Emin Güneş İran'ın Yeni Cumhurbaşkanı Reisi'yi Yazdı

Emin Güneş İran'ın Yeni Cumhurbaşkanı Reisi'yi Yazdı

Emin Güneş İran'ın Yeni Cumhurbaşkanı Reisi'yi Yazdı: 'Reisi Çok Sert, Diş Geçiremiyoruz'

İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı seçimlerini açık ara İbrahim Reisi kazanmıştır. Başta İran halkına, Direniş cephesi ve bütün dünya Mustaz’aflarına hayırlı olsun.

​Hiçbir adayı çok yakından tanımadığım halde Sayın Reisi’yi henüz aday olmazdan önce İnstagram hesabından takip ediyor bir hukukçu olarak yargısal faaliyetlerini takdir ediyordum. Özellikle mütevazılığı, halkla iç içe olması, sorunlara kısa sürede çözüm üretmesi yanı sıra yolsuzluğa bulaşanların kimliklerine bakmaksızın üzerlerine gitmesi gerçekten İran halkı için büyük bir şanstı.

​İmam Hamaney’in: “Cumhurbaşkanı dinine bağlı, kemale ermiş, nizama sadık, devrimci ve cihat çizgisinde, adil olmalı ve yolsuzluğa karşı mücadele etmeli; İran’ın ulusal potansiyeline ve gençliğe inanarak geleceğe umutla bakmalıdır” dediği bütün özelliklere sahip mücahit bir İnkılapçı.

​Bu özelliklerinden dolayı Rehber ve direnişin bel kemiğini teşkil eden Devrim Muhafızları/Kudüs gücü ile uyum içerisinde olacağından kuşku duyulmuyor.

​Seçimlerden önce içimizdeki Amerikalılar (Kendilerini gizlemek için “ILIMLI” olarak tanımlayanlar) Reisi’ye yönelik itirazlarda bulundular. Çok sayıda adayın elenmesini demokrasiye ve halkın iradesine aykırı buldular. Anayasayı Koruma Kurulunun her şeyi Reisi lehine tanzim ederek seçim mühendisliği yaptığını dillendirdiler. Katılımın çok düşük olacağı ve meşruiyetin tartışılacağını söylediler. Oysa İran halkını muhafazakârlar ve reformistler olarak ikiye ayırmışlardı. Böyle ikili sistemlerde her bir taraftan bir tek adayın olması yeterli idi. Ama İran’da ikişer üçer aday bunlar için yeterli görülmemişti.

​Bundan önceki seçimlerde reformistler halkı Amerika ile normalleşerek rahatlatmak beklentisine sokmuş, ancak amaçlarına ulaşamamışlardı. Rehber, Amerika ile varılacak anlaşmaların sonuç vermeyeceğini bildiği halde ılımlılara bir nevi avans vermişti. Amerika ile görüşmeler başladığında “Amerika’ya ile tokalaşan elini geri çektiğinde parmaklarını saysın” şeklinde uyarılarda bulunanlar oldu. Sonuçta Amerika’ya güvenenler umduklarını bulamadılar. Amerika’nın istekleri yerine getirildi ama İran’ın hiçbir talebi yerine getirilmedi. Trump’un anlaşmadan çekildiğini söylediği gün Ruhani ve Zarif’in ipinin çekildiğini anladık. Sığır çobanı arkasında olduğunu söylediği mallarını* satmıştı. Kovboy bunu hep yapıyordu. Ama yine de onu arkasına almak isteyen mallar eksilmiyordu.

Hasılı kelam reformistler tüm kredilerini ve itibarlarını kaybettiler. Bir sonraki seçimde ibrenin aleyhlerine olacağında emindiler. Bir bakıma dostları tarafından aldatılmışlardı. Nitekim Cevat Zarif bu mağlubiyetin ve mahcubiyetin etkisi ile iki kez istifaya kalkıştı. Daha rezil olmamak için aday olmaya cesaret bile edemedi.

​Reisi’ye muhalefet edenler “sertliğini” gerekçe olarak ileri sürdüler. Aslında sertlik yumuşaklık konusu önemli bir konudur. Sertlikten maksat nedir? Sertliğin karşılığı “yumuşak” derken kast edilen nedir? İslam dünyasındaki bütün liderler başta ABD olmak üzere kâfirlerin rahatlıkla diş geçirebilecekleri kıvamda olması gerektiği midir? Ya da sert derken ABD ve diğer kâfirlerin diş geçiremediği, geçirmeye çalışanların dişlerinin kırıldığı evsafta biri olmak mıdır?

​Amerika’nın istediği lider tipi omurgasız olmalı, asla dik duramamalı, sürekli elleri önünde bağlı ve rükû konumunda olmalı ki akredite olsun. Küresel Siyonizm’in takdir ve teveccühünü kazansın. Oysa Reisi öyle bir omurgaya ve dik duruşa sahip ki istese de eğilemeyecek sertliktedir. Eğmeye zorlasan kırılacak! Merhum İmam Humeyni’nin “Kurda merhamet kuzuya zulümdür” ilkesinden hareketle Reisi yargıç olarak Amerika’nın köpeklerine (münafikini halk) hiç acımamıştır. O yüzden içimizdeki çakallar tarafından “kasap” olarak nitelendirilmektedir.

​Sertlikten maksat bizim de karşı olduğumuz; Mantıksız, muhakemesiz, hikmetsiz IŞİD vari bir yaklaşım olsaydı muhalifler itiraz edecekler miydi? Elbette etmeyeceklerdi, çünkü bu yaklaşım onların arayıp da bulamadıkları bir durum. Bunlar da sert ama kâfirlere karşı değil, Müminlere karşı sert ve acımasızlar! Bu zihniyet Küresel emperyalizmin faaliyetlerine meşruiyet zemini hazırlamakla meşguldür.

​“Direniş ekonomisi” uygulayacağını söyleyen Sayın Reisi’ye Allah’tan cc muvaffakiyetler dilerken tüm direniş dostlarından dua talep ediyorum. Rabbim direniş cephelerine yağdırdığı yardımını direniş ekonomisinden de esirgemesin, İnşaallah.