Geçmişten günümüze “Moro Savaşları”

Geçmişten günümüze “Moro Savaşları”

Müslümanların çoğunlukta olduğu 6 vilayette otonomiye katılım için halkoyuna gidilecek. Peki, Müslümanların 40 yıldan fazla bir zamandır silahlı mücadele verdikleri bu bölgede İslamiyet ne zaman yayıldı ve bugünlere nasıl gelindi?

Nur Misuari liderliğinde 1969 yılında kurulan “Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi”, Mindanao’yu merkez edinerek, 1972 yılında Moro’nun bağımsızlığı için ilk silahlı mücadeleyi başlattı. İki yıl sonra gözlemci statüsü ile Moro halkını temsilen İslam Konferansı Teşkilatı tarafından da tanınan örgütün Bangsa Moro Ordusu, Filipin Silahlı Kuvvetleri’ne ağır kayıplar verdirdi.

Emre Gül/ Dünya Bülteni/ Tarih Dosyası 

Müslümanların 40 yıldan fazla bir zamandır bağımsızlık için mücadele verdiği Filipinler’in güneyindeki Mindanao Adası’nın Moro Bölgesi’nde 27 Mart 2014’te “Moro İslami Kurtuluş Cephesi” (MİKC)  ile Filipin Hükümeti arasında imzalanacak barış anlaşmasıyla çatışmalara son verilecek. Anlaşma uyarınca Müslüman nüfusun %75’ini oluşturduğu Moro Bölgesi’ne otonomi tanınacak ve 2016 yılında da Müslümanların çoğunlukta olduğu 6 vilayette otonomiye katılım için halkoyuna gidilecek. Peki, Müslümanların 40 yıldan fazla bir zamandır silahlı mücadele verdikleri bu bölgede İslamiyet ne zaman yayıldı ve bugünlere nasıl gelindi?

 

 Bir adalar ülkesi olan Filipinler’in İslam dini ile tanışması IX ve X. yüzyıllarda burada konaklayan Arap asıllı Müslüman tüccarlar vasıtasıyla oldu. XV. yüzyılda ülkede yayılmaya başlayan İslamiyet, Şerif Ebu Bekir El-Haşim’in tahminen 1450 yılında başkenti “Jolo” olan “Sulu Sultanlığı”nı kurmasının akabinde daha da güç kazandı. Yine Müslüman tebliğcilerden Şerif Muhammed Kabungsuvan, Filipinler’in yerli yöneticileri olan “Datu”larla ittifak yaparak bölge halkının Müslüman olmasına vesile oldu ve Mindanao Adası’nda 1515’te “Maguindanao Sultanlığı”nı kurdu. “Bu sultanlıkların kurulması ve güçlenmesinden sonra Müslümanlar, bazı yeni harfler ilave ettikleri Arap alfabesini ve hicri takvimi kullanmaya başladı. Saraylarda ve günlük hayatta Malay dili konuşulurken eğitim dili olarak Arapça benimsendi. Böylece çoğu zaman sadece tebliğ yoluyla İslamiyet özellikle güney bölgelerde yayılmaya başladı. Fakat bu durum İspanyolların Filipin Adaları’na gelerek burada bir sömürge idaresi kurmasıyla tersine döndü.

 

1521 yılında İspanyollar, Magellan önderliğinde Filipin Adaları’na ulaştılar. Magellan, Cebu Adası yöneticisi Humabon’la, kendisine destek vermesi karşılığında bütün Filipinler’de İspanya adına hakimiyet kurması konusunda anlaştı. Fakat 27 Nisan 1521’de Mactan Adası Sultanı Lapu Lapu tarafından öldürüldü. “Onun ölümünden sonra 1542’de buraya gelen denizci Ruy Lopez de Villalobos, adalara dönemin veliaht prensi ve geleceğin İspanya kralı II. Felipe’in onuruna “Filipinler” adını verdi.” Ve nihayet Miguel Lopez de Legazpi, 1571 yılında Manila’da Raca Süleyman’la yaptığı savaşı kazanarak burayı Filipinler’deki İspanyol idaresinin merkezi haline getirdi. İspanyolların “Moro”  dedikleri Müslümanların hakim olduğu Güney bölgelerdeki Sulu ve Mindanao hariç tüm ülke İspanya hakimiyetine girdi.

 

Filipinleri sömürgesi haline dönüştüren İspanya, misyonerlik faaliyetleriyle ülke halkını Hıristiyanlaştırma-İspanyollaştırma siyaseti takip etti ve sürekli Güneydeki Müslüman Sultanlıkları ele geçirmeye çalıştı. Ancak Müslümanlar, onlara karşı koydular ve direnişe geçerek 300 yıldan fazla bir süre devam edecek olan “Moro Savaşları”nı başlattılar. 1762-1764 yılları arasında kısa bir süre İngiliz idaresi altında kalan Filipinler’de birçok isyan ve ayaklanma meydana geldiyse de bunlar bastırıldı. XIX. Yüzyılda, İspanyol idaresinde Hıristiyanlaşan bütün bölgeler diğer Avrupalı sömürgeci güçlerin rekabet alanına dönüştü ve Müslümanların yaşadığı bölgeler de İspanyol denetimine geçti. Fakat Müslümanlar kırsal kesimlerde gerilla gruplarıyla mücadeleye devam etti.

 

10 Aralık 1898 yılına gelindiğinde İspanyol-Amerikan Savaşı sonucunda imzalanan “Paris Antlaşması” ile bütün Filipinler 5 milyon dolar karşılığında Amerika Birleşik Devletleri’ne satıldı. Amerikalılara karşı da silahlı mücadeleye devam eden Müslümanlar, 1906 yılında Amerikan ordusunun gerçekleştirdiği “bud dajo” harekatı ile katliama uğradılar. 1913’e kadar Amerikan askeri yönetimi altında kalan Mindanao ve Sulu’da Müslümanlara serbestlik verilince silahlı mücadele sona erdirildi. Hatta “1915’te Sulu Sultanı II. Cemal El-Kiram, idaresi altında bulunan bölgelerin hakimiyet hakkını resmen Amerika Birleşik Devletleri’ne devretti. Ancak kendilerini Hıristiyan Filipin halkından ayrı görmeye devam eden Müslümanlar bu durumu göstermek için Bangsa Moro (Müslüman toplum, Morolar) adını siyasi anlamda kullanmaya başladılar.”

 

1935 yılında özerklik verilen Filipinler, II. Dünya Savaşı sırasında Japon işgaline uğradı ve bu süreçte Müslümanlar, Hıristiyan Filipin halkıyla birlikte bu işgale karşı mücadele verdiler. General Mac Arthur kumandasındaki Amerikan kuvvetleri tarafından alınan Filipinler’e savaşın ardından, 4 Temmuz 1946 yılında bağımsızlık verildi. İlerleyen dönemde, özellikle 1965 yılında Devlet Başkanı olarak seçilen Ferdinand Marcos’un yönetime gelmesinden sonra kasıtlı olarak Müslümanlara ait topraklara Hıristiyan Filipinlilerin yerleştirilmeleri, Müslümanların yaşadıkları bölgelerin eğitim ve ekonomi yatırımları açısından ihmal edilmesi, devlet daireleri ve ordu içerisinde Müslümanlara ayrım yapılması gibi nedenler, çeteler aracılığı ile öldürme, kundaklama, yakma, zorla isim değiştirmeye çalışma gibi faaliyetlerle birleşince silahlı mücadele kaçınılmaz hale geldi.

 

Nur Misuari liderliğinde 1969 yılında kurulan “Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi”, Mindanao’yu merkez edinerek, 1972 yılında Moro’nun bağımsızlığı için ilk silahlı mücadeleyi başlattı. İki yıl sonra gözlemci statüsü ile Moro halkını temsilen İslam Konferansı Teşkilatı tarafından da tanınan örgütün Bangsa Moro Ordusu, Filipin Silahlı Kuvvetleri’ne ağır kayıplar verdirdi. Sonuçta Filipin Hükümeti, Müslümanlarla anlaşma yollarını aramak zorunda kaldı. Yapılan baskı ve Libya’nın aracılığı sonucu Filipin Hükümet temsilcileri ile Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi temsilcileri arasında Aralık 1976’da Müslümanların yaşadığı on üç vilayeti içine alacak özerk bir bölgenin kurulmasını öngören “Trablus Antlaşması” imzalandı.

 

 Ancak Nisan 1977’de Filipin Hükümeti’nin özerklik konusunu halkoyuna sunması ve Trablus Antlaşması’na aykırı olarak sadece on vilayeti içine alan iki ayrı özerk bölge kurması çatışmaların tekrar başlamasına sebep oldu. Tam bağımsızlık hedefi ile mücadeleyi sürdüren örgütte, 1981 yılında bir bölünme yaşandı ve “Moro İslami Kurtuluş Cephesi” kuruldu. Bu gelişme ile Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi zayıflarken, İslami Kurtuluş Cephesi bugün Moro’daki en büyük silahlı güç haline geldi. Sonraki süreçte Müslümanların haklarını tanıma konusunda bazı icraatlara imza atan Filipin Hükümeti ile önce tam bağımsızlık, daha sonra ise özerklik talep etmeye başlayan Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi arasında 1996 yılında bir anlaşma sağlandıysa da hayata geçirilemedi. Bugün, diğer silahlı gruplarla birlikte 27 Mart 2014’te “Moro İslami Kurtuluş Cephesi” (MİKC)  ile Filipin Hükümeti arasında imzalanacak barış anlaşmasını kabul etmeyeceğini duyuran örgüt, 1996 yılındaki söz konusu anlaşmanın uygulanmasında ısrar ediyor.

 

Kaynaklar:

 

DİA, Ajib Majul, İsmail Hakkı Göksöy, Filipinler, Cilt.13. Mısır İslam Araştırmaları Komisyonu, İslam Tarihi, Cilt. 2, İstanbul, 2010.

 

 

dünya bülteni