Mahmud Abbas, Filistin halkının "yeni bir felaketle karşı karşıya olduğunu" vurgulayarak, İsrail'in vahşi saldırılarının Batı Şeria'daki mülteci kampları, köyler ve şehirlerde devam ettiğini, bu bölgelerin günlük olarak yıkıma uğradığını ve bağlantıların kesildiğini belirtti.

Ramallah'ta düzenlenen 32. Filistin Merkez Konseyi toplantısının açılışında konuşan Abbas, şehitlerin ve yaralıların, "darbeci felaket mimarlarının" iddia ettiği gibi "sadece rakamlar veya taktik kayıplar olmadığını" söyledi ve Gazze halkının direnişini ve zorla yerinden edilmeyi kesinlikle reddettiğini vurguladı.

Abbas, ayrıca Hamas hareketine de saldırarak, onları "Filistin davasına zarar vermekle" suçladı ve 2007'den bu yana Gazze'yi Batı Şeria ve Kudüs'ten ayırarak Filistin davasına zarar verdiğini ve işgal rejimine bedavaya hizmet ettiğini öne sürdü.

Abbas, Hamas'tan silahlarını ve İsrailli esirleri teslim etmesini talep ederek, bunun İsrail işgalinin Gazze'deki savaşı sürdürmek için bahane üretmesini engelleyeceğini belirtti. Hamas'ın Filistin devleti yasalarına uyan ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) meşruiyetini tanıyan bir siyasi partiye dönüşmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Hamas'ı, halkı yerinden etmeden Gazze'nin Arap planına göre yeniden inşa edilmesi çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinden henüz Filistin devletini tanımamış olanları bu adımı atmaya çağıran Abbas, Filistin devletinin tanınmasının bölgede güvenlik ve barışın sağlanması için gerekli bir adım olduğunu vurguladı.

Mevcut önceliklerin Gazze'deki soykırım savaşını durdurmak, Batı Şeria'daki saldırıları sona erdirmek ve kutsal mekanlara yönelik ihlalleri önlemek olduğunu belirten Abbas, Filistin davasının, halkın topraklarını özgürleştirme ve uluslararası meşruiyet çerçevesinde ulusal haklarını kullanma mücadelesi olarak korunmasının "en yüksek öncelik" olduğunu ifade etti. Kapsamlı vizyonun uygulanmasının, İsrail'in Gazze'den tamamen çekilmesini ve ihtiyaçların sürdürülebilir şekilde karşılanmasını gerektirdiğini ekledi.

Abbas, bu zorluklarla mücadelenin "FKÖ'nün Filistin halkının tek meşru temsilcisi olarak tanınmasıyla iç birliğin sağlanmasını" gerektirdiğini belirterek, ABD'nin Filistin halkına karşı çifte standart politikasını eleştirdi.

Ayrıca, işgal rejiminin Filistin halkını mali olarak kuşatarak (şimdiye kadar 2 milyar doları aşan) vergi gelirlerini çaldığını ve Kudüs halkına yönelik abluka, erişim engelleme ve kutsal mekanların tarihsel statüsünü değiştirme çabalarıyla fiili durum dayatmaya çalıştığını ifade etti.