ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Olmert'i dün arayarak genişletilmiş BM Barış Gücü'nün yapılanması konusunda kaydedilen gelişmelere ilişkin bilgi verdi.

Olmert'in Rice'a bu gücün hemen konuşlanmasının İsrail'in Lübnan'a uyguladığı hava ve deniz ablukasını kaldırabileceğini söylediği öğrenildi.

İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni de, Lübnan'da zamanın uluslararası topluma karşı işlediğini belirtti ve 'çok hızlı hareket edilmesi' çağrısında bulundu.

Livni, Fransa Dışişleri Bakanı Philippe Douste-Blazy ile düzenlediği basın toplantısında, ''zaman, BM Güvenlik Konseyi"nin Lübnan ile ilgili 1701 sayılı kararının uygulandığını görmek isteyenlere karşı işliyor'' dedi.

Livni, İsrail ordusunun halen Lübnan topraklarında bulunduğunu ve Hizbullah'a sağlanan silahlarla ilgili ambargonun da halen tam olmadığını vurgulayarak, ''durumun en hassas ve en patlamaya hazır olduğu bir anda bulunuyoruz, bunun için uluslararası toplumun çok hızlı harekete geçmesi gerekiyor'' diye konuştu.

Livni ayrıca, İsrail'i 'savaş suçu işlemekle' suçlayan Uluslararası Af Örgütü"nün raporuyla ilgili olarak, ''İsrail, Lübnan'da Hizbullah'ın hizmetinde olan ve bu örgütün kullandığı altyapıyı imha etmiştir'' dedi.

Livni, yerel halkın kullandığı bir köprünün Hizbullah'a silah sevkıyatında da kullanılması halinde bu köprüyü imha etmekten başka seçeneklerinin olmadığını söyledi.

Uluslararası Af Örgütü, İsrail'i, Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüttüğü operasyon sırasında kasten sivil hedefleri vurmakla suçlamıştı.

Örgütün yayınladığı raporda, İsrail'in bu operasyon sırasında gıda satışı yapılan dükkanları kasıtlı olarak vurduğu, yardım konvoylarını kasten engellediği, halkı kaçmaya zorlamak için hastanelerle su ve elektrik santrallerini hedef aldığı belirtilmişti.

"Suriye Lübnan sınırını kapatacak"

AB Dönem Başkanı Finlandiya'nın Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja, BM güçlerinin Lübnan-Suriye sınırına konuşlandırılması durumunda, Suriye'nin sınırını tamamen kapatmayı planladığını söyledi.

Bakan Tuomioja, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ile Helsinki'de yaptığı görüşmenin ardından, ''BM güçlerinin Lübnan-Suriye sınırına yerleştirilmesi durumunda, sınırlarını tamamen kapatacaklar'' diye konuştu.

Suriye Devlet Başkanı Esad, ''BM birliklerinin sınıra yerleştirilmesinin iki ülke arasında bir düşmanlık yaratacağını'' söylemişti.

'Bunun Lübnan'ın egemenliğine tecavüz olacağını' belirten Esad, Lübnan hükümetinden sorumluluklarına bağlı kalmasını ve iki ülke arasındaki ilişkileri bozabilecek herhangi birşeye girişmemesini istemişti.

Sinyora"dan Esad"a eleştiri

Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora, Lübnan'ın egemenliğini ve çıkarlarını en iyi biçimde koruyacak olarak hareket ettiğini söyledi.

Fuad Sinyora, başkent Beyrut'ta düzenlediği basın toplantısında, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın, Lübnan ile Suriye sınırına BM birliklerinin yerleştirilmesine karşı çıktığı yönündeki açıklamasını eleştirerek ''Suriye Devlet Başkanı'nın açıklamalarını duydum, düşüncesine saygı gösteriyorum. Ancak Lübnan, sahip olduğu olanaklarla, egemenliğini, bağımsızlığını ve çıkarlarını korumak için hareket ediyor'' dedi.

Lübnan-Suriye ilişkilerinin 'karşılıklı saygı' üzerine kurulu olması gerektiğini belirten Sinyora, ''Suriye'nin bizimle fikir ayrılığında olmasından bir çıkarı olmadığı gibi, bizim de Suriye ile fikir ayrılığında olmaktan bir çıkarımız yok'' diye konuştu.

Lübnan turizmi en az 1 milyar dolar zararda

Savaşın Lübnan turizmine maliyetinin en az 1 milyar dolar olduğu bildirildi.

Lübnan Turizm Bakanı Joe Sarkis, hükümet yetkilileri ve turizm sektöründeki profesyonellerle görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, 'ilk tahminlere göre doğrudan ve dolaylı kayıpların en az 1 milyar dolar olduğunu ve değerlendirmelerin sürdüğünü' söyledi.

Hizbullah ve İsrail arasında savaşın başladığı 12 temmuz'dan önce Lübnan'ın turizmden 4.4 milyar dolar gelir elde etmesinin planlandığını ifade eden Sarkis, bu yıl 1.6 milyon turistin ülkeye gelmesinin beklendiğini ve bu sayıya hatta daha fazlasına ulaşılmış olunabileceğini bildirdi.

'Ancak şu an herşeyin yitirildiğini' vurgulayan Sarkis, durumu 'tam bir felaket' olarak nitelendirdi.

Savaştan önce en az yüzde 90'ı dolu olan Beyrut'taki otellerin şu an yaklaşık yüzde 40'ının boş olduğunu dile getiren Sarkis, hükümete istikrar ve güvenliğe dayalı bir destek ve yeniden yapılandırma programı sunduklarını kaydetti.

Sarkis, personelini işten çıkarmak zorunda kalan otel ve restoran sahiplerine, çalışanlarına maaş ödemeleri konusunda yardım edileceğini anlattı.

Sarkis, ayrıca, Araplar'ın Lübnan'a gelmeye ikna edilmesine yönelik bir kampanyanın yapılması isteğini de dile getirdi.