Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Kraliçe bilecek mi?

Kraliçe bilecek mi?
Acaba Kraliçe bilecek mi, kendisini konuk eden Cumhurbaşkanı hakkında, taa Dışişleri Bakanlığı döneminde başörtüsü konusunda takındığı tavır sebebiyle siyasi yasaklılık konulması için dava açıldığını? -Acaba Kraliçe bilecek mi, kendisini konuk eden Cumhurbaşkanını meşru görmediği için, ana muhalefet liderinin, onuruna verilen yemeğe katılmadığını?

-Acaba Kraliçe bilecek mi, kendisini konuk eden Cumhurbaşkanının eşi başörtülü olduğu için bazı önemli devlet görevlilerinin davete icabet etmediğini? -Acaba, aynı zamanda Kilisenin başı olan Kraliçe bilecek mi, laikliği Avrupa'dan alan Türkiye'de, iktidar olan partinin, tam da Avrupa'daki laiklik kıstaslarını savunduğu, özellikle İngiltere'deki Anglo - Sakson örneğinin altını çizdiği, yani "demokratik laiklik" söylemini seslendirdiği için, "laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak" suçlaması ile kapatılmak istendiğini? Tabii ki bilecek. Çünkü Türkiye üzerine kitaplar okuyarak geliyor buraya. ve hiç şüphesiz en geniş biçimde bilgilendirilerek... Bilecek ve hayret edecek.

Düşünsenize, tam da bugün, Anayasa Mahkemesi Ak Parti'nin kapatılması ve Cumhurbaşkanı Gül'ün siyasi yasaklı hale gelmesi davasında karar verse ve bu karar, Başsavcı'nın talepleri istikametinde olsa...

Yani Kraliçe'yi hakkında siyasi yasaklılık hükmü çıkmış bir Cumhurbaşkanı misafir ediyor olsa! Acaba birilerinin içi kanar mıydı? Acaba birileri, hiç olmazsa böyle bir durumda "Hiç de şık olmadı" diyebilir miydi? Yoksa bir "devrimci coşku" mu duyulurdu?

Ben buradan sesleniyorum ya; -Siz ülkeniz için çırpınıp durun. Anayasa Mahkemesi kapatma kararını siz ülkeniz için koştururken versin, siz bir çocuğun başını okşarken, bir hizmet kurumunun açılışını yaparken... Siz istediğiniz kadar Türkiye için çırpının, birilerinin bağnazlığını aşamıyor olabilirsiniz.

-Yiğidi öldür ve hakkını ye! Türkiye'de birileri için kural bu olabilir. Olsun! Tarih her şeyi not ediyor. İngiltere Kraliçesi 37 yıl aradan sonra ikinci kez geliyor Türkiye'ye. "Sorun bakalım, diyor Cumhurbaşkanı Gül, Kraliçe bir gittiği yere bir daha gidiyor mu? Kaç ülkeye birden fazla gitmiş?

 Çok önemli bir ziyaret bu." 750 basın mensubu izliyormuş ziyareti.Türkiye, dünyada en çok konuşulacak ülkelerden birisi olacakmış. Gelecek hafta Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer gelecekmiş Türkiye'ye...

Hiç kuşkusuz Ankara'da yata yata gelişmiyor bu ilişkiler. Türkiye evet, Fildişi Sahili'nin veya Afrika'nın 150 bin nüfuslu bir ülkesinin Başbakanını, ya da Sudan'ın Cumhurbaşkanı'nı da ağırlıyor, ama işte İngiltere Kraliçesini ya da Avusturya Cumhurbaşkanı'nı da... Türk diplomasisi, işte Irak'ta sürdürdüğü yoğun çabanın meyvelerini toplamaya başladı. Terör örgütü, Kuzey Orak'ta alan bulamaz hale geldi. Kuzey Irak yönetimi, Türkiye'nin hassasiyetlerini anlamaya başladı.

-Yiğidi öldür ve hakkını ye! Bu kuralı ne kadar işletebilirsiniz? Ana muhalefet lideri Baykal, Cumhurbaşkanı Gül'ün Kraliçe onuruna verdiği yemeğe katılmıyor.

Bravo! Ne muhteşem bir protesto bu! Tarihe geçer alimallah! Ama asıl soru şu: -Bir dikili ağaç gösterilebilir mi Baykal adına bu ülkede? Şu ana kadar hiçbir yerde rastlamadım Baykal'ın bu tavrını eleştiren tek cümleye. Kocaman bir "AYIP" manşeti konmaz mıydı bu boykotu yapan bir başkası olsa? Bu da medyanın ayıbı!

Medya şu sıralar Ak Parti'yi kötüleyecek dosyalar üretmekle meşgul, Baykal'a bir türlü sıra gelmiyor. Her neyse...

Aklıma bazı sorular geliyor, onları sizlerle paylaşmak isterim: İngiltere Kraliçesini eşi başörtülü bir Cumhurbaşkanı ağırlıyor ya... -Acaba bu "Türkiye gerçeği" Kraliçe'yi şaşırtmış olabilir mi? Kraliçe'nin içinden "Bunlar nasıl Batılı?" gibi bir soru geçer mi?

Azıcık burun kıvırır mı Kraliçe? Azıcık "çağdaş yaşam" arayışına girer mi? Azıcık "Laiklik nerede?" sorusunu sorar mı? Azıcık "Türkiye elden gitmiş" gibi bir hisse kapılır mı? Peki ya Baykal ve CHP hadisesine nasıl bakar Kraliçe? Kim bilir belki de bakmaz?

 

bugün 

Bu yazı toplam 1497 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar