“Hayal Âlemi”ndeki İnsan

“Hayal Âlemi”ndeki İnsan

Nuhbe yayınlarından çıkan “Namaz Okumaları” isimli eserden iktibas edilmiştir.

Hayal nimeti aslında çocuk âleminin bir cevheridir. Çocuğun kavrama, idrak, öğrenme ve gelişim sürecinde olmazsa olmaz manevi bir gıdadır. Çocuk hayal duygusu ile uzakta olanı, olmayanı, olası olanı, olmasını istediklerini hayal ile şekillendirir ve akıl baliğ olmaya başlayınca hayalleri ve gerçekleri birbirinden ayırt etmeye başlar.
“Hayal Âlemi”nde insan yıl olarak akıl yaşına geldiği gibi bireysel ve sosyal anlamda da akıl yaşına erişmezse “Hayal Âlemi”nden çıkamaz. “Hayal Âlemi” şeytanın en çok avlandığı âlemlerden birisidir ve “Hayal Âlemi”nden çıkamayan birisine önden yaklaşım metodu ile olmayacak hayaller sunarak, kişiyi gerçekten uzaklaştırıp, kişinin anı değerlendirip kazanım elde etmesine mani olur. Bu andan itibaren “Hayal Âlemi” geriye doğru gidişte gerçek bir çukura ve bataklığa dönüşür.
Mü’min için ise; akıl baliğ olma süreci ile “Hayal Âlemi” temenniden öteye geçen bir sürecin başlangıcıdır. Mü’min hayal kurarken de dört şeyi esas alır. Birincisi; meşru olan, ikincisi; mâkul olan, üçüncüsü; mümkün olan, dördüncüsü; müdavimiyeti (sürdürülebilirliği) olan. Mü’min bu dördünden herhangi bir şartı ihlâl eden temenninin peşine düşmez ve bilir ki böylesi bir hayal çocuksudur ya da fasıkça bir temenni ve hayaldir. Böylelikle mü’min için “Hayal Âlemi” bir plânlamanın, tertibin, düzeneğin başlangıcıdır. Mü’min bilir ki plânlamaya, projeye, netice yönüne oturmayan hayaller çocukça bir aldanmadan öte değildir. O sebepledir ki mü’min kendisini Ahirette, Cennette hayal eder-
ken dahi bunun ancak Allah’ın rızası ile mümkün olabileceğini derhal hatırlayarak cennet hayalini, cennete girme plânlamasına dönüştürür. Mü’min “Hayal Âlemi”nde gezinirken gezintisini tefekküre taşımanın yolunu arar. Hayali sarhoşluklara kapılıp, nereye bastığını bilmeyen bir âmâ gibi yürümez. Bu sebepledir ki; “Sarhoşken namaza yaklaşmayın.” ayetinin sufi tefsirde “Cennet sarhoşluğu ile de namaza yaklaşmamak.” gerektiği tembihi vardır.
Zâhir âlemde anının peşinden koşanlar gibi hayalinin peşinden ko-
şanlar bir âlem oluştururlar. Mü’min “Hayal Âlemi”ni de kontrol altına alıp Rabbinin buyrukları doğrultusunda plânlı yaşamanın yollarını arar, bulur. Diğer yandan “Keşke sözü şeytandandır.” Hadis-i Şerifi ışığı ile görür ki geriye dönük “Keşkelerle” hayaller kurarak yeni bir şeytânî tuzağa düşmez. Olmuş, geçmiş bir zaman dilimi üzerinde keşke hayalleri ile plânlar kurup o plânlar üzerine anın değerli vaktini de kaybedip, hem geçmişin hem geleceğin mülisi olmaz. Geçmişten ibret almak, gelecekten hayır umarak bilinçli ve plânlı adımlar atmanın gayreti ile keşkelerden ve keşke demekten uzak durur.