Neden 2 madde değil de, 26 madde?.. Çünkü!

 
 
Yarın "referandum"a dair yazı yazmak yasak... O halde; ne diyeceksek, bugün diyeceğiz... Elbette "Evet" diyeceğiz... "Evet" diyeceğiz, çünkü bizler, Cengiz Çandar"ın dediği gibi, "ruh sağlığı yerinde" insanlarız... "Evet" diyeceğiz, çünkü biz, "kafası fosilleşmeye başlayan bağnazlar"dan değiliz... "Evet" diyeceğiz, çünkü; biz "devlet, millet içindir" düsturuna inanıyoruz... "Evet" diyeceğiz, çünkü; "1982 Darbe Anayasası"nın sorun çözmeyeceğini", zira kendisinin bir "sorun" olduğunu biliyoruz... "Evet" diyeceğiz, çünkü biz, bu "anayasa değişikliği"nin getirdiği "pozitif ayrımcılık"la, "zayıfların korunacağını" yani; "kadın"lar, "çocuk"lar, "yaşlı"lar, "özürlü"ler, "şehitlerimizin dul ve yetimleri" ile "gazi" ve "malûl"lerimizin "devlet güvencesi"ne kavuşturulacağını biliyoruz... "Evet" diyeceğiz, çünkü; bu değişiklik ile devlet "şeffaf" olacak, "vatandaşın kişisel mahremiyeti" korunacak!.. Bizler biliyoruz ki; vereceğimiz her "evet" oyu ile, "sınır kapılarındaki tutsaklığa son" vereceğiz... Zira, yeni düzenlemelerle; "yurtdışına çıkış yasağı kararı"nı kişiler veya kurumlar değil, "bağımsız mahkemeler" verecek.
"EVET" DEMEK İÇİN SEBEP ÇOK!
Uzun lâfın kısası;
"Çocuklar devlet güvencesinde" olacağı,
"Memurlara toplu sözleşme hakkı" verileceği,
"Kamu denetçiliği" getirileceği,
"Partilerin cezalarını milletvekilleri ödemeyeceği",
İdarenin her işlemi "yargı denetimi"ne açılacağı, "askerî yargı"nın görev alanı daraltılacağı,
"Yüksek Askerî Şûra kararlarına yargı denetimi" getirileceği, böylece "YAŞ mağdurları"na, hukuk önünde kendi haklarını arama imkânı verileceği,
Anayasa Mahkemesi"nin oluşumunda, "Meclis"in, yani "millet iradesi"nin etkisinin artırılacağı,
Artık "vatandaşlar"a da, "Anayasa Mahkemesi"ne bireysel başvuru imkânı" getirileceği,
"HSYK"ya daha demokratik bir yapı" getirileceği, artık "birinci sınıf hakim ve savcılar"ın da kendi aralarından "yüksek yargıya temsilci" gönderebileceği,
"Darbecilere yargı yolu" açılacağı, "geçici 15. madde"nin yürürlükten kaldırılacağı ve böylece "darbe yapma gerekçesi"ne son verileceği,
İçin, bizler yarın yapılacak "referandum"da, kendi irademizi kullanıp "Evet" diyeceğiz.
"HAYIR CEPHESİ"NİN GÜLÜNÇ BAHANESİ!
Evet, biz bu maddelere "Evet" diyeceğiz... Peki, "Hayırcı Cephe"nin gerekçeleri ne?.. Onlar, "askerî vesayet"in yanı sıra, "yargı vesayeti"nin de devam etmesi için "Hayır" diyorlar... Tabiî, bir de "Erdoğan takıntıları" olduğu için "Hayır" diyorlar!..
Oysa, Tayyip Erdoğan bugün var, yarın yok!..
Ama bu "26 madde" kalıcı.
Biliyorsunuz, "Hayırcı Cephe"nin sözcüleri; gerek "miting meydanları"nda, gerek "televizyon ekranları"nda hep şunu söylediler:
"Aslında, 26 maddenin 24"üne bizler de karşı değiliz!.. HSYK ve Anayasa Mahkemesi"nin yapısını değiştiren maddeler eğer paketten çıkarılsaydı, bu değişikliğe biz de destek verirdik... AK Parti, elmalarla armutları aynı sepete koyunca, bizim destek vermemiz beklenemezdi... Ne olurdu sanki; 24 madde Meclis"ten geçseydi de, sadece 2 madde referanduma götürülseydi!"
Evet, aynen bunu söylediler!..
