İmam Humeyni'nin Vefat Yıldönümü
Bugün İmam Humeyni’nin (r.a) irtihali üzerinden tam 35 yıl geçiyor. İmam Humeyni (r.a)insani kerameti sayan ve zorbalara ve istikbar güçlerine karşı teslim olmayı reddederek izzet ve onuru tercih eden mücahit bir liderdi.
İmam Humeyni’nin (r.a) yaşamında en önemli bileşenlerden biri inkılapçı düşünceleri yaygınlaştırmak ve bir başka ifade ile mazlum milletleri zalimlere ve sulta düzenine karşı kıyama davet etmek ve zulümden kurtuluş için mücadele etmelerini istemekti.
İmam Humeyni (r.a) sulta düzenine karşı inkılapçı duruşu ile milletlerin uyanışına ve uluslararası boyutta sömürücülere karşı ayaklanmaya vesile oldu. Bu büyük hareket dünya milletleri için sayısı gerçeği aydınlattı. İmam Humeyni (r.a) mücadele yıllarında da özgüven ve inkılapçı psikoloji ile büyük hedeflere ulaşmanın ve zirveleri fethetmenin mümkün olduğunu gösterdi.
İmam Humeyni (r.a) hakikatleri beyan etmek ve mazlumu zalime karşı savunmakta bir an bile tereddüte kapılmadı ve düşmanlıklardan, kin ve tehditlerden asla korkmadı ve başlattığı inkılabın yolunda asla sapmadı veya kuşkuya kapılmadı. Bu yüzden İmam sadece yaşadığı çağın milletlerini ve insanlarını kendine hayran bırakmadı, aynı zamanda irtihali üzerinden yaklaşık otuz yıl geçtiği bir sırada beyanatı ve yazıları dünya inkılaplarının teorisyenlerinin yoluna ışık tutmaya devam etti.
Öte yandan İran İslam inkılabının zafere ulaşması istikbar güçlerini çeşitli sebeplerden ötürü telaşa düşürdü. Bu inkılap her şeyden önce bir millet hatta eli boş olduğu takdirde küresel güçlerin hesaplarını altüst edebileceğini ve büyük değişikliklere vesile olabileceğini ortaya koydu.
Şimdi bu yılın 14 Hordad yıldönümüne İslam’ın yeminli düşmanları yeni fitnelerle İmam Humeyni’nin (r.a) başlattığı yeni İslamî söylemi hedef aldıkları bir sırada giriyoruz.
Gerçekte Amerika, korsan İsrail ve Suud rejimi gibi ecnebilerin karşısında izzetli duruşu ve hürriyet hakikatini idrak edemeyen despot rejimler bugün istemedikleri halde İslam inkılabı ve İran İslam Cumhuriyeti nizamının iktidarını itiraf etmek zorunda kalıyor. Gerçi bu zümre hakikati, İran’ın bölgeye müdahale suçlaması veya İslam inkılabını ihraç etme çabası gibi konularla suçlayarak bu inkılabın karşısında aciz durumu düştüklerini itiraf etmek istemiyor. Zira bu zümre tüm kinci ve komplocu yaklaşımlarına karşın bu inkılabın değerlerinden hiç bir şey eksiltemedi, bilakis tekfirci şom ideolojiyi körüklemek ve Müslümanları birbirine kırdırmakla kendilerince İslam inkılabına karşı yeni bir cephe açmakla gerçek mahiyetlerini ortaya koydu.
En son Amerika bir kez daha uluslararası yükümlülüklerinden cayarak ve Bercam nükleer anlaşmasından çekilmek ve büyük İran milletine zalimane yaptırımlarını yeniden dayatmakla yeni bir iktisadi savaş başlattı. Amerika kendince bu şekilde Müslüman İran milletini İslam nizamla karşı karşıya getirmek ve böylece dünyanın hür toplumlarında dünyanın en Amerikan karşıtı asil inkılabı da sonunda bu ülke ile teamülde bulunmak zorunda kaldığını göstermek istiyor.
Ancak ne var ki Amerika’nın bu hayalleri de daha önceki hayalleri gibi asla gerçekleşmeyecektir. Bugün İslam inkılabı söylemi sınırları aşmış ve her geçen gün biraz daha milletlerin pak ve temiz yüreğine yerleşmeye başlamıştır. İslam inkılabının söylemi İslam ümmetinin vahdeti ve küresel istikbara karşı birlik olmaktır. Nitekim dünya halkı yıllardır bu söylemin bayraktarlığını büyük İran milleti yaptığını görmektedir.
Kuşkusuz istikbarın İslam inkılabı söylemi ile düşmanlığı asla son bulmayacaktır. Amerika son kırk yılda türlü yaptırımlar, komplolar ve fitnelerle İran milletine karşı düşmanlık güttü ve İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı ittifaklar kurarak bu inkılapçı hareketi engellemeye çalıştı. Aslında İslam inkılabı zafere kavuşunca İran ve ABD arasında topyekun bir savaş başladı, İran İslam Cumhuriyeti nizamı da istikbarla mücadeleyi önceliklerinin başına yerleştirdi.
İran milleti ise İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin akılcı önderliğinde sulta düzenine karşı durmaya devam ederek İmam Humeyni’nin (r.a) inkılapçı düşüncesine bağlı kaldığını ve bu yolu izlemeye devam ettiğini ortaya koydu. Nitekim bu anlayış devam ettiği sürece hiç bir gücün İran milletine zarar veremeyeceği de açıkça ortadadır.
