Baas diktatörlüğünün demokrasi makyajı

Suriye'de devrimin kıskacındaki Beşşar Esed yönetimi, yeni siyasi partilerin kurulmasına imkân tanıyan kanunu tasdik etti.

Kanuna göre siyasi partilerin "anayasaya, demokratik ilkelere, kanun hakimiyetine bağlı" ve "hürriyete, temel haklara saygılı'" olmaları gerekiyor.

İroniye bakar mısınız?

Demokratik ilkelere metelik vermeden rejim muhaliflerini zindana tıkan, kanun hâkimiyetinin içine tükürerek insanları -küçücük çocukları bile- işkenceden geçiren, hürriyet sloganları atıyorlar diye kalabalıklara kurşun yağdıran Baas Partisi iktidarı söylüyor bunu!


* * *
Bir yalan makinesiyle karşı karşıya olduğumuz için "Suriye'de çok partili demokrasiye geçiş" sözüne inanmakta müşkülatımız var tabii.

Kitlesel protesto gösterilerine izin verdiği veya göz yumduğu için Hama valisini görevden alan -yani halka şiddet uygulamadı diye valiyi cezalandıran- Beşşar Esed yönetimi, kendisine muhalif olan kitlelerin partileşmesine imkân tanıyacak; o partiler seçimlere Baas Partisi ile eşit şartlarda katılabilecekler ve halkın çoğunluğunun desteğini aldıklarında iktidara gelebilecekler; seçimlere hile karıştırılmayacak ve milli iradenin gereği neyse yapılacak; iktidarının bekası uğruna bu kadar kan döken Esed ailesi / Baas oligarşisi, seçim sandığından çıkan sonuca saygı gösterip "Halk bizi istemiyormuş, hadi gidelim" diyecek; öyle mi?

Pek fantastik.


* * *
Suriye'de yeni bir dönem başlatmak için siyasi partiler kanunu çıkarmak yetmez.

O kanun dünyanın en demokratik kanunu olsun, gene yetmez.

İnsan hak ve hürriyetlerini kâğıt üstünde teminat altına alan bin tane kanun çıkarılsın, onlar da yetmez.

Neticede kanunları insanlar uygular ve Suriye'de kanunları uygulama makamında olan insanların önde gidenleri despot, faşist, cani.

Halk bunların demokrasi, hürriyet, temel haklara saygı sözlerine nasıl inansın?

"Beşşar" yerine "Hürriyet" sloganı atanlar hâlâ müşrik gibi görülüp tağuta kurban edilirken...

İşkence tezgâhları, ölüm makineleri hâlâ tam kapasite çalışırken...

Rejimin akıttığı kan gövdeyi götürmeye devam ederken...


* * *
Suriye, sözün bittiği yere geldi.

Sözün yeniden değer kazanabilmesi için iktidarın radikal bir şekilde değişmesi gerekiyor.

Beşşar Esed Suriye'de gerçekten yeni bir dönem başlatmak istiyor olsa, kardeşi Mahir ve diğer adamlarıyla beraber derhal iktidarı bırakır.

Bu saatten sonra bundan aşağısı kurtarmaz.

Der'a'da başlayan olaylar ülke geneline yayılma temayülü gösterdiğinde aklını başına alıp çevresindeki pislikleri hemen temizleseydi ve Mart ayı sonunda meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada hürriyet ve adalete matuf radikal reform müjdeleri verip bu reformların acilen hayata geçirileceğini söyleseydi, o kürsüden iner inmez de sözünü yerine getirmeye başlasaydı, her şeyden evvel rejimin işkencelerini ve cinayetlerini durdursaydı, "Beşşar Esed'le bir süre daha yola devam" demek mümkün olabilirdi; ama geçti artık.

Beşşar Esed, kendisine bağlanan hürriyet ve adalet ümidini fena halde boşa çıkardı.

Halkının güvenini kötüye kullandı, halkına ihanet etti.

Çıkardığı ve çıkaracağı bütün reform kanunları bu ihanetin altında ezilmeye mahkûmdur.

Eşşaab yurid ıskat en-nizam / Halk düzenin yıkılmasını istiyor.

Artık Beşşar Esed de dahil, hatta en başta O, bütün düzenin!


* * *
Suriye'de Baas yönetimi lağvedilip yeni düzene salimen geçişi temin etmekle vazifeli geçici bir hükümet kurulmalı.

Bu hükümet, rejimin pisliklerine bulaşmamış, hürriyet ve adalet konusunda sicilleri temiz, saygı ve güven telkin eden kimselerden oluşmalı.

Aşağısı gerçekten kurtarmaz.

KULAÇZADE

Dünkü yazımda, Erzurum Kongresi Sürmene Delegesi Ahmet Kulaçzade'nin soy ismini bir ajans haberine dayanarak "Kulakzade" diye yazdım. Böylece düzeltmiş olayım.

 

yenişafak

Bu yazı toplam 1710 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar