İbrahim Edhem Ne İle Suçlandı ?

İbrahim Edhem Ne İle Suçlandı ?

Ankaralı İbrahim Edhem sarık sardığı ve camilerde verdiği vaazlarda halkı tesettüre çağırdığı için tutuklandı.

Ankaralı İbrahim Edhem sarık sardığı ve camilerde verdiği vaazlarda halkı tesettüre çağırdığı için tutuklandı. Ethem İstanbul İstiklal Mahkemesi'nde yeniliklere karşı çıkmaktan yargılandı.

Mehmet SILAY / Milat

Mahkemeden çıkan karar sureti özetle şöyleydi:"Devletin iç güvenliğini ihlal ile devletin kanun ve nizamına halkı itaatsizliğe sevk suçundan dolayı mahkeme huzuruna çıkarılan adı geçen sanık Ankaralı Hacı Dedezade, 20 yaşında İbrahim Edhem Efendi hakkında Mahkemeye ait mazbata ile evrakı tetkik edildi.
Müddeiumuminin-savcının sanık hakkındaki iddia ve isteği; Hafız İbrahim Edhem Efendinin başına bir sarık sararak, camilerde vaaz vererek halkı devletin şu andaki kanunlarına muhalefete teşvik ve tahrik eden ve bu konuda "İslam Ahlakı ve Kadınlarda Tesettür" adında bir risale – kitap yazarak ve tahriklerini daha ileri götürerek memleketteki terakki ve yenilikleri, asri kanunlara karşı gelerek Maarif mekteplerinin aleyhinde beyanatlarıyla halkı devletin kanunlarına karşı itaatsizliğe teşvik ile memleketin emniyet ve inzibatını tehlikeye attığından Ceza Kanununun 66. Maddesinin 2. zeyli gereği tevkif tarihinden itibaren bir sene müddetle Hapsine karar verildi!"
Hafız İbrahim Edhem tevkif tarihinden itibaren cezaevinde üç ay yattı. Üç ay sonra Kefaletle-şartlı tahliye edildi. Fakat baskıcı zorba resmi ideolojiye karşı yüreğinde büyüyen hınçla kaldığı yerden çalışmaya başladı.

Zulme karşı mücadele

Önce İstanbul'u terk edip İzmir'e gitti. İzmir camilerinde Batı'ya ram olma temayülündeki rejim aleyhinde, Lozanda hovardaca verilen-vazgeçilen misak-ı milli coğrafyası için feryad etti. Cumhuriyetin ilanından önce yazdığı ve uğruna hapse düştüğü kitap "İslam'da Ahlak ve Kadınlarda Tesettür" kitapçılardan halka ulaşıyordu.
İzmir'den sonra Antalya, Konya, Ankara, Mersin, Adana, Antep, Besni yolu üzerinden Malatya, El Aziz, Diyarbakır ve son durak Peygamberler şehri Urfa oldu. Urfa Halilurrahman camiinde verdiği vaazda "Dünya İslam Birliğinin temeli olan Hilafet lehinde konuştu ve bu yanlışı yapanları tarihi ve milletin affetmeyeceğini söyledi. Oysa şartlı tahliyesinde itibaren hafiye takibine alınan İbrahim Edhem her şehirde kimlerle temas kurduğundan, nerede-ne söylediğine kadar adım-adım izleniyordu.
"Sosyal hayatımızı şeriata uygun bir şekilde düzenlemek zorundayız!" diyor ve Hilafet lehinde, bu yanlışı yapanların aleyhinde eleştirel konuşmalar yapıyordu. Hilafetle ilgili ısrarlı konuşmaları dananın kuyruğunu koparmıştı. Takip edenlerin ihbarı üzerine İbrahim Edhem tutuklandı. Aynı gün seyyar Şark İstiklal Mahkemesi huzuruna çıkarıldı. Onun tutuklanışı Diyarbakır'da Şeyh Said'in kırk altı arkadaşıyla birlikte idam edilişinden bir hafta sonraya rastlar.

