Bunlar Hz. Musa'nın çocukları değil, Firavun'un veletleridir!

Soruyorlar;"Ortada fol yok yumurta yokken, İsrail Gazze'ye niye saldırdı?"Böyle soru mu olur?..
 

"Akrep" elbette akrepliğini, "domuz" da elbette domuzluğunu yapacak!..
 
Hem sonra;
 
"Terör örgütü PKK"ya hiç soruluyor mu, "Niye saldırıyorsun?"
 
İşleri bu...
 
Elbette saldıracaklar.
 
Saldıracaklar ki;
 
Akacak "kan"dan, dökülecek "gözyaşı"ndan beslensinler!..
 
Peki; "terör örgütü" saldırırken, adı "İsrail" olan "terör devleti"nin saldırması niye anormal karşılanıyor?..

Nasıl ki, "akrep" akrepliğini, "domuz" domuzluğunu gösteriyorsa, "terörist" de teröristliğini elbette gösterecek.
 
Saldırmayı kafasına koymuşsa da;
 
"Bahane" aramasına gerek yok...
 
Mutlaka bir "bahane" bulur!..
 
Hatta, bir değil, birkaç bahane birden bulur!.. Yeter ki saldırmayı, yeter ki kan dökmeyi kafasına koysun!..
 
BU DA TEVRAT'TAN!
 
Alın işte;
 
Son "Gazze saldırısı"nda, 30'a yakın "masum Filistinli"yi katleti, 300 kadarını da yaraladı!..
 
"Saldırının adı" da ilginç;
 
"Bulut Sütunu!"
 
Dikkat ettiyseniz;
 
İsrail, yaptığı bütün "saldırı"ların adını tahrif ettikleri "Tevrat"tan alıyor, yani saldırılarına "dini bir kılıf" geçiriyor... Tıpkı, daha önceki "Dökme Kurşun" saldırısı gibi!..

Son saldırıya ad olan "Bulut Sütunu" da, yine Tevrat'tan alınma!..
 
Çünkü Yahudiler;
 
"Tanrının, kendilerini bir bulut sütunuyla düşmandan koruduğuna, gece-gündüz ilerlemelerini sağladığına inanıyor!"
 
Bunu yazdım ki;
 
İsrail'in, "laik bir devlet" olduğunu iddia edenlere kapak olsun!..
 
Hangi laik devlet?..
 
Bal gibi din devleti!..
 
ÖLDÜRMEYİ İYİ BİLİYORLAR!
 
Biliyorsunuz;
 
Saldırının ilk gününde; Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın iki numaralı ismi Ahmet Caberi ile birlikte oğlu ve yardımcısı dahil 9 kişi ölmüştü... Ki, ölenlerden "2'si çocuk, 1'i de bebek"ti!..
 
Hani, Başbakan Tayyip Erdoğan; 29 Ocak 2009'da Davos'ta, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in yüzüne karşı, hem de dünyanın gözleri önünde şöyle demişti ya;
 
"Sesin çok yüksek çıkıyor... Benden yaşlısın... Biliyorum ki sesinin benden çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir... Benim sesim bu kadar çok yüksek çıkmayacak... Bunu böyle bilesin. Öldürmeye gelince, siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz... Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüz, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum.
 
Ülkenizde başbakanlık yapmış 2 kişinin bana çok önemli lâfları vardır.

Filistin'e, tankların üstünde girdiği zaman; 'Kendimi bir başka mutlu addediyorum' diyen başbakanlarınız var.

Tankların üzerine çıkıp da 'Filistin'e girince mutlu oluyorum' diyen başbakanlarınız var.

Ve bana sayılar veriyorsunuz...

İsmini de veririm, belki merak edenleriniz vardır."
 
Erdoğan haklıymış...
 
Terör devleti katil İsrail'in gerçekten de "en iyi bildiği şey" öldürmekmiş!..
 
İşte görüyoruz... Bir "katil robot" gibi, bir "cinayet makinası" gibi, sürekli öldürüyor...
 
Hem de;
 
"Kadın, çocuk, yaşlı" demeden!..
 
Hem de "felçli" demeden!..
 
Hatırlarsınız;
 
Filistin'in manevi lideri Şeyh Ahmet Yasin de, tıpkı Ahmet Caberi gibi, bir "füze" ile öldürülmüştü!..
 
Hem de;
 
"İsrail Bakanlar Kurulu kararı" ile!..
 
Hem de;
 
"Tekerlekli sandalye"sinde!..
 
Hem de;
 
"Sabah namazı"ndan çıkarken!..
 