Akılları sıra çok "uyanık"lar ya, millet de "keriz" ya; zannettiler ki, millet bu palavrayı yutacak!..
"Rahibeli afişi AK Parti"nin astırdığı" nasıl "yalan" çıktıysa!.. "Hayır bildirisi dağıtan CHP"li 3 kadının AK Partili bir gencin saldırısına uğradığı" nasıl "palavra" çıkmışsa... Erdoğan"ın oturduğu evin "musluk"larının "altın"dan olduğu nasıl "iftira" çıkmışsa... "Hayırcı cephe"nin sığındığı bu "bahane" de "yalan"dır, "palavra"dır, "gerçeği örtbas çabası"dır!..
O HALDE, MECLİS"TE "EVET" DESEYDİNİZ!
Şimdi, bu "iddia"mızı ispat edelim:
Malûm, "Anayasa Değişikliği Paketi" için, Meclis"te "2 tur" oylama yapıldı... "Siyasî partilerin kapatılmasını zorlaştıran" maddenin "ilk tur" oylamasında bazı BDP"liler de "kabul" oyu verince, bu madde "337 oy" aldı ve böylece "ikinci tur"a kaldı...
İkinci tur oylamada ise, BDP"liler desteklerini çekip, CHP gibi "boykot" uygulayınca; bu madde ancak "327 oy" olabildi ve dolayısıyla, "330"un altında kaldığı" için reddedildi.
Yani, "referandum paketi"nden çıkarıldı!..
Demek oluyor ki;
Bu madde de "330 ve üzerinde" bir oyla geçseydi, yarın bu maddeyi de oyluyor olacaktık.
Peki, bunun anlamı ne?..
Anlamı şu:
CHP, MHP ve BDP; bugün iddia ettikleri gibi, "benimsedikleri" maddelerin, yani "23-24 madde"nin oylamasına katılıp da, "kabul" oyu kullansalardı, sözkonusu maddeler "367"nin üzerinde" oy alacağı için, iş Meclis"te bitecek, yani "referandum"a hiç gerek kalmayacaktı!..
Ama, CHP ve BDP ne yaptı;
"Boykot" uyguladı, oylamalara katılmadı!..
MHP ise, "Hayır" dedi!..
Sorarlar adama;
"Madem 23-24 maddeyi olumlu buluyordunuz, peki onların Meclis"teki oylamasına niye katılmadınız veya "Hayır" dediniz de referanduma götürdünüz?.. O maddelere oy verseydiniz, otomatikman 367"nin üzerinde oy alacak ve böylece, sadece 2 madde referanduma götürülecekti!..
Pekalâ iktidara ayak oyunu yapıp, diğer 24 maddeyi Meclis"ten geçirir, sadece HSYK ve Anayasa Mahkemesi ile ilgili düzenlemeyi referanduma bıraktırabilirdiniz...
Ama, siz ne yaptınız;
Benimsediğiniz maddelere de onay vermeyip, referanduma bıraktınız... Bugün kalkmış; "Niye 2 madde değil de, 26 madde" diyorsunuz..
Oylamalar sırasında aklınız neredeydi?..
Vazgeçin bu palavralardan!.. Vazgeçin suret-i haktan görünme çabasından!"
BU DEĞİŞİKLİK YÜCE DİVAN İÇİN Mİ?
Gördüğünüz gibi; hâlâ "yalan" söylüyorlar, hâlâ "iftira" atıyorlar, hâlâ "kılıf" bulmaya çalışıyorlar... Ama millet, "gerçek"leri görüyor, bu "palavra"lara da karnı tok!..
İzninizle, bir "yalan"larını daha suratlarına çarpmak istiyorum... Ne diyorlar;
"AK Parti iktidarı, HSYK ve Anayasa Mahkemesi"nin yapısını değiştirmekle, kendi yargısını oluşturmaya çalışıyor... Böylece, Yüce Divan"da yargılandıklarında kendilerini garantiye almak istiyorlar!.."
Evet, aynen bunu diyorlar!..
Peki, gerçek mi bu?..
Hayır!..
Bütün iddiaları gibi, bu da yalan!..
Buyrun, işte ispatı:
Anayasa Mahkemesi"nin şu anda kaç üyesi var?.. "11 asil, 4 yedek üye"si, yani "15 üyesi" değil mi?..
Açık ve net;
Değişiklikle, "yedek"ler de "asil" olacak ve bu üyeler, "65 yaşına kadar" görevlerinde kalacaklar... AK Parti"nin bunlara bir "müdahale"si var mı?.. Yok!.. Peki, "anayasa değişikliği" ile bu 15 üye, yerlerinden olacak mı?.. Elbette hayır!..
