Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bu bir darbedir!

Bu bir darbedir!

 

(Bu zor zamanda Müslüman kardeşlerime ve AK Partililere birkaç öneri)
Anayasa değişikliğine mi gideceksiniz, Senato mu kuracaksınız, erken seçime mi gideceksiniz, ne yapıyorsanız yapın.

Ama önce Anayasa Mahkemesi"ne yaptığınız savunmayı geri çekin.
Yeni bir "Malumu ilam"a gerek var mı? "İyi çocuklar" ya da "Bizim çocukların" yapacağı belli değil mi?
Unutmayın zaman dar ve Türkiye"de işler ciddiyetini kaybetti. Bundan sonra her şey olabilir..
Bana sorarsanız Parti ya da sanıklardan biri hemen Avrupa Konseyi"ne, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"ne ve BM İnsan Hakları Komiserliği"ne gitmeli..
Kararın mefhumu muhalifi felaket. Usûl falan dinleyen de yok. Bu kararın bu şekilde açıklanması usûle uygun değil..
Bu vesile ile Anayasa"nın değiştirilemez maddesi de uluslararası yargı yoluyla hukuk sisteminden ayıklanabilir belki..
Bu bir yargı darbesidir.
Türkiye"de cumhuriyet ve demokrasi, fiilen jüristokratik, oligarşik bir darbe tehdidi ile karşı karşıyadır.
Darbe süreci başlamıştır.. Bu bir yargı darbesidir. 28 Şubat"tan daha vahim bir durumla karşı karşıyayız.. Birilerinin 28 Şubat"ta manşetlerine taşıdığı gibi yine "Topyekûn savaş" sürecine girilmiştir..
Korkunun ecele faydası olmadığı gibi, aksine korku, karşıdakilerin cür"et ve cesaretini artırıyor..
Darbeci güçlerin arkasında halk desteği de yok, uluslararası destek de.
Bir darbe gerçekleşse bile başarı şansları yok. Başarılı olsalar bile bu işi sürdüremezler ve belki de bazı şeyleri toptan değiştirmek ve bazı darbeci güçleri hapse atmak, sistemden tasfiye açısından tarihi bir fırsat da doğmuş olabilir.
Hükümet ve iktidar partisinin acil olarak kriz yönetimine geçmesi gerek.
Kriz sizi yönetir ve olayların peşinden koşarsanız savrulursunuz. Sizi mayınlı tarlaya çekmeye çalışacaklar, peşinden koştuklarınız sizin güzergahınıza mevzileneceklerdir.. O zaman siz kendi oyununuzu kurun. Onların ajandasında olmayan, senaryosunda olmayan yollardan ilerleyin, onları kendi sahanıza çekmeye çalışın.. Tıpkı bizim akıncılarımızın yaptığı gibi.
Halk sizin arkanızda. Halka güven verin, kararlılık gösterin, cesur olun! Çevrenizdeki ajan, korkak, hain karekterli, kaseti çetenin elinde olan, şantaja açık insanlardan uzaklaşın (Dikkat: Oltayı yutmuş balıkların sayıları az olmayabilir?!), onları uzaklaştırın.. Böyle yaparsanız, onların arasından bile size açık ya da örtülü destek verenler olacaktır. Korkak davranır ve ne yapacağını bilmez halde, çaresizlik içinde sağa sola koşturursanız kimse size yardım etmez. Kimse yenilecek ata oynamaz.
Bakın, gideceği yeri bilmeyen bir kaptana hiçbir rüzgar fayda sağlamaz..
Faydasından emin olmadığınız, ama size zarar vermeyeceğinden emin olduğunuz her yolu deneyin. O işleri küçük grublar takip etsin. Bunlar karşı kanadı oyalar ve şaşkına çevirir. Hangi operasyon daha başarılı ise ona destek verirsiniz. Size zaman kazandırır. Karşı tarafın moralini bozar..
Media ve STK"ları ihmal etmeyin.
Tek başına Ankara"dan bu mücadeleyi sürdüremezsiniz. Bütün teşkilatlar harekete geçmeli. İstanbul en az Ankara kadar önemli..
Ha bu size ders olsun..
Çok hızlı hareket etmek zorundasınız.. Birinizin arkanızı toplaması, operasyon dışında kalarak sizi gözlemesi, izlemesi, nerede eksik, yanlış var görüp gözetlemesi gerek.. Bazen eylemin sıcaklığı içinde insanlar basit gördükleri yanlışlar yüzünden büyük zararlara uğrarlar.. Yani tepedeki gözcülerin yaptığı gibi, birileri açık kapıları gözetlesinler.. Ağaca bakarken ormanı, ormana bakarken ağacı görmemezlik etmemek lazım.. Bazı olayları çok büyütürseniz, kibriti gözüne çok yaklaştırdığı için ormanı göremeyen adamın haline benzersiniz..
İhtimal, maliyet ve riskleri doğru görmek zorundasınız.. Yanlış hesapla doğru sonuca ulaşılmaz..
Kriz sizi değil, siz krizi yönetirseniz, bu yeni fırsatlar demektir.. Her kriz bağrında yeni bir şansı ve fırsatı saklar. Ve bu gizli olan zenginliğe ancak başarının anahtarı ile ulaşabilirsiniz..
Bize şer gibi gelen şeylerde Allah"ın bir hayır gizlemiş olabileceği hükmü bize böyle bir sırrı haber verir..
Korkuya ve telaşa gerek yok. Biz imtihandayız. Allah herşeyi görüyor, duyuyor, biliyor; kalplerden geçenler bile O"nun malumu.. Tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirecek olan da O. O gerçek ve mutlak iktidar sahibidir ve hüküm O"nundur.
O zaman ne gam!. O zaman bize düşen, Allah"a dayanmak, sa"ye sarılmak, hikmete ram olup tevekkül etmek.. Sonucu tayin edecek odur. Bizimkisi sadece bir imtihan telaşıdır.
Elhamdülillahi Rabbül Alemin. (...) İyya kenağbüdü ve iyya kenestaiyn.
Sıradellezine en amte aleyhim, gayrul mağzubi aleyhim veleddaliyn. Amin.
Bana soracak olursanız "Bu gidiş nereye" diye, derim ki; "Bekleyin inananlar, bahar gelecek, bahar!" "Ne zaman" derseniz, "İnananlara söyle, zafer inananlarındır ve zafer yakındır." "Kimbilir belki yarın, belki yarından da yakın!"
Siz kendinizi değiştirmeye bakın. Çünkü biz kendimizi değiştirmedikçe Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.. Unutmayalım ki, Allah, cahil ve zalim bir kavme hidayet nasib etmez! Ve dahi zulm ile abad olunmaz. Zulmün kemali, zevalin işaretidir!
Benim Müslümanlara bir çift sözüm var.. Siz bu süreçte Allah"ın gücünü hesaba katıyor musunuz, katmıyor musunuz? Korku, panik ve umutsuzluk hastalığı uykularınızı kaçırıyorsa, yazıklar olsun size.! İmtihan zorlaşıyor, hesaplaşma keskinleşiyor, içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden gazab kapımızı çalacak diye hüzünleniyorsanız, bir diyeceğim yok.. O herşeyi görüyor, biliyor ve hüküm sahibi. O gerçekten iman edenlerle etmeyenlerin ayırd edilmesi için bizi mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle imtihan ediyor.. Bu bir fitne ateşidir, tutuştu.. O bizim ellerimizle zalimleri cezalandırıp mazlumlara yardım etmek istiyor. Neden korkarsınız ki!
Bizim gözümüzde ötekileri, ötekilerin gözünde bizi büyük gösteren Allah"a yemin ederim ki, o sizi sınıyor. Sizi yeryüzünün varisi kılmak istiyor.. Size zafer vaadediyor.. Bir kere daha söylüyorum, fakat şunu bilin ki, Allah cahil ve zalim bir kavme hidayet nasib etmez!
AK Partililer başlarına gelen felaketler sebebi ile hep başkalarını suçlayacaklarına, biraz da "Biz nerede yanlış yaptık" sorusunu sorsalar ve Yunus Aleyhisselam"ın dediği gibi deseler ne iyi ederler: İnni künti minezzalimin.. Bir daha söylüyorum, bir daha, bir daha: Siz kendinizi değiştirmeden Allah sizin hakkınızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.
Selam ve dua ile..

 

vakit

Bu yazı toplam 1705 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar