İsrail Türkiye İlişkileri Süreci

İsrail Türkiye İlişkileri Süreci

Dünya İnsani Zirvesi için İstanbul’da bulunan İsrailli müzakereci Dore Gold ve Türk yetkililer, İsrail-Türkiye mutabakatında varılan aşamayı masaya yatırdı. Al Jazeera’ye bilgi veren kaynaklara göre, Hamas’la ilişkiler süreci yavaşlattı.

Türk Dışişleri Bakanlığı, Türk ve İsrailli heyetler arası bir sonraki görüşmede ‘anlaşmanın sonuçlandırılacağını’ duyurmuştu. Zirve vesilesiyle bir araya gelen Gold ve Türk yetkililer, anlaşmanın imzalanacağı bir sonraki görüşme öncesi varılan ilerlemeyi ele aldı. Al Jazeera'ye konuşan Türk dışişleri kaynakları, bir sonraki görüşmede mutabakata varılması konusunda kararlılığın sürdüğünü belirtti. Ancak henüz bu görüşme için bir zaman belirlenmedi.

Al Jazeera'nin Türk ve İsrailli kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Mavi Marmara saldırısında ölenler için verilecek tazminat konusunda anlaşma, Mart 2013'te Netanyahu'nun özür dilemesinin ardından sağlandı. Uzun süredir tartışma konusu bile olmayan tazminatların ardından sonucu geciktiren asıl sorun, Gazze'ye gidecek yardımlar ve İsrail'in şart olarak öne sürdüğü Hamas ile ilişkilerde ortaya çıktı.

‘Halit Meşal görüşmesi süreci yavaşlattı’

Zaman içinde Türkiye'nin üç şartından biri olan Gazze'ye ulaştırılacak yardımlar konusunda uzlaşmaya neredeyse varılsa da, İsrail'in görüşmeler sırasında masaya getirdiği ve çözümü yavaşlattığını iddia ettikleri asıl sorun; Türkiye'nin Hamas'la ilişkisi oldu.

İsrailli yetkililer görüşmelerde “Hamas'ı terör örgütü olarak gördüklerini ve bu sebeple herhangi bir üyesinin Türkiye'de bulunmasının kabul edilemeyeceğini” söyledi.

Görüşmelerde bu konu ele alınırken, 19 Aralık'ta Halit Meşal Türkiye’ye bir ziyarette bulundu. Bu ziyaret sebebiyle İsrail süreci yavaşlattı.

17 Aralık'ta İsviçre’de bir araya gelen Sinirlioğlu ile Gold, taslak metinde uzlaşmaya varmıştı. İsrail tarafından sızdırılan bilgileri yayınlayan İsrail televizyonu Kanal 10 ve Haaretz gazetesi, taslak mutabakat metnini de madde madde vermişti. Buna göre; İstanbul'da ikamet eden Hamas üyesi Salah Aruri Türkiye'den sınır dışı edilecek; Hamas'ın Türkiye'deki faaliyetlerine de genel olarak sınırlama getirilecekti. Taslak metinde yer alan Hamas ile ilgili maddeyi, Al Jazeera’ye bilgi veren Türk dışişleri kaynakları da doğruladı.

Görüşmenin ardından aynı gün Al Jazeera’ye bilgi veren üst düzey dışişleri yetkilisi "İsviçre de görüştüğümüz doğru. Ama ilişkiler onarılmadı. Fakat bunun yakın olduğunu söyleyebilirim" demişti. Al Jazeera'ye konuşan başka bir Dışişleri kaynağı da son günlerde görüşmelerin sıklaştığını ve artık daha da üst düzey imzaya kaldığını söyledi.

Ancak görüşmelere yakın kaynaklardan edindiğimiz  bilgiye göre, bu görüşmeden iki gün sonra, 19 Aralık'ta Halit Meşal'in İstanbul'a giderek önce Erdoğan tarafından Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü’nde kabul edilmesi; bir gün sonra da dönemin Başbakanı Davutoğlu ile Ankara’da, Çankaya Köşkü’nde üç saate yakın bir süre görüşmesi, İsrail tarafının tepkisine yol açtı.

Bu ziyaret, İsrail’in Gazze’de seçimleri kazanan ve 2007’den bu yana Gazze’yi yöneten Hamas’a tepkisi nedeniyle normalleşme sürecinin yavaşlamasına neden oldu. Türkiye’nin Filistin sorununda Hamas’a yönelik tutumunu değiştirmeyeceğini bu şekilde göstermesi üzerine, İsrail’in “Hamas’la ilgili genel bir mesele” olarak tanımladığı bu gelişme, mutabakatın imzalanmasını geciktirdi.

Şubat'ta Cenevre’de gerçekleştirilen bir sonraki görüşmede aynı konu masadaki en önemli madde oldu. Aynı kaynaklara göre İsrail heyeti, “İsrail'in terörist olarak gördüğü bir örgütün liderinin bu şekilde karşılanmasının kabul edilemeyeceğini” söyledi.

