Kırk Yıldır Dilini Tutamamışsın...

Kırk Yıldır Dilini Tutamamışsın...

Kırk yıldır daha eşinle nasıl konuşacağını öğrenmemişsin! Kırk yıldır dilini kontrol altına alamamışsın!

İran'da Kum İslami ilimler merkezinin en seçkin ahlak üstatlarından biri olan "Üstat Abdullah Fatimi Niya"nın ahlak derslerinden bazıları;

Nefsin ayıplarıyla meşgul olmak çok önemlidir. Oturup, ne gibi ayıplarım var diye bakmamız gerekmektedir. Eğer kul bu işi yapmasa, dünyadaki tüm vaizcilerde gelse onun için bir şey yapamaz. Hz. İmam Muhammed Bakır (r.a) bu konu hakkında şöyle buyurmuştur: "Eğer kul, kendisi düşünmez ve kendisi için oturup bir toplantı yapmasa, dünyadaki tüm vaizciler birleşse onun ıslahı için bir şey yapamaz."

— Dillerimizi kirletmemek için karar alalım. Allah bize minnette bulunmuş ve Allah, Muhammed, Fatıma, Hüseyin" Gibi adları anmamıza izin vermiş, artık bu ağzımızı başka şeylerle kirletmeyelim!

— Günahı terk etmek için sadece karar almamız yeterlidir. Bazılarının dediği gibi "ahdediyorum" demek gerekmiyor. Bir kişinin sigara içen birisinin elini tuttuğunu ve şöyle dediğini gördüm: "Söyle ki ahdediyorum sigarayı artık içmeyeceğim." Dedim ki: Bu biçareyi bırak! Halka bu kadar baskı yapmamak gerekir. Sen sigaranın kötülük ve zararlarını ona söyle yeterlidir! Bu kadar baskıya gerek yok.

— Cahil insan, ya ifrat eder ya da tefrit. Bizler ne kerameti inkâr ediyor ve ne de araştırmadan kabul ediyoruz. Eğer Allah maslahat bilse bir kulunun eteğinden kerametler yağdırır ve eğer maslahat bilmezse de vermez. Ben, keramet sahiplerinin bir çoğundan daha yüce makamı olan birisini gördüm, ancak kerametini göstermiyordu, çünkü keramet göstermesi maslahat değildi. Maksat bu laflar değil. Bizler Allah kulu olmak için gelmişiz. Önemli olan Allah ve imamı zamanın bizden razı olmasıdır. Bu bizim için ölçüdür. Keramet vermişler, vermemişler önemli değildir. Ve gerçekte de bizim dinimiz, bu konular için değildir ki keramet sahibi olalım ya olmayalım. Maksat Allah'a kulluktur ve keramet sahiplerinin kerameti de onların keşifleridir. Bu şahıs dinin azametinde keşifle meşguldür.

— Yüce düşünceleri olmasa Hakkın yakınlığı oluşmaz ve kul kamil olamaz. Faziletli duaların birinde şöyle bir cümle yer almıştır: "Ya men zaherel cemil ve seterel kabih" (Ey güzellikleri zahir eden ve kötülükleri gizleyen) bunu halkın iyiliklerini deyip kötülüklerini gizleme kararı aldığın zaman de! eğer şöyle dua ediyorsan: "Ya Settare'l Uyub!" (Ey ayıpları örten) öyleyse sende başkalarının ayıplarını ört! Kuymeyl duasında şöyle okumaktayız: "Kem min kabihin setertehu" (Nice kötülüklerimin üzerini örttün) bizlerde başkalarının ayıplarını ve kötülüklerini örtmek için karar alalım ve Settare'l Uyub olalım.

— Şahıs seccadenin başına oturmuş sürekli şöyle diyor: "Ya Erheme'r Rahimin! Ya Ekreme'l Ekremin!" (Ey merhamet edenlerin en merhametlisi! Ey cömertlerin en cömerdi!) dua kitabını kapatıp, eş ve çocuklarının yanına geldiğinde ne kadar kaba ve haşin olduğunu görürsün. Bu kişinin duası kabul olmaz. Duaların kabul olmasının şartlarından biri de duanın anlamıyla birlikte batınının da yerine getirilmesidir.

— Dışarıdan gelir şöyle der: "Beyefendi Kumeyl duasındaydık, sizde olmalıydınız." Ne Kumeyl'i? Kırk yıldır daha eşinle nasıl konuşacağını öğrenmemişsin! Kırk yıldır dilini kontrol altına alamamışsın! Müminlerin Emiri Hz. Ali'nin (r.a) dediği gibi eğer nefsimizi muhasebe eder ve amellerimizi tartarsak anlayacağız ki neden bazı rahmet kapıları yüzümüze kapanmıştır? Ve neden manevi haller elde edemiyoruz? Bazıları tüm lezzetleri birisinin ona "emredersin" demesine tercih etmektedir. Her günahı sırf ona "emredersiniz efendim" desinler diye işlemektedir! İnsan ne kadar da mütekebbirdir!

— Kumeyl Duası çok güzel bir duadır. Kumeyl bağırmak için değildir. Bu duayı okuduklarında çok olağanüstü işler yapmaktadırlar. Meselen bu duanın bazı yerlerini üç kere okuyorlar, bazı şeyler elde ediyorlar!

ABNA