İçki, Kumar, Zina Fiyatlarını Kim Ayarlıyor?

İçki, Kumar, Zina Fiyatlarını Kim Ayarlıyor?

“Dine karşı din” denkleminde vâris ulema ile saray mollaları arasında ayrım yapma yetisi olmayan mazlum halk kitleleri pinpon topunu takip edercesine bir seyirle fetvaları...

İçki, Kumar, Zina Fiyatlarını Kim Ayarlıyor?

“Dine karşı din” denkleminde vâris ulema ile saray mollaları arasında ayrım yapma yetisi olmayan mazlum halk kitleleri pinpon topunu takip edercesine bir seyirle fetvaları takip etmeye çalışır. Fakir ve cahil bırakılmışlıkları sebebiyle muhakeme gücünü iyice kaybeden kitlelerin inançlarını, hizmetçisi oldukları ideolojilere alt zemin yapan saray mollaları böylelikle dini iyi bir(!) yönetim aracı olarak efendilerine peşkeş çekerler.

Kendilerini Ebu Hanife r.a makamında görerek(!) fetvaları havalarda uçurtup Rasulullah sav.’in Medine devletindeymişçesine rahatlıkla ahkâm üretebilmektedirler. Şu günlerde gündeme gelen Hadis-i Şerif şöyle; Allah Rasûlü (s.a.v.), fiyatlar artmaya başladığında kendisinden bu duruma müdahale etmesi istendiğinde şöyle buyurmuştur: “Şüphe yok ki, fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah’tır. Ben sizden herhangi birinin malına ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle o kimsenin hakkını benden ister olduğu halde, Rabbime kavuşmak istemem.” (Ebû Dâvud, İcâre, 15; Tirmizî, Bûyû’ 73)

Bu Hadis-i Şerif’i delil getirerek dini kapitalist kartel yapılanmalarına koltuk değneği yaparak mustazaf halkı Ebu Zerr rd.a. dediği gibi “ Fakirlik bir kapıdan girerse din diğer kapıdan çıkar” ikileminde bırakanlar Muaviye’nin Yeşil Sarayı’nın mollarından farksız duruma düşecektir.

Bu Hadis-i Şerif’i mevcut Türkiye şartlarındaki enflasyon endeksli fiyat artışlarını olağan göstermek için delil getirmeye kalkışanlar hem dine hem ilme hem de İslam Hukuku’na iftira ve hadsizlik yapmıştır. Bilen bilir ki bu Hadis-i Şerif’teki konu arz talep dengesi içerisinde pazardaki fiyatların olağan akışı ile dengesini bulmasına yapılan sûni müdahalelerin üretici ve tüketici aleyhine gelişebileceği için otorite eliyle fiyatlara müdahaleyi Rasulullah s.a.v. uygun görmemiştir. Konuyla ilgili fakihlerin pek çok izahı ve görüşü vardır. Kısaca misallendirirsek; üzümün kilosunu 10 liraya mâl eden bir üretici varken üzümün kilosunu 15 liraya mâl eden başka bir üretici daha var. Olağan akışta üzümün pazar fiyatı 17-20 lira arası olacaktır. Otorite, Üzüm fiyatını 10 liraya üretene göre belirlerse 15 liraya üreten iflas edecektir. 15 liraya mâl edene göre fiyat müdahelesi yaparsa 10 liraya mâl eden hadsiz kazanç elde edecektir. O halde otorite burada neyle mükelleftir dersek; herhangi bir ürünün fahiş fiyatla satılmasına engel olmakla mükelleftir. Zira; "Birbirinizin mallarını aranızda bâtıl yollarla yemeyiniz" (el-Bakara, 2/188) buyurulur. Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur: "Bir kimse haksız olarak başkasının malını alırsa, Allah`ın gazâbına uğramış olarak ilâhı huzura çıkar" (Buhâri, Tevhîd, 24; Müslim, Iman, 222, 224).

Şimdi buradan hareketle kapitalist ve enflasyon endeksli bir piyasada ulusal bazda market zinciri kuran kartelin veya tarla-hal-pazar-market zincirinde halkın aleyhine işleyen piyasada adil(!) bir otoriteye düşen görev halkın ve üreticinin lehine müdahale etmek midir yoksa kartelin ve istifçilerin lehine fetva üreten saray mollalarının sırtını sıvazlamak mıdır?

Madem ki sorulan sorulara Kitap’dan ve Sünnet’ten cevap vermekte mahir ve hevesli bir molla taifesi var o halde birkaç soru da biz soralım değil mi?

  1. Allah’ın Rasül’ü fiyatlara müdahale konulu bu nebevi fetvayı içki, kumar, zinanın rahatlıkla işlenebildiği, Allah’ın hukukunun uygulanmadığı hiçe sayıldığı, putlara tapılan, kabileciliğin ve ırkçılığın ideoloji haline geldiği Mekke şirk devleti döneminde ( Hicretten önce) mi vermiştir yoksa Ahkâm-ı Şeriat’ın yürürlükte olduğu Medine Devleti’nde mi vermiştir?.
  2. Madem ki domates, biber, patlıcan, bamya vs. gibi gıdaların fiyatlarını arz talep dengesi içerisinde olağan akışa müdahale etmeyen bir İslâm iktisat kaideleri var ve bunlar en ince detaylarına kadar biliniyorken bu gün her köşe başında satılan içki, her köşe başında kupon ya da biletlerle oynatılan kumar ve maalesef belli yerlerde ümmetin kız evlâtları resmi yollarla genelevlerde satılırken bu haramların fiyatlarının belirlenmesinin de fetvası var mıdır?.
  3. Fetva vermekte hevesli saray mollalarının verdiği fetvaların toplam istatistiksel değerlendirmesinde verilen fetvaların yüzde kaçı mazlum halkın lehine yüzde kaçı resmi yönetimin lehinedir?
  4. Halka fahiş fiyatla akaryakıt, elektrik, su, gaz satmak yüksek düzeyde vergilendirme yapılarak halkı gayr-i meşru yollara dolaylı yoldan tevessül ettirmek Allah’ın Kitabı’nda veya Rasulullah s.a.v’in Sünnet’inde var mıdır?
  5. Hakkında Nas olan faizin belli bir oranı var mıdır? Yüzde şu kadar olursa helâldir şu kadar olursa haramdır gibi bir oranlama var mıdır? ( NOT:Enflasyon farkının ana paradan eksilttiği kadar kısmın meşruluğu yada mekruhluğu ya da haramlığı.konusundaki ihtilaflı görüşler zaten malumumuzdur bunu sormuyoruz.)

Bu soruların gereği gibi cevaplanamayacağını peşinen bilerek diyoruz ki; Şu mubârek İslâm’ı politika malzemesi yapmaktan, garip siyasetinize alet etmekten vazgeçin. Fıkıh size öyle sorular sorar ki evinizin yolunuzu şaşırırsınız evinize varsanız aynaya bakamazsınız. Mikrofon şu an sizde diye sanmayınız ki sadece siz biliyor, siz konuşabiliyor, sizin sesiniz duyulabiliyor. Hayır andolsun ki kalpleri evirip çeviren, siccile tesir gücü veren, mürekkebe ve kaleme keskinlik veren sadece Allah Teâla’dır.

İbrahim KÜÇÜK / Tevhid Haber