Şubat ayındaki görüşmenin ardından İsrailli üst düzey yetkililere dayandırarak verdiği haberde Haaretz gazetesi de, anlaşmanın önündeki engelin Hamas’ın Türkiye’deki faaliyetleri olduğunu yazdı. İsrail, her ne kadar Türkiye Hamas yetkilisi Salah Aruri’yi sınır dışı etmiş olsa da, İstanbul’da halen aktif bir Hamas merkezi olduğuna ve örgüte para topladığına inanıyor. İsrail, Türkiye’deki Hamas faaliyetlerinin sonlandırılmasını talep ediyor.

Türk dışişleri yetkilileri, Ankara’nın bu taleplere verdiği yanıtın ne yönde olduğuyla ilgili yorum yapmadı.

Gazze yardımlarına İsrail denetimi

Türkiye’nin Gazze’deki ablukayla ilgili şartı konusunda da uzlaşmaya neredeyse tamamen varıldı. Türkiye’nin inşa etmek istediği hastane, okul ve camiler için gerekli malzeme, yine İsrail’in denetiminde ulaştırılacak. Elektrik santrali ve su arıtma tesisi de bu şartla yapılabilecek.

İsrailli müzakereci Gold, Avrupa ülkeleri dâhil tüm ülkelerden Gazze’ye gelen yardımların ve malzemelerin İsrail tarafından denetlendiğini, Türkiye'ye ayrıcalık yapılamayacağını söyledi. Ancak bu şartlar altında Gazze’de yapılacak her türlü yatırım ve kalkındırma faaliyetinin özgürce sürdürülebileceğini görüşmeler sırasında belirtti.

Erdoğan'ın Gazze'ye gitmesi bekleniyor

Mutabakat sağlandıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gazze'ye gitmesi ve TİKA tarafından yapılan hastaneyle birlikte, son İsrail saldırılarında yıkılan dokuz caminin inşaatını ziyaret etmesi bekleniyor.

Görüşmeleri Sinirlioğlu ve Gold yürüttü

Netanyahu'nun Mart 2013'te resmi özür dilemesinin ardından başlayan normalleşme görüşmelerinde Türkiye'yi Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, İsrail'i Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Dore Gold temsil ediyordu. İkili son olarak Mart ayında görüştü. 19 Mart'ta Taksim'deki bombalı saldırıda hayatını kaybeden İsraillilerin ülkelerine dönmesi için koordinasyonu sağlamak amacıyla İstanbul'a gelen Gold ve Sinirlioğlu'nun yapıcı ve olumlu bir görüşme yaptığı belirtilmişti.

Aralık ayındaki görüşmenin ardından Netanyahu, bizzat takip ettiği süreç için özel temsilcisi Joseph Ciechanover'i görevlendirdi. Ciechanover ve Sinirlioğlu son olarak 8 Nisan'da Londra'da görüştü. Görüşmenin ardından Türk Dışişleri'nden, "Heyetler, mutabakat metninin nihai hâle getirilmesi ve farklılıkların giderilmesi yönünde ilerleme sağlamışlar ve anlaşmanın çok yakında gerçekleştirilecek bir sonraki toplantıda sonuçlandırılması hususunda uzlaşıya varmışlardır" açıklaması geldi.

Ablukayı kırmak için yola çıkmıştı

Gazze ablukasını kırmak için yola çıkan Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010’da uluslararası sularda İsrail’in düzenlediği ve dokuz Türk’ün öldürülmesiyle sonuçlanan saldırıdan sonra Ankara-Tel Aviv ilişkileri kopma noktasına geldi.

Saldırının ardından Tel Aviv'deki büyükelçisini çeken Türkiye, ilişkilerin normalleşmesi için resmi özür, öldürülenler ve yaralananlar için tazminat ve Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılmasını şart koştu.

Mart 2013’te Netanyahu, o dönem başbakan olan Erdoğan’ı telefonla arayarak özür diledi. Resmi özür yazılı olarak da açıklandı. Ardından Türkiye ile İsrail arasında Gazze ablukasının kalkması ve tazminat için görüşmeler başladı. Görüşmeleri Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu yürüttü.

Müzakerelerin sonuçlanmasına az kalmıştı

Şubat 2014’e kadar İsrailli ve Türk yetkililer şartlarda uzlaşmak için görüşmelerini sürdürdü. O dönemde Al Jazeera’ye bilgi veren diplomatik kaynaklar, imzalanacak anlaşmanın metninin neredeyse hazır olduğunu söylemişti.

Aynı kaynakların verdiği bilgiye göre, ilişkilerin normalleşmesi için Türkiye’nin ikinci şartı olan tazminatın miktarıyla ilgili anlaşmaya varılmıştı. Üçüncü şart olan Gazze ambargosunun kaldırılması konusunda da iki taraf birbirine yakınlaşmıştı. Kaynaklar, Netanyahu’nun o dönem iç politika endişeleriyle anlaşmayı imzalamaktan kaçındığı bilgisini vermişti.

Anlaşma imzalanamadan, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısı başladı. Temmuz ayında başlayan ve bir aydan uzun süren saldırıda iki bine yakın Filistinli hayatını kaybetti. Bu saldırıyla birlikte görüşmeler tamamıyla durmuştu.

Al Jazeera Türk