında bile, yalnız ve çaresiz olmadığını bilir Müslümanlar. Çünkü kendilerini gören, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allah var..

“Ölüm, asude bir bahar ülkesidir bir rind’e” Yumakoğulları’nın yorgun bedeni için ebedi bir istirahatgâha dönecektir orası.

Allah ölümüze, dirimize rahmet etsin.

Allah mekanımızı cennet etsin.

Yumakoğulları’nın bu dünyada yarım kalmış, sorulmamış bir sürü hesabı var.. Komaya girmeden Mimar Hasan Sarı’nın Küçükçekmece’de yapmayı planladığı Global Kültür ve Sanat Parkı ve Milletlerarası İslam Medeniyeti Sanat ve Felsefe Mektebi için sağı solu arıyordu. Bir eylem adamı sanat ve felsefede yeteri kadar insanımızın olmamasından dert yanıyordu..

Darbeciler, İslam düşmanları ve zalimlerden sorulacak hesabın görüleceği bir gün var.

Osman Yumakoğulları için hesaplaşma bitmedi, o gün için gün sayıyor.. Bu dünyadan daha erken giden zalimler ise şimdi zebanilerin elinde tutsak..

Selam ve dua ile..

Taziye: Dün de Sibel Eraslan’ın annesi vefat etti. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum, ailesine de başsağlığı. İnna lillah ve inna ileyhi raciun..

yeniakit

Bu yazı toplam 1469 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar