Merve Kavakçı

Merve Kavakçı

Atatürk’le koşmak

TBMM Başkanlık Divanında görev yapan milletvekillerinden 5 CHP’li vekilin telefon harcamaları listenin en başında yer alıyormuş. Bunlardan sırayı birinci olarak taşıyan kadın milletvekilinin 2 milyon TL’yi bulan telefon faturasının milletimizde oluşturduğu infial bir kaç gündür gündemimizi işgal ediyor, malum. İlk duyduğumda, hani bazen kulağınızla duyduğunuzla kafanızda tahayyül ettiğiniz arasında ilk anda bir fark olur, o minvalde ben de 2 bin sonra 200 bin mi diye düşünürken iki mil-yonnnnn Türk Lirası’nı idrak ettim. Karşılığında insan ihtiyaçlarından nelerin, ne kadar, kaç tane alınabileceğinin değişim hesapları kanal kanal farklı medya organlarında konu olarak işlenmekte. El insaf! dedirterek biten haberler her biri. CHP’li milletvekili Cumhuriyet kadınımızın buna cevabı “kem küm”den başka bir şey olmadı. Sonra da zaten basında gözükmemeyi tercih etti. Ama Kılıçdaroğlu öyle mi…aslanlar gibi Cumhuriyet kadını vekiline sahip çıktı. Hem de ne sahip çıkış! Faydası mı oldu, bunun kadın vekile, yoksa zararı mı, bence oturup düşünmeli, Cumhuriyet kadını vekil. Zira Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri durumu seçmen gözünde kurtarmak şöyle dursun, battıkça batırmak oldu. Bu kadar siyasi akıldan mahrum olmak da ayrı bir maharet işi bence. Gerçekten bir meziyet var ortada. Sayın Kılıçdaroğlu vekiline adamakıllı bir tepki göstermek şöyle dursun, o zaman neden böyle bir hak verildi ki demeye getirerek kendi vekili yerine bir üst makamı suçluyor. Şöyle bir cevap nasıl Sayın Kılıçdaroğlu: Sizin vekilinizin bu denli sorumsuz ve hatta kendine verilen hakkı bu denli kötüye kullanacağını nereden bilsin-di TBMM Başkanlığı? Milletin en tepesine, onları temsil etmek üzere, onların oy ve güveniyle seçilerek, yani o milletin omuzlarına basa basa yükselerek tırmanan bir şahsın, o millete böyle bir ihaneti yapmayacağına olan güven ile vermiş olmasın bu yetkiyi, Sayın Kılıçdaroğlu, ne dersiniz? CHP Genel Başkanı kendini bir seyretse, söyledikleriyle halkın gözünde sadece kendisini ve Cumhuriyet kadınımız vekilini değil partisini de batırdığını görecek. Belki de. Umarım. Gülünç duruma düşüyor CHP. Benim vekillerim böyle müsriftir, onlara bu hakkı verenin hiç suçu yok mu, mu demek istiyor CHP lideri….

CHP’nin tükenmişliği yeni bir şey değil biliyorsunuz. Tükendikçe ne yapacak… Tembellikten vazgeçip kıpırdanacak mı, hayır, asla ve kat’a hayır. Kaykıldığı yerden biraz doğrulup siyaset mi üretecek, hayır, asla ve kat’a hayır. 

Peki, ne yapacak, her zaman yaptığını. Atatürk’e koşacak. Atatürk’le koşacak. Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyecek. İzindeyiz diyecek. Atatürk sizi görse gurur mu duyacaktı diye sorsak, bilmem ne diyecek? Evet, bilumum CHP’nin tükenmişliğidir müşahade ettiğimiz.

Uyaralım, milletini seven biri olarak uyaralım. CHP’nin dışında biri olarak uyaralım. Günlük eğlencesini CHP’nin vukuatlarıyla çıkartan biri olarak uyaralım. Yani iyilik edelim. Ol-mu-yor. Zorlamayın ol-maz. 90’ların Türkiye’si değil ki bu, bir lafınızla Cumhuriyet kadınlarımız gözlerinde din, başörtüsü, sakal nefretiyle sokaklara dökülsün, çatlak çatlak bağırsın. Reina’da denediniz, yaşam tarzı dediniz tutmadı. Komik, küçük, trajikomik duruma düştünüz. Şimdi de İzmir marşı, trilyonluk telefon faturaları…olmuyor arkadaşlar olmuyor. 

yeniakit

Bu yazı toplam 778 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar