İran Irak savaşı
Pek çok uzmana göre yeni haritaların çizilmekte olduğu yeni Ortadoğu'nun temelleri İran-Irak Savaşı'yla atıldı.
Amerika tarafından işgal edilen Irak'ın Şii Başbakanı Nuri el Maliki, geçtiğimiz hafta Tahran'da temaslarda bulundu. ABD ve Batı'nın hedefindeki kişi İran'ın Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad ile el sıkışarak, her alanda işbirliğinden söz etti.
26 yıl önce bugün, 22 Eylül 1980'de ise Irak birlikleri havadan ve karadan İran topraklarına giriyordu. 8 yıl süren anlamsız ve çelişkilerle dolu bu savaşta 1,5 milyon kişi hayatını kaybetmiş, her iki ülkenin kasasından 1 trilyon dolardan fazla para çıkmıştı.
Pek çok uzmana göre yeni haritaların çizilmekte olduğu yeni Ortadoğu'nun temelleri İran-Irak Savaşı'yla atıldı. 20. yüzyılın aralıksız süren en uzun savaşı olarak adlandırılan bu savaş, Soğuk Savaş döneminin artık can çekişmeye ve Amerika'nın da Ortadoğu'ya tamamen yerleşmek için fırsat kollamaya başladığı bir dönemde patlak verdi. Savaştan önce hem Irak'ta ve hem de İran'da tarihî devrimler yaşanıyordu. Fransa'da sürgünde bulunan Ayetullah Ruhullah Humeyni, Şubat 1979'da İran'a dönerken, Irak'ta da aynı yıl, iktidarda bulunan Baas rejiminde ipleri Saddam Hüseyin ele alıyor. Her iki lider de gerçekleştirmek istedikleri tarihî misyonlarla ortaya çıkıyor. Saddam Hüseyin'in tarihî hedefi Arapların lideri olabilmek... Bunun gerçekleşmesinin de yolu Birleşik Arap Emirlikleri'ne ait üç adayı işgal eden İran'ı buradan uzaklaştırmak, İran sınırları içinde yer alan petrol zengini ve aynı zamanda Arap kökenli Huzistan bölgesini ele geçirmek ve en önemlisi de yaklaşık 500 yıldır iki ülke sınırını belirleyen tarihî Şattül Arap su yolunu kontrol etmekten geçiyordu. İran için ise mesele daha ideolojikti. İktidarını pekiştirmek için Humeyni bu savaşı tarihî bir fırsat olarak değerlendiriyordu. Ve resmi ideolojisi haline gelen Şiiliği Ortadoğu'da egemen hale getirmenin yolu da Irak'ı ele geçirmekte ya da Saddam rejimini devirmekte yatıyordu.
Savaşın sonunda her iki taraf da savaş öncesi sınırlarda kalırken, ABD ise artık geri dönmemek üzere bölgeye yerleşti. Uzmanlar, 8 yıl süren savaşın, hem kendi içinde hem de bugünkü durumla çok sayıda çelişki barındırdığına dikkat çekiyor. O dönemde, İran'daki Humeyni rejimine karşı Irak'ın yanında yer alan ABD ve İsrail'in Tahran'a silah satması bunlardan birini oluşturuyor. İran-Kontra Skandalı adıyla deşifre olan olayda, ABD Kongresi'nin Nikaragua'da Sandinista yönetimine karşı mücadele eden Kontra gerillalarına karşı onayladığı yardımların bir kısmı, gizlice İran'a aktarılmıştı. Bu yardımın miktarının milyarlarca dolara ulaştığı, hatta bu yardımların yapılmasında İsrail'in de büyük rol oynadığı öne sürülmüştü. Bugün ise İsrail ile Amerika, İran'ın nükleer programını durdurmak için bu ülkeye askerî operasyonu gündemlerinde tutuyor.
1980'de patlak veren savaş öncesi ABD Başkanı Jimmy Carter'ın özellikle Suudi Arabistan yoluyla bu savaş için Saddam Hüseyin'i cesaretlendirdiği öne sürülmüştü. Üstelik 2003'teki operasyonla Saddam Hüseyin'i deviren Amerikan ordusunun başındaki isim olan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, o dönemde iki kez Saddam'la görüşerek, Washington'ın Irak'a olan desteğini vurgulamıştı. Rumsfeld'in, ABD'nin Irak'a ilk kez saldırdığı 1991'deki 1. Körfez Savaşı'na kapı aralayan Kuveyt işgali konusunda da Saddam'ı yönlendirdiği basına yansımıştı.
Bunun yanı sıra, Saddam Hüseyin'in İran'a ve 1988'de kendi vatandaşı Kürtlere karşı kullandığı kimyasal gazları savaş sırasında Batı'dan aldığı belgelenmişti. ABD'nin 2003'te Irak'ı işgal gerekçelerinin ilk sırasını, daha sonra hiçbir şekilde bulunamayan kitle imha silahları oluşturmuştu. Amerika, birinci Körfez Savaşı"ndan beri ise Saddam'ın kimyasal silahlarının hedefi olan Kürtlerin bağımsızlığa doğru yol almasında rol oynuyor.
İran-Irak Savaşı'nın ortaya çıkardığı bir diğer çelişki ise bölgedeki destekçiler oldu. Savaşta başta Suudi Arabistan, Mısır, Kuveyt ve Ürdün olmak üzere Arap dünyasının hemen tamamı Irak'ın saflarında yer alırken, Libya ve Suriye ise İran'ın yanında saf tuttu. Ancak savaşın bitiminden 2 yıl sonra Saddam, destekçisi Kuveyt'i işgal etti. Körfez Savaşı sırasında ise Suudi Arabistan'a füze fırlattı. O dönemde Sünni Arapların ve Amerika'nın Şii İran'a karşı destek verdiği Irak, Amerikan operasyonu sonrası bugün Şii Arapların kontrolünde. Üstelik bugünlerde Amerika ile gerilim yaşayan Tahran ile sıcak ilişkiler geliştiriyor. Batı'nın Humeyni rejiminin yayılmasına karşı Irak'ı desteklediği İran-Irak Savaşı'yla başlayan süreç, beklentilerin aksine Tahran'ın bölgedeki etkinliğini daha da artıran bir hale gelmiş durumda. 8 yıl süren savaşın çelişkileri uzun süre devam edecek gibi.
Savaşı, Amerikan füzeleri noktalamıştı
İran'ın 'Dayatılan Savaş', Irak'ın ise 'Kadisiye' olarak adlandırdığı bu savaşta Saddam, üç günde Tahran'a ulaşmanın hesaplarını yapmıştı. Fakat çok kısa sürede toparlanan İran, karşı saldırılara başlamış ve savaşın ikinci yılından itibaren de Saddam, Bağdat'ı korumanın telaşına düşmüştü. Savaşın üçüncü yılı ise Batılı büyük güçlerin açıkça devreye girdiği yıl oldu. 3 Temmuz 1988"de ABD füzeleri Dubai'ye giden 290 yolculu İran uçağını düşürünce Tahran, 20 Ağustos"ta BM'nin 598 sayılı kararını kabul etmek zorunda kaldı. Böylece savaş son buldu.
zaman
