Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

“Bozgunculuk yapacak, karışıklık çıkaracak insanı mı halife kılıyorsun?”

"Kadınlarınız azdığı, gençleriniz isyana daldığı ve sizler de cihadı terk ettiğiniz zaman haliniz nice olur?" Böyle şeyler olacak mı ey Allah"ın Resulü? Denildiğinde:

 

- Evet, varlığım kudret elinde olan Allah"a yemin ederim ki bundan daha kötüsü olacaktır, buyurdu.
Bu ülkede yasal kimlik olarak bir mahalle muhtarı kadar yetki verilmemiş Peygamberimiz böyle buyurmuştu.
Ellerinde bomba, taş, yakıcı ve tahrip edici madde ile etrafına saldıran bir gençlik... Merak ediyorum şimdi, bu gençlik için ülkeyi yönetenlerin alacağı tedbirin ne olacağını... Taksim"i savaş alanına döndüren bu gençler için acaba, ülkeyi 7 sene yönetmiş olan sayın Ahmet Necdet Sezer ne diyecektir? İmam Hatip neslini, ülke için en tehlikeli varlık gören emekli olmuş sayın Sezer"in görüşünü merak ediyorum. "Başını kapatarak okumak isteyenler Arabistan"a gitsin" diyen, "Yollar yürümekle aşınmaz" diyen emekli sayın Demirel ne diyecek acaba? "Laik olmayan insan bile olamaz" diyen emekli sayın Yekta Güngör, okullardaki öğrencilerin din haritasını çıkartarak, ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine(!) çıkarmak isteyen emekli sayın Yaşar Büyükanıt"ın kurtuluş formülü ne olabilir acaba?
Buyurun, ektiğinizi biçiyorsunuz. Öyle değil mi? Sayın Gürüzler, Teziçler, Akaydınlar konuşun. Herhalde faturasını AK Parti"ye çıkarmazsınız değil mi? Öyle yaparsanız, çok komik bir duruma düşersiniz.
Ellerine bira şişesini vermekle çağdaş, uygar, ülkesine ve milletine yararlı(!) yurttaş olacağını söylemiyor muydunuz? 28 Şubat"la bu ülkenin imanlı, inançlı insanları için "topyekûn savaş" mantığı sizlere ait değil miydi? Müslüman bir hanımın başörtüsünü ülkenin geri kalmasına sebep gösteren sizler değil miydiniz?
Şimdi iyi dinleyelim. Bir babanın ve halkına baba makamında olan devletin çocuklarına nasıl bir mesaj verilmesinin can damarlarını yaradanımız, Rabbimiz nasıl örnek veriyor:
"Yavrucuğum! Allah"a ortak koşma. Doğrusu şirk (ortak koşma işi) büyük bir zulümdür. Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük) bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır. Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir. Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez. Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir." Lokman Sûresi: 13-19 ayetler.
Mesajımın konu başlığı ile alakalı bölümüne gelince:
Rabbimiz, yeryüzünde bir halife yaratacağını meleklere açıklayınca, melekler: Yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun, dediler. Yüce Allah, meleklere cevap vermeden, yarattığı ilk insana isimleri öğretti. Bundan maksat, insana imtihan için verilmiş olan fesat çıkarmak ve kan dökmek yönleri ancak eğitimle, terbiye ile ıslah olabilir. Rabbimizin tüm insanlığa vermiş olduğu kurtuluş formülü budur: Eğitim yani terbiye... Ne var ki batı sistemlerine dayanan tüm rejimlerin insanı verimli hale getireceği, olumsuz, negatif yönlerinin ıslah edileceği bir eğitim formülleri bulunmamaktadır. Talim ve terbiye diyoruz, içi bomboş. Tabelası doğru, içeriği doldurulmamış kavramlardan öteye geçmedi.
Peygamberimizin, buyurduğu cihadı terk konusuna gelince, bir Müslüman olarak cihat kavramı ile baş başa kaldığımız zaman, kavramın, bize yüklediği vazife bellidir:
"Cihat, İslam ile insan arasına girmiş bulunan tüm engelleri kaldırma faaliyetidir." Bu tariften yola çıktığımızda, yapacağımız çok ama çok görevler vardır. Bugün İslam ile insanın arasına içki girmiş, haksızlık girmiş, kan girmiş, terör, anarşi, tembellik, faiz, haram kazanç, zina, fuhuş girmiş. İşte insan ile İslam arasına girmiş bulunan bu olumsuz konuları, eğitimle, terbiye ile, ikaz ve irşat ile kaldırmak, ıslah etmek... Bu mudur, ülkenin kalkınmasını önlemek? Bu faaliyetleri yapanlar mı bu ülkeyi geri götürüyor? İslam ile insan arasına girmiş bulunan haramları, yanlışları kaldırmak isteyenler mi Taksim meydanını savaş alanına döndürdüler, düşünün ve ibret alın ey akıl sahipleri. Aklınız varsa tabi...

Bu yazı toplam 4487 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar