Erken Teşhis Hayati Önem Taşıyor

Erken Teşhis Hayati Önem Taşıyor

Veteriner Halk Sağlığı Derneği, yaz aylarında vatandaşların korkulu rüyası haline gelen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı ile ilgili bilgilendirme toplantısı düzenledi.

Konuyla ilgili çok sayıda bilimsel çalışması bulunan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Önder Ergönül, hastalığın henüz etkin bir aşısı bulunmadığını belirterek erken teşhisin önemine dikkat çekti.

Türkiye'de özellikle Sivas, Tokat, Yozgat ve civarında sıklıkla görülen ve ölümlerle sonuçlanan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığıyla ilgili Veteriner Halk Sağlığı Derneği Taksim Hill Otel'de basın toplantısı düzenledi. Veteriner Halk Sağlığı Derneği Bilim Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere'nin başkanlık yaptığı toplantıya Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Önder Ergönül, İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilimdalı öğretim üyesi Prof.Dr. Hüseyin Yılmaz ve İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilimdalı öğretim üyesi Prof. Dr. Erkut Tüzer katıldı.

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı'nın dünyadaki gelişimini anlatarak söze başlayan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Önder Ergönül, hastalığın Türkiye'de ise 5 yıldır görülmeye başladığını aktardı. 2007'de vakaların en üst seviyeye çıktığına dikkat çeken Ergönül, "Bu sene 500-600 civarında vaka bekliyoruz. Hastalık Anadolu'da daha çok görülüyor. Ancak hastalık yavaş yavaş batıya ilerliyor. İstanbul'da da çok kene vakaları görülüyor. Ama bunlar Kırım Kongo tipi tehlikeli değil." dedi.

Kırım Kongo hastalığı mikrobu taşıyan kişilerde erken teşhisin önemine dikkat çeken Ergönül, hastalığın gelişiminin 10 gün sürdüğünü, bu 10 gün içinde kişinin ya kurtarıldığını ya da öldüğünü söyledi. Kenenin nasıl çıkarılacağını anlatan Ergönül, "Hastanın kanına ya da vucut sıvılarına temasla başkalarına bulaşabilir. Özellikle sağlık personelinin çok dikkat etmesi gerekir. Bu şekilde ölen sağlık çalışanları da mevcut. Hastalığın henüz tam etkin bir aşısı yok. Konuya sistematik bir bakış açısı getirmek gerekir. Türkiye bu yönde çalışmaları yürütecek güce sahip." şeklinde konuştu.

İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilimdalı öğretim üyesi Prof.Dr. Erkut Tüzer ise kenelerle mücadeleye yönelik alınacak tedbirleri anlattı. Kısa ve uzun vadeli çözümleri aktaran Tüzer bunları şöyle sıraladı: "Riskli alanlara zorunlu olmadığı sürece kesinlikle girilmemeli. Piknik alanlarına hayvanlar sokulmamalı. Hayvanlarda kene mücadelesi yapılmalı. Evcil hayvanlarda, gerekli ilaçlar zamanında kullanılmalı. Yetkililerde kene ile mücadele iradesi olmalı."

Kene ile mücadelenin çok sistematik ve sürdürülebilir olması gerektiğinin altını çizen Veteriner Halk Sağlığı Derneği Bilim Komisyonu Başkanı Prof.Dr Tahsin Yeşildere ise üniversitelerle işbirliği içinde olunması gerektiğini söyledi. Kene ile dönemsel mücadelenin fazla bir fayda sağlamayacağını belirten Yeşildere, kene ile mücadelede bulunan personelin eğitilmesi ve vatandaşların bilinçlendirilmesinin çok önemli olduğunu ifade etti.