Domuz gribinde ikinci dalga

Domuz gribinde ikinci dalga

Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, yurt dışında görülen domuz gribine (H1N1) ilişkin alınan tedbirlerle ilgili olarak...

Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, yurt dışında görülen domuz gribine (H1N1) ilişkin alınan tedbirlerle ilgili olarak, ''Salgın ülkemize ulaşmadan da ortadan kalkabilir ama ikinci dalga sonbaharda da gelebilir. Ancak virüsün geri bildiriminde azalma var, ikinci dalga daha hızlı hale gelebilir. Biz bütün bu ihtimaller üzerine tedbirlerimizi uyguluyoruz'' dedi.

Buzgan, yurt dışında görülen domuz gribiyle ilgili olarak Bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, son gelişmeler hakkında bilgi verdi.

Domuz gribi ile ilgili düzenli açıklama yaptıklarını ve kamuoyunu bilgilendirmek için yapmaya devam edeceklerini belirten Buzgan, gribin yüksek ateş, boğaz ağrısı, öksürük, kas ve eklem ağrılarıyla seyreden bir enfeksiyon olduğunu, virüsün bazı tiplerinin kanatlılar ve memeli hayvanlarda da hastalığa neden olabildiğini belirtti.

Buzgan, hayvan grip virüslerinin genetik yapısında bazen büyük değişiklikler meydana geldiğini ve insanlarda da hastalık yapabilen yeni virüslerinin ortaya çıkabildiğini ifade ederek, genetik değişikliklerin yaklaşık 30-40 yıl ara ile meydana geldiğini söyledi.

İnsanların bu tür bir virüsle daha önce karşılaşmadığı için bağışıklık sistemlerinin virüse hazır olmadığını anlatan Buzgan, virüsün yayılmasıyla birlikte kıtalararası salgınların (Pandemi) ortaya çıkabildiğini bildirdi.

Buzgan, 24 Nisan 2009'da hastalığın ilk kez Meksika'da görüldüğünü ve zaman içinde farklı ülkelere yayıldığını hatırlatarak, ''Hastalığın Meksika, ABD, İngiltere, Almanya, Kanada ve İspanya'da insandan insana bulaşabildiği kanıtlanmış durumdadır. Ayrıca, Kanada'da hasta insandan domuzlara bulaşabildiği de tespit edilmiştir'' diye konuştu.

DSÖ'nün domuz gribini önemli bir halk sağlığı olarak gördüğünü, Pandemi başlangıcı olabileceğini ve alarm seviyesini 5. evre olarak ilan ettiğini anımsatan Buzgan, henüz 6. evre olan salgın yönünde bir alarm verilmediğini kaydetti.

Buzgan, DSÖ'nün bu sabah domuz gribinin 20 ülkede 985 doğrulanmış vaka ve 26 ölüm olduğu yönünde açıklama yaptığını bildirdi.

-TÜRKİYE'DE ALINAN TEDBİRLER-

Buzgan, Türkiye'de Bilim Kurulu'nun toplandığını ve gerekli tedbirler konusunda çalışmalar yaptığını belirterek, şunları söyledi:

''81 il valiliğine domuz gribiyle ilgili yapılması gerekenler hakkında genelge gönderildi. Vatandaşlara ve sağlık çalışanlarına yönelik bilgi notları ve iletişim materyalleri hazırlandı. Konuyla ilgili web sayfası oluşturuldu, lojistik malzemeler gözden geçirildi. Vatandaşları bilgilendirmek üzere telefon hattı devreye alındı.

Hastalığın görüldüğü ülkelerden, Türkiye'ye hastalık gelme riskini azaltmak için havaalanları, limanlar ve kapılarda tedbirler alınmıştır. Bu kapsamda, yurt dışından gelenlerin sağlık durumları değerlendirilmektedir. Termal kameralarla yüksek ateşi olanlar tespit edilerek, ayrıntılı muayeneye alınmaktadır. Olası bir vaka durumunda da gerekli incelemeler yapılacaktır. Ayrıca zaruri haller dışında vatandaşların riskli bölgelere seyahatlerini ertelemeleri için duyurular yapıldı. Yurt dışına çıkanlara da hastalıktan korunmak için bilgilendirme broşürleri verilmektedir. Ayrıca dün itibariyle uçuş mürettebatı ve yolcuların korunmasıyla ilgili rehber oluşturulmuş durumdadır.''

Zaman zaman basında ''Alarm'' yönünde haberler çıktığını ancak bunların gerçek olmadığını belirten Buzgan, ''Örneğin Hakkari'ye bağlı Akbulut köyünde hastalık ihbarı üzerine sağlık ekiplerince yapılan taramalarda domuz gribi şüphesi bulunmamakla beraber alınan numuneler Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi'nde incelenmiş, domuz gribi negatif bulunmuştur'' dedi.

-''YENİ ÇIKAN BİR İLAÇ DA YOK''-

Buzgan, bazı basın yayın organlarında Antalya'da bir kişinin domuz gribi nedeniyle yaşamını yitirdiğine yönelik haberlere ilişkin olarak da ''Kişi, grip belirtileri göstermeden ağır bir şekilde hastaneye getirilmiş ve kurtarılamamıştır. Hastada griple ilgili semptomların olmadığını biliyoruz, Otopsi de yapıldı, nonspesifik bulgular var. Buna göre biz hastayı şüpheli kategorisine almamakla beraber, bu hastanın gerekli materyallerini incelemek üzere aldık. Konuyla ilgili laboratuvar testleri tamamlandığında onu da açıklayacağız'' diye konuştu.

Bir gazetecinin, ''İlaç stoku ve yeni ilaçlar konusunda hazırlıklar ne durumda?'' şeklindeki sorusunu ise Buzgan, ''Kullanılan 2 klasik ilaç var. Bunlar da Türkiye'de ruhsatlı ve mevcut. Bakanlık olarak da önceden temini yapıldı. Yeni çıkan bir ilaç da yok. Bu nedenle temin edilmesi gibi bir durum söz konusu değil'' dedi.

Buzgan, Türkiye'nin pandemi hazırlıkları açısından önlemleri artırdığını da vurgulayarak, ''Yeni bağlantılar sağlandı. Mevcut stokumuzu artırmaya dönük irtibatları sona erdirdik. Yakın zamanda ek stoklarımız olacak. Zaten koruyucu kitlerimiz yeterliydi. Basit maskelerin alınmasını da planladık'' diye konuştu.

Turan Buzgan, şu anda 1 milyon 200 bin kutu ilaç stoku bulunduğunu, 800 bin kutu daha ilaç temin edileceğini ifade etti.

-''İKİNCİ DALGA DAHA HIZLI HALE GELEBİLİR''-

Buzgan, ''DSÖ'nün salgının kış aylarında da görülebileceği yönünde yaptığı uyarının'' hatırlatılması üzerine, ''Salgın ülkemize ulaşmadan da ortadan kalkabilir ama ikinci dalga sonbaharda da gelebilir. Ancak virüsün geri bildiriminde azalma var, ikinci dalga daha hızlı hale gelebilir. Biz bütün bu ihtimaller üzerine tedbirlerimizi uyguluyoruz'' dedi.

Buzgan, DSÖ'nün alarm durumunu 6 olarak belirlemesi halinde, teyakkuz derecesinin artırılacağını, sinema, tiyatro gibi toplu alanlarda kısıtlamalar hatta yasaklamalar getirilebileceğini, okulların tatil edilebileceğini, riskli ülkelere seyahatlerin daha da kısıtlanabileceğini söyledi. Buzgan, ''Şu anda bunlar için henüz erken, bu tür uygulamalar yapmak mümkün değil'' diye konuştu.

Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürü İbrahim Şentürk ise küresel domuz gribi salgınına karşı tüm uluslararası havalimanları, liman ve hudut kapılarında sağlık önlemlerinin uygulandığını belirterek, ''Her uçaktan, uçak şirketinden, pilot ve yolculardan sağlık deklarasyonu alınıyor. Uzman arkadaşlarımız bu beyanları onayladıktan sonra uçakların kapıları açılıyor. İkinci aşamada ise sağlık personelimiz kulaktan ölçümler yapıyor. Üçüncü aşamada ise gözden kaçan kişiler varsa bunlar termal kameralar aracılığıyla tüm yolcular kayıttan geçiriliyor'' şeklinde konuştu.