Hastanelerde 45 bin yatak yenilenecek

Hastanelerde 45 bin yatak yenilenecek

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, gelecek 2-3 ay için 86 hastanenin ihale sürecini başlattıklarını belirterek, "Önümüzdeki 3-4 yıl içinde toplam 45 bin hasta yatağını yenileyeceğiz" dedi.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'de gelinen noktada, dünya çapında şehir hastanelerinin konuşulduğunu belirterek, 24 bin yatak kapasiteli 15 şehir hastanesinin, 18 milyar liraya yakın bir yatırımın imzasını bir defada atabilen bir ülke haline gelindiğini vurguladı.

Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığının, yaklaşık 30 bin nitelikli yatak kapasitesine sahip 167 hastanesinin yapımının sürdüğü bilgisini vererek, "Önümüzdeki 2-3 ay için 86 hastanenin ihale sürecini başlattık. Önümüzdeki 3-4 yıl içinde toplam 45 bin hasta yatağını yenileyeceğiz" diye konuştu.

Yeni güçlü hayaller ve vizyonlar oluşturmaya başladıklarını aktaran Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

"İnşallah artık hiçbir vatandaşımız, en fakiri de dahil, 'Amerika'da, Belçika'da şu varmış' demeyecek. 'Benim ülkemde, Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de, Diyarbakır'da, Edirne'de, Afyon'da, Kayseri'de, Van'da var' diyebileceğiz. Çünkü büyük bir medeniyetin, büyük bir milletin evlatlarıyız, torunlarıyız. Dünyaya medeniyet zenginliği sunmuş, yeni süreçte dünyaya yeniden medeniyet sunacak güce ve gen yapısına sahip bir milletin torunlarıyız. Bu ülke insanı bizi bekliyordu, buldu ve bırakmıyor. İnşallah bırakmayacak."

Selanikli rehber: "Erdoğan burada seçime girse yüzde 70 oy alır"

Mehmet Müezzinoğlu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü anma etkinlikleri kapsamında 10 Kasım'da Yunanistan'ın Selanik kentinde bulunduğunu anımsattı.

Atatürk Evi Müzesi'ndeki törenin ardından kentte gezerken Selanikli bir rehberin, kendilerine bölgenin Osmanlı dönemini anlattığını aktaran Müezzinoğlu, şöyle konuştu:

"Bir süre sonra rehbere, 'Buralarda Recep Tayyip Erdoğan'a nasıl bakıyorlar?' diye sordum. 'Erdoğan burada seçime girse yüzde 70 oy alır' cevabını aldım. Bunlar rol falan değil. Bunlar samimiyetin, gayretin, dik duruşun yansımasıdır. Dünya, bu milletin dik duruşunu özledi. 'One minute' derken Avrupalılar sessiz dururken birileri sessiz dururken kapalı kapılar arkasında şunu dediler; 'Yahu bunu birinin söylemesi lazımdı.' Peki o biri, siz olabiliyor musunuz? 'Bunu biri söylemesi gerekirdi' diye kapalı kapılar arkasında söyleyebilenler var. Birlik ve beraberliğimizi, millet adına sorumluluğumuzu, samimiyetimizi, duyarlılığımızı bozmadığımız sürece hiç korkmayın ki bu millet bize yanlış yapmadı ve yapmayacaktır. Yeter ki biz, bize düşeni iyi yapalım."