Peki, yarın oylayacağımız "anayasa değişikliği" ne getiriyor?.. Getirdiği, sadece şu: Üye sayısını "11+4"ten 17"ye" çıkarıyor!..
Yani, "15 mevcut üye"ye, "2 üye daha" ekliyor!..
Sorarlar adama:
"AK Parti"yi bu yeni 2 üye mi kurtaracak?.. 15 üye aleyhte oy verince, 2 üye lehte oy verse ne yazar, aleyhte oy verse ne yazar?"
"Paranoya"nın bu kadarına pes!..
"Çarpıtma"nın bu kadarına pes!..
Bir ayrıntı daha:
AK Parti bir "katakulli" çeviriyor da, Anayasa Mahkemesi bunun farkında değil öyle mi?.. Adama gülerler!.. Hem de münasip yerleriyle gülerler ve sorarlar;
"Siz çok biliyorsunuz da, Anayasa Mahkemesi hiçbir şey bilmiyor mu?.. Söyleyin hele; bu değişikliği Anayasa Mahkemesi onayladı mı, onaylamadı mı?.. Bir katakulli görseydi, bu değişikliği hiç iptal etmez miydi?!?.. Ama, ne yaptı Anayasa Mahkemesi?.. Bazı maddeleri iptal ederken, bu maddeyi onayladı!.."
VESAYETLERDEN KURTULMAK İÇİN EVET!
Uzun lâfın kısası;
Her söyledikleri yalan, her iddiaları, her bahaneleri yalan!.. Ne söyledilerse, lime lime dökülüp, ellerinde kalıyor.
Bakın, "son bir ay" boyunca kaleme aldığım "referandum yazıları"nda, sizlere hiç "yalan-yanlış bilgi" vermedim... Hiçbir konuda "çarpıtma" yapmadım ve asla "abartı"ya kaçmadım!..
Olan neyse, onu yazdım!..
Yazdıklarımın hepsi delilli, hepsi ispatlı!..
Hiçbir "Hayırcı" da, bunları yalanlayamadı...
Bugün, sizlere "son defa" sesleniyor ve "Türkiye"nin aydınlık yarınlara, özgür bir geleceğe, vesayetlerden kurtulacağı günlere" kavuşması için, "Evet" demenizi istiyorum.
Ben sizi aldatmadım...
Siz de beni hüsrana uğratmayın!..
Sakın ola, "1 oydan ne çıkar?" demeyin... O 1 oy, çok şeyi değiştirecektir!..
Ne kadar çok "Evet" çıkarsa,
Türkiye o kadar "özgürleşecek"tir!..
"Üstünlerin hukuku değil,
Hukukun üstünlüğü için EVET!"
Şimdiden, hepinizi tebrik ediyorum...
=============
Berhan Şimşek"ten "kavga" çağrısı!
"Hayır bildirileri" dağıtan "CHP"li 3 kadın"ın saldırıya(!) uğraması üzerine; CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek demişti ki; "Başbakan, kendi militanlarını, kendi gerillalarını sokaklarda CHP örgütüne saldırtıyor!.. Çakallar gibi saldırıyorlar, kurtlar gibi saldırıyorlar!.."
Sonra belgelenmişti ki; o genç "AK Partili değil, DSP sempatizanı"dır!.. Ayrıca, "saldıran" değil, "saldırıya uğrayan"dır... Öfkeyle saldıran CHP"li kadınlar, o gencin üzerine; birer "militan" ve "gerilla" gibi saldırıp, sırtına "sopa"larla vurmuşlardır!..
Ne derler, "armut, dibine düşer"miş!..
Yani, o CHP"li kadınlar, "Berhan Şimşek"in taktiği"ni kullanmışlardır!.. Çünkü Berhan Şimşek, daha "dün" yani "referandumdan bir gün önce" CHP"li üyelere demiş ki;
"Referandum günü, gerekirse kavga edin!..
Bir gece nezarette kalmaktan bir şey çıkmaz!"
Fazla söze hacet yok...
Kim "şiddet yanlısı"dır, kim "kavga ve gerilim" istemektedir, kim "militan veya gerilla"dır, işte bir defa daha ortaya çıktı!..
Berhan Şimşek"e bakın, ona göre kullanın oyunuzu!..
"Kavga"dan yana değil, "barış"tan yana kullanın oyunuzu!..

vakit

Bu yazı toplam 1261 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar