Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

AK Parti’nin önündeki en büyük handikap

Ordular, ilk hedefiniz, AK Parti’yi, kurucu ve yöneticilerini, onlara gönül bağlayanları analarından doğduğuna pişman edeceksiniz..

“One minute”ın, Mavi Marmara’nın hesabını soracaksınız. Şimon Perez öyle istiyor. Localar, Neoconlar, Tapınakçılar öyle istiyor. Onların yerli işbirlikçileri malum media, malum patronlar, malum politikacılar, derin devlet, paralelciler öyle istiyor.

Bu fırsatı değerlendirmek istiyorlar. Birden umutlandılar. Sevinçten ne yapacaklarını bilmiyorlar..

AK Parti kötü örnek (!) olmuştu. “Kızım sana söylüyorum gelinim sen dinle” kabilinden birilerine aba altında  sopa gösteriyorlar.. AK Parti’ye, Erdoğan’a, Davudoğlu’na bu tepki aslında, onların şahsında tüm İslam dünyasınadır.

Ben ötekilerden korkmuyorum. Ama Erdoğan-Davudoğlu arasında bir ihtilaf çıkarsa, bütün emeklere yazık olur. Birilerinin umudu, hesabı bunun üzerine.. İkinci olarak da birileri Gül’e oynuyor sanki. AK Parti’de bir kongre havası oluşturmaya çalışıyorlar.. Davudoğlu gitsin, Gül gelsin. Erdoğan Çankaya’ya hapsedilsin.

Gül’ün böyle bir zamanda adından söz edilmesi ilginç. Dile getirenler iyi niyetli gibi gözükseler de, zamanlama, üslup ve hedeflenen yer açısından son derece tehlikeli. Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir. Ve “ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı”.

Bu iddiayı ortaya atanlar Gül’e iyilik etmiyorlar. AK Parti’ye de iyilik etmiyorlar.. Gül’ün denge siyaseti, adının bu tür spekülasyonlara konu edilmesine fırsat veriyor.. Bu tür söylentiler için kullanılan adres, kanal ve yöntem, gerekçeler de çok yapmacık. Ve tabii can sıkıcı.

Birileri AK Parti’nin oy kaybını Erdoğan’a, birileri Davudoğlu’na fatura etmeye çalışıyor.. Bu kayıkçı kavgasına dikkat..

Oyun belli, Erdoğan’ı tekrar Çankaya’ya göndermek, daha doğrusu hapsetmek.. “Çankaya noteri” durumuna düşürmek.. Davudoğlu’nu ise evine göndermek..

Tam da böyle bir zamanda Avrupa Parlamentosu’nun  Türkiye raporu, geçmişte kaldığını sandığımız derin devlet muhtıralarını hatırlatıyor. Maraş’ı ve Ermeni soykırım iddialarını kabul etmemizi istiyorlar. Akkuyu santralinden vazgeçmemizi, temel hak ve hürriyetlerde geri gidişin durdurulması, Gezi, laiklik, demokrasi falan bildik şeyler. Yarın, 3. Havaalanı, köprü, kanal filan diyecekler.. Paralel, Kemalist, PKK ittifakı bunun için kurulmuştu. Şimdi, yeni parlamentonun toplanmasını beklemeden talimatlarını yağdırmaya başladılar. Aceleleri var anlaşılan. Malum media ve malum sermaye de iş üzerinde.

Şu günlerde, Ankara, İstanbul, Diyarbakır, İzmir başta olmak üzere Türkiye’nin her yerinde, STK, media etiketi taşıyan, akademisyen kılıklı, işadamı kılıklı bir sürü beyaz ajan dolaşıyor. Bu kez ABD ve İsrail’in, AB ülkelerinin daha önce işbirliği yaptığı, Müslüman adı taşıyan çifte pasaportlu aktörler, İslam adına ortalıkta dolaşıyor.. 

Gazeteciler, işadamları, STK yöneticileri, akademisyen, politikacı, bürokrat, sanatçı bir sürü iltisaklı adam var. Özellikle de şu bizim kifayetsiz muhteris, kariyer delisi, lobicilik ve strateji meraklısı tiplerin çevresinde yoğunlaşıyorlar sanki..

Ben Erdoğan ve Davudoğlu’dan birbirini kıracak bir çıkış beklemiyorum.. Bu iki ismin birinin diğerine karşi bir zafer kazanması mümkün değil. Tek bir zaferleri vardır, onu da ancak birlikte kazanabilirler.. Aslında birileri ikisinden de kurtulmak ve AK Parti’yi ANAP’a çevirmek istiyor.

Gül, siyasi bir proje içinde görünmemek için, Fetih mitingine bile katılmama kararı alacak kadar titizlik gösterirken, birilerinin onu siyasi bir komplonun KOÇ başı gibi kullanma-gösterme gayretini anlamak kolay olmasa gerek. Kuşkusuz bir senaryoyu yazanlar, bu komploya 2., 3. oyuncu ya da  figüran olarak adını düşündükleri daha birçok isim olsa gerekir.. Paralel yapı da bu senaryoya sahip çıkacaktır göreceksiniz.. Bu Kemalist, Paralel, PKK oyununa alet olanlar da bu senaryoda yerlerini almakta gecikmeyeceklerdir.

Kim kimdir. Kim kimin bahçesinden, kimin balkonunu taşlıyor görmek istiyorsanız şu günlerde çevrenizi dikkatli bir şekilde gözlemlemeniz gerek.

Bakın, bu adamlar fırsat bulurlarsa Erdoğan’ı yüce divana göndermeyi bile düşünebilirler. Yani Erdoğan’ı Türkiye’nin Mursi’si yapmak için ellerinden geleni arkalarına bırakmazlar. Birileri yine “topyekûn savaş”a hazırlanıyor. Hedefte sadece AK Parti yok, mesela İHH da hedefte. Kendileri için tehdit olarak gördükleri her kişi ve kurum hedeflerinde olacak..

Bu arada Gül’ün, Erdoğan’ı ve Davudoğlu’nu arayıp tebrik ettikleri, konuştukları haberi geldi. Bu üçü eski dostlar. Elbette her zaman görüşebilirler. Bundan daha tabii bir şey de olmaz. Ama birileri araya girerek değişik komplo, spekülasyon ve polemiklere zemin hazırlayabilecek birtakım haberler uçurmaları ne yapana ne de bu kişilere fayda sağlamayacaktı.

Benden söylemesi. Ha, telaşa gerek yok, onların bir planı varsa Allah’ın da bir vaadi var. Hak şerleri hayreyler. Galib olacak olan O ve dinine sahip çıkanlardır.. 

Selâm ve dua ile.

yeniakit

Bu yazı toplam 950 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar