32 bin putperesti İslam"la tanıştırdı

32 bin putperesti İslam"la tanıştırdı

Çocukluğunda Kenya’ya gelen Ugandalı bir Müslümanın tebliğinden etkilenerek putperestlikten dönen Şeyh Ali Krisa, 32 bin putperestin İslâm’la şereflenmesinde vesile oldu.

Çocuk yaşta İslâm'la şereflendikten sonra, putperest olan babası tarafından sıkça dayak atılarak camilerden çıkarılan Şeyh Ali Krisa, çok işkence görmesine rağmen inancından vazgeçmedi.

Çocukluğunda Kenya'ya gelen Ugandalı bir Müslümanın tebliğinden etkilenerek putperestlikten dönen Şeyh Ali Krisa, 32 bin putperestin İslâm'la şereflenmesine vesile oldu.
Rahmet ayı Ramazan, İslâm ülkeleri tarafından her yıl coşkuyla karşılanıyor. Müslümanlar, bu feyizli ayda yaşadıkları heyecanı tüm kardeşleriyle paylaşıyor ve birbirlerine maddi-manevi destekte bulunuyor. Afrika ülkelerinde de Ramazan ayı, sıcaklara ve bütün zorluklara rağmen fedakârlık ve dostluk içerisinde geçiyor. Kıtanın en kalabalık ülkelerinden Kenya'da ise Ramazan, iç bölgelerde yaşayan kabilelerin Müslüman olmasıyla daha coşkulu bir şekilde geçiyor. Büyük bir İslâm davetçisi olan İslâm Merkezi Müdürü Şeyh Ali Krisa, Kenya'daki putperest kabilelerin Müslüman olmasına vesile olan en önemli isim. Krisa şimdiye kadar 32 bin putperestin Müslüman oluşuna vesile oldu. Krisa'nın kendisi de eski bir putperest ve ilginç bir hayat hikayesine sahip.

TATLI DİL, KÜÇÜK BİR İYİLİK
Tebliğ için kabilelerine gelen Ugandalı bir Müslümanın hediye ettiği gömleği giymesiyle İslâm'dan etkilenmeye başlayan ve çocuk yaşta İslâm'la şereflendikten sonra, putperest olan babası tarafından sıkça dayak atılarak camilerden çıkarılan Şeyh Ali Krisa, çok işkence görmesine rağmen inancından vazgeçmedi. Afrika'ya gelen Arap İslâm davetçisinin "Afrikalıların putperest olarak ölmesi Müslümanlar için büyük bir vebaldir" sözünden etkilenerek kendini tebliğe adayan Krisa, Ugandalı davetçinin hediye ettiği gömlek ve atkıları hiç unutmadığını hatırlatarak, küçük bir iyiliğin nelere sebep olabileceğini söylüyor.

FARE AVCILIĞINDAN GÖNÜL AVCILIĞINA
İslâm davetçisi Ugandalı Abdullah Hüseyin 1966 yılındaki Afrika gezisinde Kenya'ya da uğradı. İç bölgelere, ormanlara ve kabilelere girerek insanları Allah'ın dinine davet etti. Şeyh Hüseyin, İslâm daveti çalışmalarını sürdürürken Kenya'nın Jeriama bölgesine de geldi. Putperest kabileleri İslâm'a davet ederken çocuklara da bazı hediyeler veriyordu. Bu dağıttığı hediyeleri alan çocuklardan birisi de henüz 10 yaşını geçmeyen fare avcısı Krisa idi. Fare avlayan bu çocuk, İslâm davetçisinden aldığı küçük bir hediye sonrasında kalplerin avcısı oldu.
Kenya'nın güneyinde yaşayan, İslâm Merkezi müdürü Şeyh Ali Krisa artık büyük bir İslâm davetçisi olmuştu. Bütün mahareti ve gayretiyle o bölgede yaşayan putperest kabilelerin Müslüman olmasında büyük rol oynadı ve 32 bini aşkın putperestin İslâm ile şereflenmesine vesile oldu.
Kenya'nın el değmemiş bölgelerinde, tehlikeli ormanlarında ve çorak bölgelerinde İslâm davetini yürüten Krisa, güçlü davet metodolojisiyle bölge insanlarına İslâm'ı ulaştırmayı başardı. Bu coğrafyada yaptığı yoğun çalışmalar sebebiyle büyük tecrübeler edindi.

İŞTE ŞEYH ALİ KRİSA'NIN MÜSLÜMAN OLUŞU
Şeyh Ali Krisa küçük yaşlarda fare avcılığına başladı. Ailesi bu alanda başarılı olmasından dolayı mutluluk duyuyordu. Yakaladığı farelerin yarısını kendi mutfaklarına ayırıyor, diğer yarısını da satıyorlardı. Ancak, günler böyle geçerken babası onun, köylerine gelen Ugandalı davetçinin çocuklara dağıttığı gömlek ve atkılardan giymek istediğini hissetti. Ancak mesele gömlek ve atkıdan daha büyüktü; putperest baba oğlunun, ne yaptığının farkında olmaksızın, kendilerini İslâm'a çektiğinin farkındaydı. Bu yüzden davetçiyle yüz yüze gelmesine şiddetle karşı çıktı. Ancak, bu çocuk Ugandalı davetçiye göre yetenek sahibi ve yetiştirilmeye en yatkın olandı.

BİR GÖMLEK BÜTÜN HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Şeyh Ali Krisa o dönemi şöyle anlatıyor; "O zamanlar İslâm ile bir alakam yoktu ve sadece o gömleklerden giyinmek istiyordum. Hatta o gömleği ömür boyu giyebileceğimi düşünüyordum. Tabii olayın bu tarafını hiç düşünmemiştim. Şimdi o gömleğin iman ile şereflenişimdeki en büyük etken olduğunu huzurla hatırlıyorum."
Babası onun, kendi gözleriyle görünceye kadar camiye gidebileceğine ihtimal vermiyordu. Bir gün camiden çıkışını bekledi ve onu yakalayıp şiddetli bir şekilde dövdü. Orada bulunan Müslümanlar babaya, "çocuğu öldürme" diye bağırıyorlardı. Baba, çocuğu bir ağaca iple bağlamaya karar verdi. Ona o kadar çok işkence yaptı ki, hâlâ izleri vücudundan silinmiş değil.

O dönemi, "O zaman beni en çok üzen şey, Müslümanlara haram kılınan köpek eti gibi yiyeceklerden yiyor olmam ve işkencelere dayanamayıp kabilemin kahkahaları arasında İslâm'dan çıkacağımı düşünüyor olmamdı" diye anlatan Krisa'yı, babasının bütün bu çabaları İslâm'dan döndüremedi. Ve bir müddet sonra, kendi elinden Müslüman olanların taktığı "büyük davetçi" ismiyle anılmaya başladı.

İSLÂM EĞİTİMİ İÇİN SUDAN'A GİTTİ
Daha sonra İslâmi eğitim almak için Afrika'nın çeşitli bölgelerini gezdi. Aldığı İslâmi eğitimlerin yeterli olmadığını düşünen Şeyh Krisa, İslâm Üniversitesi'nde okumak üzere Sudan'a giden bir İslâm davetçisiyle birlikte Sudan'a gitti. Sudan'da İslâm Üniversitesini bitirdikten sonra Kenya'ya dönerek bir üniversitede İslâmi ilimler bölümünde görev alarak çalışmaya başladı.

"AFRİKALILARIN PUTPEREST OLARAK ÖLMESİ MÜSLÜMANLAR İÇİN BÜYÜK BİR VEBALDİR"
Hayatına artık düzenli bir şekilde devam ederken, ilk defa Kenya'da bir Arap İslâm davetçisiyle karşılaşmasını şöyle anlatıyor; "Bir kişi bana Arap davetçilerinden birisinin buraya geldiğini söyledi, dehşete kapıldım. Çünkü Araplar buraya deve satın almak dışında pek gelmezler. Bu gelen davetçi Kenyalı Müslümanlara yardım getiren Hayır Kurumu'nun başkanı Dr. Abdurrahman el-Sumayt idi. Onunla ilk buluşmamda Afrikalı Müslümanların haline ağlamıştı; o bizlerin üzerinde büyük bir yükümlülük olduğunu düşünüyordu, çünkü bu insanların putperest olarak ölmesinin vebalini kim taşıyabilirdi?"

TEBLİĞDE GÜZEL DİL KULLANDILAR
Abdurrahman el-Sumayti'nin sözlerinden çok etkilenen Krisa eline hediyeler alıp İslâm'a en kolay girebilecek kabilelerden başlayarak bütün Kenya'yı gezmeye başladı. Eskiden çeşitli dinlere tabi olan kabile halklarının şu an en yaygın olan inanışları putperestlikti. Birçok kabile ağaçlara tapıyordu. Şeyh Krisa için bu bir avantaj olmuş ve diğer dinlerden Müslümanlığa geçenlere nazaran bu kabilelerin İslâm'a girmeleri daha kolay olmuştu.

Arkadaşlarıyla birlikte ormana, kabilelerin arasına giren Şeyh Krisa, imkânları sınırlı da olsa insanları Allah'ın varlığına ve birliğine davet etme çabasından hiç vazgeçmedi. Toplu ulaştıklarına topluca, yolda, tarlada ulaştıklarına tek tek güzel bir dille İslâm'ı anlattılar. Onlar, insanları maddi güçle elde etme fikrine karşı çıkıyorlar, insanların görerek, hissederek Müslüman olmalarını istiyorlardı. Bunun yanı sıra yetimlere fakir ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmekten de geri durmadılar. Ve çalışmaların verimliliğinden çok mutlu olan Krisa ve arkadaşları davetlerini tatlı dille konuşun, hayır işleyin olarak isimlendirdiler.

KABİLELER BÖLÜK BÖLÜK İSLÂM'A GİRDİLER
Davet çalışmaları devam ederken, putperestler arasında İslâm yayılmaya başlayınca, aşırı putperestler tedirgin olup onları tehdit etmeye hatta saldırmaya başladılar... Ama bunların hiçbiri bu güzel uğraşı durduramadı. Çocukluğunda fare avcılığı yapan bu ender insan artık insanların kalbini avlamaya başlamıştı. Kabileler bölük bölük İslâm'a giriyor ve güçlü bir tevhid inancıyla Allah'a bağlanıyorlardı. Afrika'da İslâm'ın yayılmasında Şeyh Krisa'nın çok büyük rolü oldu.

BABASI VE KABİLESİ DE MÜSLÜMAN OLDU
Yıllar sonra, Şeyh Ali Krisa'nın adının duyulmasından sonra babası ziyaretine geldi. Krisa öğrencilerinden babası için yemek hazırlamalarını istedi. Babasına ikramlarda bulundu ve ona şöyle sordu: "Baba dövdüğün, işkence yaptığın çocuğu hatırladın mı? Sen sadece bir Müslümana işkence ettiğini düşünüyordun; hayır, bilakis kendi çocuğuna işkenceler yaptın." Babası şöyle cevapladı: "Şimdi durum değişti" Sen baba oldun ben de evlat. Artık güç senin elinde, eğer istersen, bende senin gibi Müslüman olmak istiyorum."

Krisa, babasıyla birlikte işkenceler gördüğü kendi köyüne döndü. Babası Müslüman olduktan 8 ay sonra hayata gözlerini yumdu. Şeyh, kendi köyündeki putperestlerin de Müslüman olmasına vesile olana kadar orada kaldı. Artık Ugandalı davetçinin hediye ettiği gömlek ve atkıları hiç unutmayan Krisa, insanlara bu küçük hatırasını örnek göstererek, küçük bir iyiliğin nelere sebep olabileceğini hatırlatıyor.

Vakit