Evet, evet;
 
"İsrail, sadece öldürmeyi bilir!"
 
Tıpkı, Filistin'e "insani yardım" götüren Mavi Marmara'daki "9 Türk"ü de öldürdüğü gibi!..
 
"Katil"den ne beklenir?..
 
"Korsan"dan ne beklenir?..
 
"Terörist"ten ne beklenir?..
 
İsrail; nihayetinde "kan"ının, "gen"inin gereğini yapıyor!..
 
Bunlar, kesinlikle ama kesinlikle "Hz. Musa'nın çocukları" olamaz!..
 
Bunlar, olsa olsa;
 
"Firavun'un veletleri"dir!..
 
Firavun da öyle değil miydi;
 
O da;
 
Sadece "öldürmeyi" bilmez miydi?..
 
Bugünkü katil İsrail yöneticileri de, mutlaka "Firavun'un genleri"ni taşıyor olmalı ki; sadece "öldürmeyi" biliyorlar, sadece öldürmekten "zevk" alıyorlar!..
 
OBAMA'YA DA GÖZDAĞI!
 
İyi de; ortada fol yok yumurta yokken, Gazze'den kendilerine yönelik bir tehdit gelmemişken, niye saldırdı İsrail?..
 
Bunun;

Bir değil, birçok sebebi var!..
 
İlk sebebi;
 
l İsrail'in, 22 Ocak'ta "seçim"e gidiyor olması... İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, seçim öncesi "elini güçlendirmek" istiyor olabilir... Zaten, hep öyle yapmıyorlar mı?.. İsrail ne zaman seçime gidecek olsa, mutlaka Gazze'ye saldırıyor!..
 
Son saldırının temeline de yine "zayıf görünmeme" düşüncesi yatıyor olabilir.
 
l Bir başka ihtimal...
 
Malûm, "ABD Devlet Başkanlığı seçimleri"nde, Cumhuriyetçi aday Romney'i tek destekleyen isim, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu idi!..
 
Barack H. Obama'ya karşıydılar...

İstiyorlardı ki, seçimi Romney kazansın!..
 
Ne var ki;
 
Seçimi Obama aldı!..
 
Seçimi Obama'nın kazanması demek; ABD'de "Neocon"ların, Ortadoğu'da ise "İsrail"in çok rahat hareket edememesi demek!.. Hareket alanları gittikçe daralıyor...
 
Diyeceksiniz ki;
 
"ABD, hiç İsrail'in emrinden çıkar mı?.. Kaldı ki; İsrail'in saldırılarına ilk destek veren de ABD oldu!"
 
Çok doğru!..
 
Ancak, şu da unutulmamalı:
 
Obama; "sahnede İsrailci" gibi görünse de, "perde gerisi"nde İsrail'den yaka silken bir liderdir.
 
Herhalde hatırlarsınız...
 
ABD Başkanı Obama ile dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy arasında 8 Kasım 2011'de, Paris'te yapılan G-20 Zirvesi sırasında yaşanan samimi bir sohbette açık unutulan mikrofonlara takılmıştı...

Sarkozy, İsrail Başbakanı'nı kastederek "Netanyahu'yu görmeye dayanamıyorum. Yalancının teki" diyordu...
 
Obama da, şu karşılığı veriyordu:
 
"Sen bıktın belki; ama bir de beni düşün, ben onunla her gün muhatap olmak durumundayım."
 
Obama'nın, Netanyahu ile ilgili "samimi" düşüncesi budur...

Ondan yaka silkmektedir!..
 
İşte böyle bir Netanyahu'nun; Romney'in değil de, tekrar Obama'nın kazanmasından sonra Gazze'ye saldırması aynı zamanda "Obama'ya da bir mesaj"dır!..
 
Ahmet Caberi'yi katleden füze, aynı zamanda Obama'ya da fırlatılmış bir füzedir!..

İsrail'e görünürde sahip çıkan ABD, bakalım bu "saldırı"lar karşısında nasıl bir tavır takınacak?..
 
Zira, ABD, "İsrail'e destek" vermeye devam ederse, "Ortadoğu'daki nüfuzu"nu kaybedebilir!..
 
İSRAİL, GİTTİKÇE YALNIZLAŞIYOR!
 
"Gazze'ye saldırı"nın bir başka sebebi de, Mısır Devlet Başkanlığı'na "Müslüman Kardeşler Teşkilatı"nın bir üyesinin, yani Muhammed Mursi'nin gelmesi olabilir...

Düne kadar İsrail'le sıkı-fıkı olan Mısır'ın, "İslâmcı liderler" tarafından yönetilmeye başlaması, İsrail için elbette "tehlike"dir, elbette "tehdit"tir!..
 