Bugün dünya halkı İmam Humeyni’yi (r.a) istikbar ve zorbalarla uzlaşma ruhu ile tanır, nitekim İmam hiç bir zaman sulta düzenine karşı teslim olmadı. Aslında küresel istikbarın İran ve İslam inkılabına karşı düşmanlığı ve rahmetli imamdan korkmasının köklerini de bu konuda aramak gerekir.
İran İslam Cumhuriyeti dünyayı ilk başarılı siyasi – İslamî inkılabı sundu ve böylece dünyada zulüm altında inleyen müslüman ve hatta gayri müslim milletler bu inkılabın sonuçlarından yararlanmaya başladı.
Uluslararası İslamî uyanış forumu genel sekreteri Dr. Velayeti şöyle diyor: bugün İslam ve İslamî değerlerin bereketi sayesinde İslamî uyanış bölgede büyük bir sınavı geride bırakıyor. Küresel istikbar ve alemin müstekbirlerinden nefret haykırışı ve itirazı, bölgede İslamî uyanışın ilk ve en acil sonucudur.
İslam inkılabının mesajı sadece İran’da büyük değişime yol açmadı, günümüzde evrensel bir modele dönüştü. Bu model sadece İran milletinin kaderini değiştirmedi, aynı zamanda büyük İslamî uyanış hareketini ve büyük inkılapçı hareketleri de tetikleyerek yolunu belirledi.
Amerikalı ünlü düşünür ve filozof Noam Chamsky’ye göre Amerika ve Batılı devletlerin İran ile düşmanlıklarının sebebi, İran’ın bağımsızlığı ve Batı sultasına ve sömürüsüne boyun eğmemesidir. Chamsky, İran bağımsız kaldığı ve ABD sultasına karşı boyun eğmediği sürece Amerika Batı’nın düşmanlığı süreceğini vurguluyor.
Amerikalı düşünür Chamsky şöyle devam ediyor: Gerçekte İran İslam Cumhuriyeti nizamı Amerika açısından kabul edilemezdir, zira kendi bağımsızlığından vaz geçmeyen bir nizamdır.
İran İslam inkılabı İran milletinin sosyal ilişkilerini ve İran toplumuna hakim olan değerleri derinden etkilemekten başka uluslararası düzeni ve mevcut şartları da köklü bir şekilde değişime uğrattı ve uluslararası düzene ve ilişkilere hakim olan ve adaletten uzak sayılan kriterleri sorguladı.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bir törende yaptığı konuşmada bu gerçeğe işaret ederek şöyle dedi: ülkenin yeni kuşağı ve gençleri inkılaptan önceki dönemi görmedi, ancak milletin bu hükümette ifa ettiği rolü büyük bir getiridir ki İmam Humeyni (r.a) millet okyanusunu harekete geçirerek yıllar ve asırlardır dayatılan saltanat düzenini ve ecnebi müdahalelerine son verdi ve bu ülkenin ve bu milletin hareket yönünü değiştirmeyi başardı.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei son yıllarda düşmanların türlü entrikalarına ve komplolarına işaret ederek şöyle devam etti: bu yıllarda Amerika’nın şimdiki yetkilileri gibi bazıları açıkça İran milletine düşmanlık etti ve bazıları da kadife eldiven içinde demir yumruk politikasını izledi, ancak tüm bunlar İran milleti ve yetkililerinin özgüven duygusunu geliştirerek düşman entrikaları ile mücadele yollarını bulmalarına katkısı oldu.
Amerikalı yetkililer İslam inkılabı zafere kavuştuğu ilk günden itibaren türlü komplolarla bu inkılabı çökertmeye çalıştı, ancak tüm bu komplolara karşın bugün Ortadoğu bölgesinde tüm gelişmeler halkın direniş ekseninde gelişiyor ve bu eğilim değişikliliğinin tesirini bölgede ABD ve uşaklarının art arda uğradıkları hizmetlerde görmek mümkün.
Bugün İslam inkılabı kırkıncı yılına girmiş bulunuyor ve İslam inkılabının büyük mimarı ve İran İslam Cumhuriyeti nizamının kurucusu İmam Humeyni’nin (r.a) ülküleri hala canlı ve güçlü bir şekilde yoluna devam ediyor.
İmam Humeyni (r.a) ilahi siyasi vasiyetnamesinin bir bölümünde şöyle yazdı:... ve bizim milletimiz ve hatta dünyanın İslamî ve mustazaf milletleri düşmanları yüce Allah ve Kur'an'ı Kerim ve aziz İslam’ın düşmanları ve şom hedeflerine ulaşmak için hiç bir cinayet ve ihanetten çekinmeyen yırtıcı hayvan olduğu ve alçak amaçları uğruna dost düşman ayır etmeyen caniler oldukları ile onur duyuyor. Ve bunların başında Amerika, yani dünyayı ateşe veren ve küresel siyonizmin müttefiki olan ve amaçlarına ulaşmak için kalemin yazmaktan ve dilen beyan etmekten utanç duyduğu bir terörist devlet yer alıyor.
İslam inkılabı bugüne kadar yoluna büyük onurla devam etmiş ve gelecekte de daha büyük bir umut ve neşe ile yoluna devam edecektir. İslam inkılabı gelişmek, büyümek, etkili olmak ve ülküleri üzerinde durmakla beraber zafere ulaştı. Bugün İran milleti bir kez daha İran İslam Cumhuriyeti nizamının büyük kurucusunun irtihal yıldönümünde onun ülküleri, hedefleri, belirlediği ufku ve İslam inkılabının ideolojisine yeniden biat ediyor.
ARŞİV