Filistin'in işgal altındaki topraklarında bulunan Müslümanlara ait kutsal mekanların 'korunması' ile ilgili karar Knesset (İsrail parlamentosu) tarafından alınacak.

İsrail'de günlük olarak yayınlanan Haaretz gazetesinin haberine göre, Knesset'ten çıkacak ilgili kanuna 'Müslüman dünyası memnun olacak'. Çünkü İsrailli işgalcilerin şimdiye kadar kutsal mekanlara ihtimam ve saygı göstermedikleri düşünülüyor.

Haberde, 1948'den beri söz konusu mekanların gerekli bakımlarının yeterince yapılmadığı belirtilerek mekanların devamlılığının sağlanması ve korunması için yıllık 8 milyon NIS'in (İsrail para birimi) bütçeden ayrılmasının beklendiği kaydedildi.

İsrail parlamentosundan çıkması beklenen ilgili kanun tasarısı İsrail'deki belli başlı dini Yahudi grupların lideri Baş haham Shlomo Amar tarafından da destekleniyor.

Haaretz gazetesine konuşan tasarıyı Knesset'e getiren milletvekili (member of knesset - MK) Michael Melchior, Müslüman kutsal mekanların korunmasının İsrail devletinin görevi olduğunu söyleyerek "Bir haham olarak, yurt dışındaki Yahudilerle ilgilenen biri olarak, burada olanlara tahammül edemiyorum. Bunu düzeltmeliyiz. Bu (Müslüman kutsal mekanlarının korunması ve bakımı) bir demokratik haktır. Yahudi değerlerine de uygundur." dedi.

Bir çok haham tarafından da desteklenen Melchior, Vatandaşlar Anlaşması Forumu (Citizens' Accord Forum) adlı hükümet dışı bir örgüt kurdu. Örgütün açıklanan amacı işgal bölgelerindeki Yahudi ve Müslümanları birleştirmek.

DAHA ÖNCE EL KOYMUŞTU

Müslüman kutsal mekanlar halihazırda Bırakılmış Varlıkların Muhafazası (Custodian of Abandoned Properties) adlı kuruluşun kontrolünde. 1950'de İsrail devleti bir çok 'terkedilmiş varlığa' el koydu. Bunlar arasında Vakıflara ait olanlar da var. Daha sonraları ise bazı camiler ve kimi yapılar özel şahısların eline geçti.

İsrail gazetesi Haaretz, İsrail'in işgali altında bulunan topraklardaki İslami Hareket liderlerinden İbrahim Sarsur, Müslüman kutsal mekanların korunması sürecinin kayda değer olduğunu söyleyerek "Bizler gerçekçi ve mantıklıyız. Toplumu korkutmak istemiyoruz. Bugüngü gerçeklik 1948 öncesinden farklıdır. Adil olmalıyız. Şimdi, konunun, insani-dini bir ruhla halledilmesinin zamanıdır" dediğini kaydetti.

İşgal topraklarındaki Kiliseler, Hıristiyanlar için kutsal mekanların çoğunun bakımını üstlenip sürdürmelerine rağmen, İslam mekanları işgal sonrası Müslümanların köylerinden ayrılmaları sebebiyle sahipsiz kaldı.

Dünya Bülteni