Nükleer Silah Denemelerinde Fransız Pisliği

Nükleer Silah Denemelerinde Fransız Pisliği

Fransa nükleer denemelerini sadece Güney Pasifik'le sınırlı tutmadı, eskiden sömürgesi olan Cezayir'de de yaptı.

Fransa nükleer denemelerini sadece Güney Pasifik'le sınırlı tutmadı, eskiden sömürgesi olan Cezayir'de de yaptı. Paris bugüne dek mağdurların hukuki protestolarına karşı direnmekte kararlı. Bernhard Schmid'in haberi.

| Bild:
| "Biz kötü bir şey yapmadık, çünkü diğerleri bizden çok daha dikkatsizler." 1960 ile 1996 yılları arasında Fransız ordusu tarafından yürütülen nükleer bomba denemelerinin sebep olduğu "insani zarar" karşısında Fransız devletinin kendine düstur edindiği uzun zamandır tanınan slogan günümüze kadar bu idi.

Üstelik 2002 yılında yayınlanan bir parlamento raporunda pişkince, bunlar gibi nükleer denemelerin "testin yapıldığı çevreyi etkilemeden ya da insani risklere girmeden yapılamayacağı" söyleniyor. Ancak "tüm bu etkiler, 1945'ten sonra iki dünya gücünün yaptığı denemelerle kıyaslandığında gülünç derecede hafif kalır", diye devam ediyor rapor.

Ancak, Fransız askeri tarihi de arkasında, nükleer silah denemelerinin sonuçlarını pek de "gülünç" bulmayan mağdurlar bıraktı. Güney Pasifik'te yer alan Fransız Polinezyası'nın takım adalarını altına alan etkiler, Kuzey Afrika'daki Sahra çölü için de geçerli.

Temmuz 2001'de Cezayir'deki günlük gazete Liberté, Cezayir'in güneybatısında söz konusu güne kadar kilometrelerce uzanan bir çap içinde hayvan ölümlerinin görüldüğünü ve bunların sebebinin bu çöl bölgesinde sık olmayan bitki örtüsüne yerleşmiş radyoaktif ışımadan kaynaklandığını bildiriyordu.

Evian sözleşmesinde yer alan gizli maddeler

Şubat 1960'da ilk nükleer bomba denemelerine başladığından bu yana Paris hükümeti dünya çapında 210 nükleer silah denemesinde bulundu. İlk patlamalar Güney Cezayir'de, bir Sahra kenti olan Colomb-Béchar'ın yakınlarında ve ardından, çöllük Hoggar alanındaki tünellerde gerçekleşti.

1966'ya, yani Cezayir'in bağımsızlığını kazanmasından dört yıl sonrasına kadar Fransa bu Kuzey Afrika ülkesinde nükleer başlıklarını denemeyi sürdürdü: Fransa'ya bu imkanı tanıyan, Cezayir savaşının sona ermesini sağlayan Mart 1962 tarihli Evian Antlaşmasında yer alan gizli koşullardı. Yer üstünde yapılan 4 denemeyi, yer altına alınan 13 tane test patlaması izledi.

Bu denemeler sonucunda Colomb-Béchar'ın güneyinde 150 kilometre genişliğinde bir şerit radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı. Bunda da kötüsü, nükleer silah denemelerinde kullanılan kamyon ve diğer araçlar gibi ekipmanın Sahra Çölüne, yüzeyin hemen altına gömülmüş olması.

Çöle dev bir nükleer atık deposu gözüyle bakılmıştı. Ancak yüksek radyoaktif ışımanın görünmez tehlikelerinden haberdar olmayan çöl sakinleri sonradan bu ekipmanları çöl toprağından çıkarıp sattı.

Hiroşima Bombası'nın 675 katı bir potansiyel

Fransız hükümeti bunun ardından nükleer silah test programını Güney Pasifik'e aldı. 1974 yılına dek denemeler burada da yerüstünde sürdürüldü. Yerüstüne yapılan bu patlamaların 46 tanesiyle, Güney Pasifik'te Hiroşima Bombası'nın 675 katı bir potansiyel açığa çıktı. Gerçekleşen zincirleme tepkimeler sonucundaysa bu potansiyele tekabül eden atık ürünler meydana geldi.

Bir önceki yılın yazında cumhurbaşkanlığına seçilen Jacques Chirac'ın, tüm protestolara karşın Güney Pasifik'te sekiz nükleer silah denemesi daha yapılmasına izin verdikten sonra, Fransa'nın son nükleer denemesi Muruoa mercan kayalıklarında gerçekleştirilirken takvim 1996 Şubatını gösteriyordu.

O günden bu yana nükleer silah başlıklarının işlerliği ve kesin etkileri, tıpkı ABD'de olduğu gibi laboratuarlarda yapılıyor.

Çoğu görev bölgesini ve görevlerini bilmeden Güney Pasifik'e gönderilen Fransız askeri olmak üzere en az 76 bin kişi nükleer silah denemelerine katıldı.

"Nükleer Silah Denemeleri Gazileri Birliği" (AVEN) tarafından muayene edilen 700'den fazla katılımcıdan meydana gelen bir test grubunun neredeyse üçte biri en az bir kanser türüne sahip –yani aynı yaş grubuna ait "normal halkın" sahip olduğunun iki katı. Bazıları cilt ya da iskelet rahatsızlıklarından mustarip ya da çocuklarının sakat doğduğundan şikayet ediyor. Ancak denemelerin tıbbi etkileri bugüne kadar ayrıntılı olarak incelenmiş değil.

Fransa'ya giriş yasağı

AVEN kuruluşu ve eskiden "Muroroa e Tatou" nükleer deneme alanında görev yapmış Polinezya'lı işçilerin kurduğu bir dernek 2003 sonbaharında, radyoaktif zehirlenme nedeniyle davalısı belli olmayan bir suç duyurusunda bulundular.

2004 yılında Parisli iki kadın hakim Anne Auclaire-Rabinovitch ve Anne-Marie Bellot ölüme sebebiyet vermek ve darp nedeniyle davalısı belli olmayan bir dava açtılar. Buna karşın, Cezayir'de benzer bir örgütün kurulması için çalışan birçok kişiye Fransa'ya giriş vizesi verilmedi. Anlaşılan mağdurların tümü mağdur sayılmıyor.

Öte yandan Kuzey Afrikalılar, Pasifik sakinlerini kendilerine örnek alabilirler. 2006 yılının ilk kez bir Fransız deniz aşırı parlamentosu, Pasifik'teki Fransız Polinezyası nükleer deneme mağdurları ve radyoaktivite bulaşmış şahıslar konusunu resmi bir şekilde ele aldı.

Tahiti'deki Papeete'de bulunan yerel parlamentonun temsilcileri tarafından görevlendirilen bir inceleme komisyonu, araştırma raporunu Şubat 2006'da yayımladı.

Paris'in, nükleer test patlamalarının "temiz ve tehlikesiz" olduğu iddiası, bu raporlarda gerçekdışı olarak değerlendiriliyor. İnceleme komisyonu, ada halkına, çevre ve sağlık zararları nedeniyle Fransız hükümetinden tazminat talep etmeleri tavsiyesinde bulunuyor. Bu konuda yürütülen hukuk davası halen sürmekte.

Bernhard Schmid

Almanca'dan çeviren: Ogün Duman