Çoğu asker kökenli atanmış milletvekillerinden oluşan İstiklal Mahkemelerinin temel insan hakları, adalet ve hukuk gibi endişeleri olmayan ve "Yok mu başka asacak adam!" diye Anadolu'yu dolaşan iki yanı da keskin bıçak gibidir.
Bu sefer Ona itham edilen suç "Hiyanet-i Vataniye"dir. Bu ağır iddia İstiklal mahkemeleri nezdinde adamı kesin idama götürür. Aynı merci tarafından ihbar-iddia- yargılama ve infazlar yapılır. İbrahim Edhem'in savcı iddianamesinde isnad edilen suçu Vatana İhanet, Şeyh Said isyanında Kürt ayaklanmasına muavenet-destek dolayısıyla idam talebiyle yargı önüne çıkarılıyor.

Müdde-i umumi (Savcı) Avni Bey Hakimler Hey'etine karşı konuşmaya başladı;
-Türk siyaset camiasını tahribe çalışan ve Kürt İstiklalini hedefleyen isyan tek bir kişi tarafından yapılmamıştır. Hoca İbrahim Edhem Efendi de bu harekatın mürettibi, faili ve amillerindendir!

-Şimdi söz savunmanın!

Savcının bu itham ve iddialarına karşı itiraz etmek ve mahkeme hey'etine karşı savunmasını yapmak üzere kendisine söz verilen İbrahim Edhem, önce kendini takdim ederek konuşmaya başlar.
-Efendim Ben Ankara Lisesinde üç sene okudum. Konya müftüsü ve eski meb'us Vehbi Efendiden Arapça özel ders aldım"
Mahkeme Reisi Avni Bey İbrahim Edhem'in sert bir tonda sözünü keserek peşpeşe sormaya ve sorularla bunaltmaya başlar;
-Sen başına sarık takındın mı? Takındıysan niçin? Tevkif edildin mi? Mahkum oldun mu?
İbrahim Edhem insanı şaşırtmak isteyen bu soru bombardımanı karşısında gerildi ve aynı tarz cevaplar vermeye başladı.
-Evet sarık takındım. Şimdi de onu çıkardım kalpak giydim. Canım öyle istedi! Diğer sorunuza geçiyorum; Evet ben daha önce İstanbul'da tevkif edildim ve mahkum oldum. Cumhuriyetin 29 Ekim 1923 ilanından üç ay önce "Din ve Tesettür" adında bir kitap neşretmiştim. İstanbul İstiklal Mahkemesi beni bu kitabımdan dolayı bir yıl hapse mahkum etti. Sultanahmet Ceza evinde kırk üç gün yattım. Gözaltına alınmamdan itibaren toplam üç ay eder. Sonra şartlı-kefaletle serbest bırakıldı.
Tahliye edildikten sonra ne yaptın?
-Hapisten çıkınca İzmir'e gittim. Ankara ve Konya'ya geçtim.
İbrahim Edhem Reisin sıkıştırmalarına karşılık ironik cevaplar vermeye başladı.
-Sonra?
-Sonra Pamuk almak için Adana'ya gittim. Meğer pamuk mevsimi geçmiş, alamadım. Bu sefer de fıstık almak için Antep'e geçtim.
-Antep'te kimlerle görüştün?
-Mevlevi şeyhi Mustafa Efendiye misafir oldum. Oradan da Besni yoluyla Malatya'ya gittim.
-Besni'de kimlerle görüştün?
-Meb'us Reşad ağa ve belediye reisi ile görüştüm.
Reis Avni Bey tekrar araya girdi.
-Bakıyorum dünyayı dolaşıyorsun. Sen Milyoner misin?
- Ailemin Ankara'da mali durumu iyidir Elhamdulillah. Param vardır yeterince. On iki yaşından beri de seyahat ederim.
Ayrıca El Aziz'de imam efendi bana bir kere üç yüz, bir kere de yüz altın vermişti. Tevkif edilmeseydim kızıyla evlenme hazırlığımız vardı. El aziz'den Diyarbakır'a, Diyarbakır'dan da Urfa'ya geldim. Burada meb'us Siverekli Ali Bey'e misafir oldum. ol arkadaşımın Hilafet lehinde söz söylediğim ihbarı üzerine tevkif edildim ve buraya huzurunuza getirildim.