Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Çoban olmak bedel ister

16. Çoban, cemaatinin toplu olduğu ve onlara toplu olarak muhatap bulunduğu zamanlarda, üyeler arasında ahlaken, hizmet itibari ile temayüz etmiş kimseleri anarak meziyetlerini açıkça söylemelidir. Bu durum cemaat arasında, üyeler arasında hayırda yarışmaya ve birbirlerini sevmeye, saymaya vesile olur. 17. Çoban, gün gelir de görevini bir başka birine devretme durumunda kalırsa veya bir başka birisini istişare heyetine tavsiye olarak söylerse, tavsiye edeceği şahıs da adillik ve hakkaniyet aramalıdır.

Sahabeden Hz. Ebu Zer, 2. Halife Hz. Ömer'e şöyle der: "- Görevini başkasına devrettiğin takdirde, eğer o başkası âdil ve hakkaniyetle hareket etmezse sen yine vebalden kurtulamazsın." 18. Çoban, tebaası arasında cereyan edecek olan her hadiseden haberdar olmaya gayret sarf etmelidir. Ve onları nasihatlerinden mahrum bırakmamalıdır.

Kendisi ile tebaası arasındaki münasebetlerin nasıl olacağını ilgili hizmet birimleri aracılığı ile öğrenmelidir. Mesela, - Cemaatten herhangi biri lidere nasihat yapmak isterse, bunu halk arasında yapmamalıdır. Liderine durumu söyleyip onu tenha bir yere götürmeli ve nasihatini orada yapmalıdır.

Eğer lider, onun nasihatini dinlerse ne güzel, dinlemezse, üzerine düşen görevi ifa etmiştir. 19. Çoban, yanına çağırdığı, kendisine yaklaştırdığı kimselerin şımarmamasına dikkat edecektir. Kaldırabileceği kadar iltifat ve yakınlıkta bulunmalıdır. Kendisini zamanla istismar edecek bir duruma sokmamalıdır.

Bu hususta Hz. Abbas, oğlu Abdullah'a şu öğüt de bulunur: "- Oğlum, görüyorum ki Halifemiz Ömer, sana değer veriyor, seni yanında oturtuyor ve senden büyük kimseler arasında sana yer veriyor. Bari benden şu nasihati dinle: -Halifemiz, sakın sende yalan görmesin. Onun herhangi bir sırrını açığa vurayım deme.

Yanında herhangi bir kimseyi arkasından çekiştirme"" 20. Çoban, tebaasının hal ve hareketlerini kontrol etmede gevşeklik göstermemelidir. Tavizsiz olmalıdır. Bilakis çifte standart kullanabilecek noktaya gelmemeleri için her türlü tedbiri almalıdır. Sahabeden biri Abdullah B.Ömer'e diyor ki: "- Biz âmirin (Liderin-Başkanın-Emirin) yanına giriyor ve onun yanından çıktığımız zaman orada söylediğimizin aksini söylüyoruz. İbn Ömer: - Biz bunu münafıklık sayıyorduk, buyuruyor."

21. Çoban, tebaası üzerindeki uygulamalarında adaleti elden bırakmamalıdır. İslam'ın sınıfsız bir toplum üzerinde durduğunu hesaba katıp, İslam dışı sistemlerin halkını tasnif ettiği bir yapılanmaya katiyen alet olmamalıdır. Ve lider şu müjdeli habere kulak verip, kaybedenlerden olmamalıdır:
 
"Liderin bir günlük âdil davranışı 70 yıllık ibadetten daha üstündür"" Bu ne büyük müjdedir böyle? Liderin bir günlük adil davranışından alacağı sevap, kendisine tabi olanların ömrü kadar oluyor. 22. Çobanın, tebaasının bir ferdine kızması, liderin o şahsa olan merhametinin zirvesi olmalıdır.

Görevinde, hizmetinde, ders çalışmasında ihmalkârlık yapanlara, hizmeti savsaklayanlara kaşını da çatsa, yüz hatlarından belli olan bir kızgınlıkla da kızsa bu durum liderin o şahıs hakkındaki merhametinin belirtisi olmalıdır. 23. Çoban, akşam evine dönüp yattığında huzurla yatmaya çalışmalıdır. Adil davranan bir lider, bütün tebaasından emin olarak uyuyacak demektir.

Eğer haksız yere zulmetmişse vicdan azabı çekecek ve gözüne uyku girmeyecektir. 24. Çoban, yaşayışı ile düzgün, takva ehli, maneviyatı zengin bilgili ve tecrübeli olanları huzurundan eksik etmemelidir. Onların öğütlerini dinlemeli, dualarını almalı, sık sık ziyaretlerine gitmelidir. 25. Bütün bu saydığımız hususiyetler, samimi adımlarla sırat-ı müstakimde yolculuk yapan hizmet ehli olan her sorumlu kişiye aittir.

Konuşurken sepette pamuk bırakmayıp, daha sabah namazına kalkmakta güçlük çeken, çay yudumlarken sigara dumanlarının gölgesinde devlet kuran ve devlet yıkanlara da sadece bir dikkat çekmedir.

yeniakit

Bu yazı toplam 1511 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar