İsrail'i Boykot Etmedeki Bahanelerimiz

İsrail'i Boykot Etmedeki Bahanelerimiz

Doğru Haber Yazarı Sezgin Özbay, Siyonist İsrail rejimini boykota itiraz olarak gündeme gelen 5 farklı bahaneyi yazdı

Doğru Haber Yazarı Sezgin Özbay, Siyonist İsrail rejimini boykota itiraz olarak gündeme gelen 5 farklı bahaneyi irdeledi.

‘Boykota Karşı Bahanelerimiz’ başlıklı yazı şöyle:

Hamd Allah’a, salat u selam Rasulullah’a…

Yahudiler Filistin’e her saldırdığında gündeme gelen bir mesele var: Boykot. Kimimiz zaten yıllardır boykot ediyoruz, saldırılar bir şeyi değiştirmiyor. Kimimiz saldırı günlerinde boykot edip sonra eski tas eski hamam… Kimimiz de boykot etmemek için bahanelere sarılıyor. Hatta bu bahaneciler birçok kişinin de boykot etmesini engelliyor.

Bir şeyi niçin yaptığınızı bilmezseniz gün gelir o şeyi yapmazsınız. İnşâAllah bugün boykot etmemek için öne sürülen bahaneleri bertaraf etmeye çalışacağız.

Birinci bahane: “Dünyanın en zengini olan bu insanları boykot etsek ne olur ki?” Bu Siyonistlerin madem bizim paramıza ihtiyaçları yok, neden hemen her alanda fabrikalar kuruyorlar? Elbette bizden kazanacakları paraya ihtiyaçları var. Danimarka’nın karikatür krizinde uygulanan boykot sonucunda;

“Avrupa'nın en büyük süt ürünleri şirketi olan Arla Foods her gün yaklaşık 1.36 milyon dolar kaybetti. 2013 ve 2014 yıllarında boykot yaptırımları kampanyası(BDS)nın Avrupa ülkelerine tüm İsrail ürünlerini boykot etmeleri için yaptığı baskının ardından İsrail 6 milyar dolar kaybetti.”

“2018 yılında boykot yaptırımları hareketinin İngiltere'deki HSBC bankasının üzerindeki baskısı, bankanın İsrail silah şirketi Elbit Systems’tan desteğini çekmesine neden oldu.”

Hz. Hüseyin, Kufe’ye giderken şair Ferezdak’tan Kufe hakkında bilgi alıyor. Ferezdak da “Kufe’ye gitme ey Huseyn. Onların kalpleri seninle ancak kılıçları Yezid’le. Şimdi günümüz Müslümanının da kalbi Kudüs’le ama parası siyonistle…

İkinci bahane: “Onların ürünleri daha kaliteli…” Bir çamaşırı bir yıl daha fazla giymek gerçekten de bu kadar önemli mi? Diğer ürünleri de buna kıyaslayın lütfen.

Üçüncü bahane: “Alışveriş helaldir.” Günümüzde birçok âlim, kazandığı parayı Müslümanlara karşı silah olarak doğrultan ve paraya tapan bu topluluğun ürünlerinin alınmasını caiz görmemektedir. Ancak diyelim ki caiz… Peki, bu gözü dönmüş kâfirlere karşı kalbinizde hiç mi öfke yok?

Dördüncü bahane: “Bu fabrikalarda Müslümanlar da çalışıyor ve bu şirketler zarar görürse bizimkiler de işsiz kalır.” İlk olarak biz, Rezzak olan Allah’a iman ettik. Bize bir rızık yazılmışsa gökten de düşer üstümüze. Elbette başarı ve kazanç, gayret iledir. Ancak rızkı veren Yahudiler değil Allah’tır. Keşke onların şirketlerini batıracak bir boykot bilincine sahip olsak ama nerde!..

Bizler Yahudi malı değil de kendi ürünlerimizi alsak, şirketlerimiz güçlenir ve hem daha kaliteli ürünler ortaya çıkarırlar hem de artan talebi karşılamak için daha fazla fabrikalar açarlar. Yeni fabrikalar demek, iş istihdamı demek… Dolayısıyla kaybeden sadece Yahudiler olur.

Beşinci bahane: “ABD ve Yahudi malı almıyorsan telefonunu, bilgisayarını, sosyal medya hesaplarını at çöpe o zaman.” Ne yersiz bir çıkış! İnsan yaklaşık beş yılda bir telefonunu değiştiriyor, bilgisayar ise daha uzun ömürlü. Ancak bir bilgisayar parasını en fazla 4-5 ayda markette, çarşıda harcıyor. Küçük gördüğümüz şeylerdir düşmanlarımızın en büyük gelir kaynağı.

ABD’nin vergi gelirlerinden israiloğullarının savunma sistemine harcama yapıldığını biliyor muydunuz? Bakınız Efendimiz(asv) “Küfür tek millettir.”  buyuruyorlar. Bizim âcizane fikrimize kulak verirseniz bu Avrupalıların bütün mallarını boykot edelim. Amerika, Danimarka, Fransa vd. Hepsini zarara uğratabilsek bunlar Yahudilere diyecekler ki “Arkadaş! Sizin yüzünüzden bizi de boykot ediyorlar, biraz adam olun!” Madem Müslümanların sözünün hiçbir geçerliliği yok, bunları ekonomik olarak birbirine düşürmek en güzeli. Vesselam.