Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Baykal ve Kesici

Zaman zaman Baykal'ın İlhan Kesici'yi neden CHP'ye aldığını, İlhan Kesici'nin CHP'ye ne getirdiğini, şu anda bulunduğu yerden mutlu ve memnun olup olmadığını, şayet Baykal'ın yerinde olsa nasıl bir CHP vizyonu inşa edeceğini merak ediyorum. Ben İlhan Kesici'yi önemserim.
"Derin millet"in hassasiyetlerini bilen ve ülke sorunları üzerine kendisini iyi yetiştirmiş birisi olarak görürüm. Siyasi çizgisinin CHP cenahında oluşmadığı ve olmadığı açık. Acaba CHP'ye gelirken CHP'lileşti mi, şu anda CHP prototipine uygun bir siyasi kişilik kazandı mı, bunları bilmiyorum. Ama her şeye rağmen, kişiliğine saygı gereği, gittiği yere bir şeyler getirmek isteyeceğini var sayarak, şu anda CHP'de nasıl bir misyon ifa ettiğini anlamak istiyorum.

Daha doğrusu, İlhan Kesici CHP'ye bir şeyler verse de, Türkiye'nin "CHP sorunsalı"nın sağlıklı çözümlere imkan verici hale gelmesi sağlansa gibi bir temennim var. CHP, Baykal'ın 10'uncu zafer kurultayını yaşadı. Baykal'lı dönemler, CHP için, aynı zamanda iktidar umudu taşımadığı dönemler olarak da tarihe geçiyor. Bunda Baykal dilinin, toplumun yüzde 80'leriyle buluşamama gibi bir sebep bulunduğu da biliniyor. Baykal, CHP kurultaylarında, kadim CHP'lileri bile tasfiye ederek geliyor. Bir tür "Silici" rolü bu. Ecevit'le anlaşamamış.

Altan Öymen'le anlaşamamış. Tarhan Erdem'le anlaşamamış. Mustafa Sarıgül ona uymuyor. Hikmet Çetin uymuyor, Ali Topuz gitmiş, Eşref Erdem gitmiş, Murat Karayalçın gitmiş... Kemal Derviş partiye yeni bir şeyler vereceği beklenirken gitmiş. Yaşar Nuri Öztürk gitmiş. İlhan Kesici, son kurultayda Parti Meclisi'ne giremedi. Neler hissediyor acaba? CHP'nin grup toplantılarına bakıyorum, Baykal'ın, o bilinen provokatif üslubu, partilileri coşturuyor, ayakta alkışlayanlar var.

İlhan Kesici de alkışlıyor ama onda, ayakta alkışlama heyecanı yok, hatta sanki hiç heyecan yok, kerhen denmese bile, "Dostlar iş başında görsün" türünden bir alkış üslubu... Yüreğinin asla katılmadığı bir görüntü. Eller zor kalkıp iniyor sanki. -Siz kürsüde olsanız bugün bunları ve bu tonda mı konuşurdunuz, diye sorulsa, eminim cevap vermekte zorlanacak, belki "Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır" gibi bir cümleye sığınacaktır. Partiye girerken Baykal'ı çok övmüştü. Acaba şimdi ne düşünüyor?

Şöyle bir soru sorulsa cevabı ne olurdu: -CHP'nin oylarını şu yüzde 20 kıskacından kurtarmayı düşünsek neler yapmamız gerekirdi? Belki de Baykal, İlhan Kesici'yi alırken böyle bir açılımı gündemine almıştı. Derviş ve Öztürk'ü alırken de benzeri düşünceleri taşımış olabilir. Kesici'ye göre nedir acaba CHP'nin ve daha önemlisi bugün CHP demek olan Baykal'ın aşamadığı? Acaba "Yahu Sayın Başkan, şu iş yanlış gidiyor, CHP bunu aşmadan halka ulaşamaz!" gibi bir değerlendirme yapmış mıdır bugüne kadar?

Cevval bir zihin dünyası vardır Sayın Kesici'nin... Yani sadece milletvekili unvanını almış olmak için, içinden geldiği dünyadan kopup, CHP'ye girmiş olamaz. -İlhan Kesici CHP'lileşti, diye bir iddiaya inanmam ben mesela. CHP'ye hiçbir renk katmadan CHP'lileşmek... İlhan Kesici için bunu düşünemiyorum. Bu tür transferler, bir parti için yeni toplum kesimlerine açılım anlamına geliyorsa faydalıdır. İşte CHP tabanı, Kesici'yi parti yönetimine seçmedi. Şükrü Elekdağ da seçilemedi. Bunların bir anlamı yok mu? Özal, "Dört eğilim" demiş ve böylece, içinden geldiği dünyadan farklı toplum kesimleriyle iletişim sağlamıştı. Ak Parti de, öncü kadronun ideolojik çizgisi dışındaki dünya ile bir ölçüde iletişim sağlayarak büyüdü. Yeni isimler, yeni söylemler ve yeni toplum kesimleri...

Açılım bu demek. -İlhan Bey, dense, CHP devlet partisi olarak biliniyor, devlet ideolojisini kutsuyoruz ve bu bizi, geniş toplum kesimleriyle iletişim kurmaktan alıkoyuyor. CHP'nin klasik tabanından kopmadan, sizin tanıdığınız Demokrat Parti dünyasına nasıl ulaşılabilir? "CHP sorunsalı"nın halli gibi bir mesele var mıdır sayın Kesici'nin gündeminde? Birçok yazar "Türkiye'de asıl sorun muhalefetin olmaması" diyor. Bu, Kesici gibi kendi birikimini önemseyen bir insan için rahatsız edici bir tespit değil midir?

CHP ve laiklik, CHP ve demokrasi, CHP ve Atatürk, CHP ve Cumhuriyet başlıklarının altını tam da sayın Baykal gibi mi dolduruyor sayın Kesici? Bunlar "CHP sorunsalı"nın içine kilitlendiği başlıklar...

CHP'ye girerken şöyle demişti: "Türkiye'nin normalleşmesinde, cumhuriyetimizin ilkeleri ile milletimizin değerlerinin uyumlu hale getirilmesinde CHP 'kurumu'na ihtiyacı olduğu kanaatindeyim." Bugün CHP kurumu böyle bir misyon ifa ediyor mu? Dediğim gibi ben İlhan Kesici gibi, kendini yetiştirmiş insanları önemserim. CHP'de de olsa bir şeyler yapmasını isterim. Atıl kapasite gibi görünmesine gönlüm elvermiyor. Bir çalışma yapsa mesela, yukarda verdiğim başlıklarda nasıl bir tavrın CHP'yi geniş halk kitleleri ile buluşturacağına dair bir perspektif oluştursa... İlhan Kesici'yi Ak Parti'nin kazanamamasına üzülmüşümdür, CHP'deki atıl kapasite hali de insanın içini kanatıyor. Ne yalan söyleyeyim.
bugün

Bu yazı toplam 833 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar