Filistin İçişleri Bakanı İle Röportaj

Filistin İçişleri Bakanı İle Röportaj

Filistin İçişleri Bakanı Fethi Hammad...

Filistin İçişleri Bakanı Fethi Hammad, Siyonist işgal ordusunun Gazze'ye açtığı savaş sırasında yıkılan güvenlik binalarının yaklaşık yüzde 50'sini yeniden inşa etmeyi başardıklarını ve çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.

Filistin Enformasyon Merkezi'ne verdiği röportajda Hammad, savaşın olumsuz izlerini silmek için iki yönde çalışma yaptıklarını belirterek, savaşta kaybedilen polislerin yerine yenilerinin göreve alındığını ve işgalcinin yıktığı güvenlik binalarının yeniden inşa edildiğini söyledi.

İçişleri Bakanlığı'nın önceki bakan şehit Said Sıyam'ın getirdiği güvenlik akidesini yerleştirdiğini ve Fetih dönemindeki güvenlik boşluğuna son verdiğini kaydederek, vatandaşlar arasında eşitlik ilkesi doğrultusunda kanunların herkese uygulandığını bildirdi.

İşgalci lehine casusluk yapanların idam edilmesi ile ilgili görüşlerini de dile getiren Hammad, Filistin halkının yüzde 90'ından fazlasının casusların idam edilmesini desteklediğini ifade etti.

Fetih Hareketi üyesi bazı kişilerin savaş sırasında işgalciye direniş güçleri hakkında bilgi sunduklarına işaret eden Hammad, işgalcinin bu bilgiler doğrultusunda bazı yerlere hava saldırısı düzenlediğini ve bu saldırılarda sivil insanların hayatını kaybettiğini söyledi.

Siyonistlerin Gazze'ye açtığı savaşın ikinci yıldönümünde, İçişleri Bakanlığı komutanlarından birçoğunu kaybetmişken ayakta kalmayı ve Gazze'yi yönetmeyi nasıl başardı?

Öncelikle biz, Gazze Şeridi'ne açılan savaş sırasında Filistin halkına hizmet için görevlerini yaparken şehit olan 350 güvenlik görevlisinden ve subaydan bahsediyoruz. Buna ek olarak 60'tan fazla güvenlik binası yıkıldı. Bu bilgilerin iki noktayla ilintili ayrıntıları var. Birincisi; İçişleri Bakanlığı'nın kaybettiği bu insanların yerine yenilerini koymak, ikincisi ise işgalcinin yıktığı güvenlik binalarını yeniden inşa etmek. İçişleri Bakanlığı olarak o kahraman şehitlerin yerine yeni memurlar aldık. Aynı şekilde güvenlik binalarını onardık ve yeni binalar yaptık, hâlâ da yapıyoruz. Elektronik araçlar, otomobiller, iletişim araçları ve benzeri İçişleri Bakanlığı'nın ihtiyacı olan lojistik gereksinimleri sağladık. Allah'a hamdolsun, güvenliğe hakim olmak için enine ve boyuna yayılmayı artırdık. Hamas Hareketi'nin kuruluş etkinliklerinin güvenliğini sağlamamız bunun en güzel kanıtı. Bu etkinlikler sırasında güvenlik uygarlığı sloganını dile getirdik. Yani güvenliğin tüm gereklerini uygar bir biçimde ve en üst düzeyde uyguladık.

Görevlilerimizin güvenlik yönünden bilinçlenmesi için çalışan polis akademileri açarak eğitim ve öğretim vermeyi başardık. Yine, güvenlik güçleri çalışanlarının kendi aralarında, üstlerine karşı ve Filistin halkına karşı davranışlarını üst düzeye çıkarmak için yanlış yapanı hesaba çekme yolunu seçtik.

Önceki bakan Şehit Said Sıyam'ın tesis ettiği güvenlik inancı konusunu güçlendirdik. Güvenlik boşluğunu ve kanuntanımazlığı sona erdirdik. Kanunları herkese uyguladık ve insanlara eşit davrandık.

İçişleri Bakanlığı'nın icraatlarının seviyesini yükseltme konusunda sorunların çözümü için kampanyalar düzenleme yolunu benimsedik. Ajanlıkla mücadele, uyuşturucuyla mücadele, tünellerin kontrolü, ekonomi ve eğitimin kontrolü kampanyaları düzenledik. Allah'ın izniyle bu yönde büyük başarılar gerçekleştirdik.

Filistin direnişi, polis teşkilatı ve güvenlik güçleri mensuplarından şehit olanların sayısıyla ilgili açıklamalarınız üzerine medyada tartışma yaşandı. Mümkünse bu konuyu ayrıntılarıyla açıklayabilir misiniz?

Bu konuda kesin olarak şunu söyleyebilirim: Söylediğim sözler çarpıtıldı. Ben savaş sırasında ölenlerin çoğunun güvenlik güçleri mensuplarından ve Hamas Hareketi'ni destekleyen sivil insanlardan olduğunu söyledim. O insanların direniş güçlerinden ve grupların askeri kanatlarının üyelerinden olduğunu söylemedim. Şehit olan insanların çoğu Hamas Hareketi'ni destekleyenler ki bu bir sır değil. Çünkü Filistin'de Hamas'ın halk desteği yüzde 70'lerde. Seçimlerde aldığı oylar bunun kanıtı. Ayrıca kuruluş yıldönümü etkinliklerine katılımın yoğunluğu da bunu açıkça gösteriyor. Öyleyse, şehitlerin çoğu Hamas'ı destekleyen insanlardan. Sözlerimi çarpıtarak söyledikleri gibi direniş grupları ve güvenlik güçleri üyelerinden değil.

Gazze'ye uygulanan ablukanın gölgesinde, İçişleri Bakanlığı işgal güçlerinin savaşta yıktığı güvenlik binalarını yeniden inşa etmeyi nasıl başardı? Güvenlik binalarının yapımı ve onarımı projesini tamamlamanıza ne kaldı?

Allah'ın izniyle bu konuda büyük yol kat ettik. Bununla ilgili diyoruz ki; biz öncelikle Allah'ın yardımıyla bu işe koyulduk. Sonra kendi imkanlarımıza güvendik. Bu iş için çalışan bir mühendislik ofisimiz ve mühendislerimiz var. Güvenlik güçleri mensupları güvenlik binalarını kendileri yaptılar ve döşediler. Hükümetin işçilerinin bazıları da bize yardım etti. Binaların plan ve projelerini, inşaatını kendimiz yaptık. İnşaat işlerinin yüzde 50'sini bitirdik. Hâlâ aynı şekilde çalışmaya devam ediyoruz.

Savaşın ikinci yıldönümünde ve işgal liderlerinin yeni bir savaş tehdidi altında, Siyonist işgalciye mesajınız nedir?

Biz direnen bir halkız. Dinimize, akidemize, halkımıza, kutsal değerlerimize ve topraklarımıza bağlıyız. Bizi topraklarımızdan söküp atmak için ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bunu başaramayacaklar.

İşgalcinin tüm girişimleri başarısız olmuştur. İrademizi kırmayı başaramayacak. Yahudileştirme ve dayatma politikaları başarısız olacak. Ekonomik ve siyasi kuşatma başarısız olacak. İşgal altındaki topraklarımızı özgürlüğüne kavuşturma yolunda direnişten bizi vazgeçiremeyecekler.

Tehditlere gelince, bunlar işgalcinin yaptığı psikolojik savaşın bir parçasıdır ve işgalci bu konuda da başarısız olacaktır. Bu çabaları bizim kararlılığımızı azaltamayacak ve düşman bu halkla savaşamayacak. Bize karşı deneyimleri hep başarısız olmuştur. Biz artan bir zaferin içindeyiz.

Düşman tamamen başarısız oldu. Sürekli gerileyen ve kaybeden kendisi. Fırat'tan Nil'e kadarki bölgede devlet kurmaktan bahsediyorlardı. Fakat şu anda ancak duvarların ve dikenli tellerin arkasında yaşayabiliyorlar. Düşman, El-Kermel bölgesindeki son yangında bile kendini savunamadı. Güçsüzlüğü bütün çıplaklığıyla görüldü. Biz ise direnmeye devam ediyoruz. Allah'ın izniyle direnişimizi kıramayacaklar. Bilakis işgalci tarafından uzaklaştırıldığımız topraklarımıza, köylerimize ve kentlerimize dönmeyi düşünüyoruz. Yakında Hayfa'ya, Yafa'ya, Askalan'a ve tüm topraklarımıza Allah'ın izniyle döneceğiz.

Benzer bir savaş ihtimaline karşı İçişleri Bakanlığı'nın bir acil durum planı var mı?

Öncelikle şunu belirtelim: Bizim planımız küçük büyük her durumda Allah'a tevekkül ve direniş üzerine kuruludur. Biz bu yönde çaba sarf ederiz. İşgalcinin başvurabileceği herhangi bir aptallığa ve savaşa karşı direnmekte kararlıyız. İmkanlarımızın kıtlığına rağmen birçok alanda deneyim sahibi olduk. İşgalciye karşı direniş seçeneğine bağlı kaldığımız sürece ve Filistin halkı bizi bağrına bastığı sürece her halükarda ayakta kalabiliriz. Bu bile işgalciye karşı mücadelede başlı başına bir silah sayılır.

Siyonist işgalci, eski bakan Said Sıyam'ı şehit ederek güvenlik güçleri saflarında tedirginlik çıkarmak istedi. Güvenlik güçleri mensuplarının bu olaya tepkisi nasıldı? Bakanın şehit olması gerçekten de güvenlik güçleri mensuplarını sarstı mı?

Şüphesiz savaş sırasında kaybettiğimiz her komutanın güvenlik güçleri üzerinde etkisi olur. Fakat biz Filistin halkı olarak her an liderlerimizden birini kaybetmeye hazırız. Kendimizi buna alıştırırız. Çalışmalarımızı doğal olarak sürdürürüz ve daha önce büyük liderleri kaybettiğimizde olduğu gibi Allah'a hamdolsun bu durumu aşmada hep başarılı oluruz.

Şunu söyleyebilirim: Benimsediğimiz sistem kurumlar sistemidir. Bir planımız var ve her halükarda ona uygun çalışırız. Liderlerimizden birini kaybetsek bile acilen yerine geçecek alternatifler vardır.

İşgalcinin savaş sırasında işlediği cinayetler nedeniyle yargılanması için, özellikle polislerin katledilmesiyle ilgili İçişleri Bakanlığı'nın uluslararası düzeyde hukuki girişimleri var mı?

Bu konuda Adalet Bakanlığı'ndaki kardeşlerimizle aramızda koordinasyon var. Onlara istatistikler ve rakamlar veriyoruz. Onlar da her düzeyde gerekli hukuki çalışmalarda bulunuyorlar.

İçişleri Bakanlığı'nın elinde savaş sırasında ele geçirilen veya savaş sırasında suç işlemiş ajanlar var mı? Önümüzdeki dönemde işgalciye hizmet eden ajanların idamına şahit olacak mıyız?

Öncelikle şunu belirteyim ki, ajanlara kanunlara uygun olarak davranılır. Savcılığa sevk edilirler ve gerekli hukuki işlemler yerine getirilir. Ajanlarla ilgili tüm hukuki işlemler yerine getirildikten sonra, İçişleri Bakanlığı olarak biz haklarında verilen cezayı uygulamak üzere gerekli yerlerle koordinasyonu sağlarız. Bu ceza idam cezası da olabilir. Burada bir noktaya işaret etmek istiyorum. Anketlere göre Filistin halkı Siyonist düşmana hizmet eden ajanların idamını yüzde 90'ı aşan oranlarda destekliyor. Bu da, düşmana çalışmayı ve halkına ihanet etmeyi düşünenler için güçlü ve önemli bir caydırıcı etken oluyor.

Wikileaks belgeleri Fetih yönetiminin ve bazı bölge ülkelerinin Gazze'ye açılacak savaştan haberleri olduğunu gösterdi. Fakat Gazze Şeridi'ndeki duruma el koymayı reddettiği söylendi. Aynı zamanda Fetih yönetimine bağlı bazı kişilerin işgalciye direniş hakkında bilgi verdiklerinden bahsedilmişti. Bu konuda herhangi bir kanıt var mı?

Wikileaks belgelerine ölçülü bir şekilde bakmak gerekir. Bu belgeler, güvenlik ve siyaset yönünden incelenmeli. Çünkü bu sızan bilgilerden birçoğu nasıl olduğu bir yana gerçekte yaşandı. Fetih konusuna gelince, ben Fetih'in Gazze'yi işgalciden bu şekilde teslim almayı reddetmesinin Fetih'in yararına olduğuna inanmıyorum. Bilakis işgalciyle işbirliği yaptığını ortaya çıkardıkları için aleyhine tescil edilen bir nokta olacaktır. Wikileaks belgelerini bir yana bırakırsak, Fetih ile işgalci arasında işbirliği yapıldığı sabittir. Bu işbirliği, Fetih'in bilgi toplayarak işgalciye sunması ve karmaşa çıkarma amacıyla asılsız haberler yayması şeklinde gerçekleşmiştir. İşgalciye bilgi sunan birçok Fetih üyesi yakalanmıştır. İşgalci, onlardan elde ettiği bilgilerle birçok yeri yıkmış ve masum insanı öldürmüştür.

Gazze'de faaliyet gösteren güvenlik güçlerinin tecrübesinin kıt olduğu ve bunun bir takım ihlallere yol açtığı yönünde şikayetler vardı. Bugün durum nasıl? Bu sıkıntıyı nasıl aşıyorsunuz?

Bu izlenim artık geride kaldı. Çünkü, Allah'ın izniyle, güvenlik güçleri mensuplarının seviyesini yükseltmeyi başardık. Önümüzdeki iki yıl içinde Filistin Polis Akademisi ilk mezunlarını verecek. Uzmanlık alanlarımızla ilgili geniş çapta deneyim sahibi olduk. Gerçekleştirdiğimiz kampanyalar vesilesiyle de güvenlik güçleri mensupları vatandaşla nasıl ilişki kurulması gerektiği konusunda tecrübe kazanıyorlar. Bu arada, "Polisin Heybeti ve Vatandaşın Onuru" kampanyasının ardından yeni kampanyaların yolda olduğunu haber vereyim. Filistin halkına her alanda hizmetle ilgili bir kampanya düzenlenecek. Saha çalışmalarının seviyesini yükseltmek amacıyla İçişleri Bakanlığı'nın gözetiminde bilinçlendirme programları ve etkin faaliyetler yapılacak. Burada daha önce de belirttiğim bir noktanın altını çizmek istiyorum. Biz, güvenliğe hakim olma aşamasından güvenliği uygar bir şekilde sağlama, yani üst düzeyde ve uygarca bir güvenlik hizmeti sunma aşamasına geçtik.

 

 

 

 

fiem