Nitekim, Muhammed Mursi, "İsrail'in korkuları"nı pekiştirecek adımlar atmaya başlamıştır...

Son saldırılar üzerine, "İsrail'deki elçisini" çekmiş, Mısır-Gazze arasındaki "Refah Kapısı"nı açmış ve dün de Mısır Başbakanı Kandil'i Gazze'ye göndermiştir!..
 
Düne kadar, İsrail ile neredeyse "kanka" olan Mısır'ın, bugün "Gazze halkını yalnız bırakmayız" diyen bir ülke haline gelmesi, İsrail'i böyle bir "intihar saldırısı"na mecbur bırakmıştır.
 
Terör devleti İsrail, sadece Mısır'ı değil, bugün, Suriye'yi de kaybetmek üzeredir...
 
Bakmayın siz Golan'ı işgal ettiğine, bakmayın siz Suriye'yi "düşman" gördüğüne...

Kendileri gibi "terörist" olan Beşşar Esed'in gitmesi, İsrail'in hiç işine gelmez!..
 Öyle ya;
 
Beşşar Esed giderse; Mısır ve Tunus'ta olduğu gibi Suriye'nin başına da "İslâmcı liderler" gelebilir ve bu da İsrail'in hiç işine gelmez.
 
Hele de;
 
Mavi Marmara'da 9 Türkü öldürdüğü için "Türkiye'yi de kaybettiği" bir dönemde!..
 
Hem de;
 Çevresinde "diyalog" kurabileceği hiçbir ülke kalmadığı ve "giderek yalnızlaştığı" bir ortamda!..
 
ARMEGEDON'A DOĞRU MU?
 
Uzun lâfın kısası;
 
İsrail, böyle bir "intihar saldırısı" yapmaya mecburdu... Zira, "çölde tek başına" kalma tehlikesi ile karşı karşıyaydı...

O halde, "son bir çıkış" yapıp, "hâlâ güçlüyüm" mesajı vermeliydi!..
 
Evet, bir mesaj verdi... Ama bu mesaj "gözdağı" mıdır, yoksa "intihar" mesajı mıdır?.. Bunu yakında göreceğiz...
 
İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın; "İsrail, cehennemin kapılarını açtı" demesi, İslâmi Cihad'ın ise; "Gazze'ye savaş ilân eden İsrail, bunun sonuçlarına katlanacaktır" şeklinde açıklama yapması, bunlara ilâveten Mısır ve Türkiye'den yapılan açıklamalar; İsrail'i, hiç de iyi günlerin beklemediğine birer işarettir...
 
Bu gerilimin "Armegedon"a kadar gidip gitmeyeceğini yakında göreceğiz.
 
Zira, İsrail;
 
"Tanrının elini kıyamete zorluyor!"
 

 


Siyon'lar ve Piyon'lar!
 Bugünkü 1. sayfamızın manşetinde, "Siyon-Piyon ittifakı" şeklinde bir başlık var... "Siyon"dan kasıt, elbette Siyonist İsrail'dir... Piyon'dan kasıt da, "İsrail'in katliamları"na sessiz kalan ülkeler ve kuruluşlardır...
BM gibi, ABD ve Avrupa gibi, İsrail'in "piyon"ları!..
 Bu "piyon"ların arasına "Bazı CHP'lileri" ve "Bazı medya organları"nı da dahil etsek, onlara da "Siyon'un Piyonları" desek, acaba nasıl olur?..
 Efendim, CHP'nin sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki sayfasında, boktan yorumlar yapılmış... Bir kısım partili, "masum Gazze halkı" için "Terörist" ifadesini kullanırken, İsrail için de; "Terörle mücadelede örnek alınacak ülke" demiş, iyi mi?..
 Bu yorumlar, CHP'nin "halktan kopuk"luğunu ve "niye iktidar olamadığını" göstermeye herhalde yeterlidir...
Bunlar, bu kafayla, "sittin sene" iktidar olamazlar!..
 Ya, "bazı gazeteler"e ne demeli?..
 Onlar da; "İsrail'den misilleme" başlığını kullanıp, Gazze halkını "suçlu" göstermeye yeltenmiş, iyi mi?..
Biz, bunlara "Yoldaş!.. Candaş" filan diyorduk, bundan böyle "Zulümdaş" desek, nasıl olur acaba?..
 Demek oluyor ki; "Siyon-Piyon ittifakı" başlığımız doğrudur!..

yeniakit

Bu yazı toplam 846 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar