Kur'ani Hayat

Kur'ani Hayat
Hayatta pek az şey bana Mustafa İslamoğlu hocamızın yıllardır süren tefsir dersleri kadar haz vermiştir.

Yaşadığımız günlerin en anlamlı, en hikmetli, en değerli işlerinden biri olarak gördüğüm bu dersler nasipse önümüzdeki ay tamamlanacak.

Hoca, son dersini verip sözlü tefsir faslını kapatacak ve yazılı tefsir çalışması üzerinde yoğunlaşacak.

Abidevi tefsirler arasındaki yerinin şimdiden ayrıldığını hissettiğim bu çalışmayı okumak için 10 sene kadar beklememiz gerekebileceği söyleniyor.

Neyse ki Mustafa Hoca, tefsirin özeti mahiyetinde bir açıklamalı meal hazırladı.

Bugün-yarın baskıya verileceğini duyduğumuz bu çalışmanın ilk nüshaları, hocanın son tefsir dersinde Kur'an dostlarının ilgisine sunulacakmış.

Bârekallah.

Arkadaşlarla konuştuk; yaz aylarında mesaimizin hatırı sayılır bir kısmını bu açıklamalı meale ayırıp, üzerimizdeki pasları mümkün mertebe atmaya çalışacağız inşaallah.

Bir müjde daha: Hocanın açıklamalı mealiyle birlikte, "Kur'ani Hayat" dergisinin ilk sayısı da çıkacak inşaallah.

Evet; Ku'ani hayatın izini süren bir vakıf (Akabe), Kur'ani hayatın izini süren bir yayınevi (Denge), Kur'ani hayatın izini süren bir televizyon kanalı (Hilal)" ve şimdi de Kur'ani hayatın izini süren bir dergi.

Mustafa İslamoğlu ve arkadaşlarından da zaten böyle bir dergi beklenirdi.

Yayın yönetmenliğini Dr. Fethi Güngör'ün, yazı işleri müdürlüğünü Muharrem Baykul'un, başyazarlığını Mustafa İslamoğlu'nun üstlendiği; yayın kurulunu Fethi Güngör, Hasan Hafızoğlu, Adnan İnanç, Muhammed Emin Yıldırım ve Bahri Bulut'un oluşturduğu; kadrosunda Münib Engin Noyan, Fatih Okumuş, Suat Yıldırım, Y. Ö. Özburun, M. Yolcu, Y. Aydoğan, C. Tekeli, Y. İslamoğlu, H. Kerim Ece, B. Doğruer gibi isimlerin yer aldığı derginin 'çıkış gerekçesi'ne ilişkin bir açıklamada şöyle deniliyor:

"Belirsizlikler çağında yaşıyoruz. İnsanlar aradığını bulamıyor, çünkü ne aradığını bilmiyor. Bulanlar da çoğu zaman farkında olamıyor. Sorunlarını ve önceliklerini belirlemede zaafa düşüyor. Milyonlarca insan neyi, nerede arayacağını ve hakikate nasıl ulaşabileceğini bilmiyor. Önceliklerini kısmen belirleyebilenler de çoğu zaman usul hatası yapıyor. Sorunu tesbit etmek yetmiyor. Tedavi için yanlış bir yöntem kullanılması sorunu derinleştiriyor.

Çözümün Vahye dönüşte olduğunun farkında olan ve bunu dillendirenler de aslında az değil. Sünnetin vahyin amele dönüşmüş hali olduğunu bilenler de az değil. Ancak, bir türlü maksada vasıl olunamıyor. "Vusulsüzlük, usulsüzlüktendir" özdeyişinde ifadesini bulan hakikat sebebiyle, usulde yapılan hatalar, içeriği de etkisiz hale getiriyor. Kur'an'ın yolundan gittiğini iddia edenlerin vahyin öğrettiği usule uymadığı görülebiliyor. Müslümanın tasavvuru seküler etkilerle kirletiliyor. Maksatlı ve sistemli mühendislik çabalarıyla zihinlerin vahiy ile olan canlı bağı koparılıyor. En tehlikelisi de, bu kirlenmenin zamanla kanıksanır hale geliyor olması.

Küresel kirlenmenin aksine, son ikiyüzyıldan beri sessiz ve derinden akıp gelen bir diriliş neslini de, bir ilahi bağış ve büyük bir imkan olarak görmek gerekir. Küresel kirlenmeye karşı tepki verenlerin varlığı, insanoğlunun Yüce Yaratan tarafından "unutulmamış" olduğunu gösterir. Urvetu'l-Vuska, Mihrap, Sırat-ı Müstakim, Menar, Sebilu'r–Reşad, Darü'l-Fünun, Tercümanu'l-Kur'an, Hikmet, Diriliş, Hareket, Büyük Doğu, Düşünce vb. dergilerin hepsi küresel kirlenmeden arınmaya çağırmak için yola çıkmıştı. İlmi, fikri, edebi, siyasi vb. içerik ve üslup farklılıklarına rağmen, hepsi de vahye muvafık bir hayatın inşası için mesajlar vermiştir.

Ancak, bu süreçte bütünüyle Kur'an'ı konu alan bir dergiye rastlanmamaktadır. Aziz Kur'an'ın varlık hakkında derin düşünce kapılarını aralamak ve bilinçli kabul veya bilinçli red demek olan imana ulaştırmak gibi hayati amaçlarını, dergi formatında geniş kitlelere ulaştıran müstakil Türkçe yayınlar şimdiye kadar bir iki istisna dışında ortaya çıkmadı. Oysa, Kur'an ile hayatı buluşturan, bu iki değeri birbirine bağlayan bir dergi, vahyin öngördüğü hayatın inşası yolunda önemli bir görev üstlenebilirdi. İşte, tam da bu saikle doğuyor, Kur'ani Hayat Dergisi!"

Şükür ki doğuyor.

yenişafak

Bu yazı toplam 1309 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar