'Suriye sınırında Canlı Bombalar Yakalandı'

'Suriye sınırında Canlı Bombalar Yakalandı'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV ve A Haber ortak canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV ve A Haber ortak canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ankara Cumhuriyet Başvavcılığının, 10 Ekim'de gerçekleştirilen terör saldırısına ilişkin açıklamasına değinen Erdoğan, açıklamada Diyarbakır ve Suruç'taki terör saldırılarıyla bu saldırının benzerlik taşıdığının belirtildiğini ifade ederek, "Bu işin dış güdümlü olduğu ki bu dış güdüm dediğimiz zaman bu bir yerde küresel bağlantı olduğunu da açıkça ifade ediyor" dedi.

Olay öncesinde sosyal medyada paylaşılan mesajlar da bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, "Tweet atanlardan bir tanesinin babası Suruç'ta belediye başkan yardımcısı... Bunlar da işin nereden nereye vardığını göstermesi bakımından çok çok önemli. Silahlar aynı şekilde yine...  Gaziantep'ten Ankara'ya bu işin gelmesi, taşınması ve bu merkezde yapılan operasyonlarda da kimlerin ortaya çıktığı malum. Benim biliyorsunuz bir tespitim var. O tespitim de şudur, ben terör örgütlerini ayırmıyorum. Bunların iyisi kötüsü yok. Ankara Garı'ndaki olay tamamıyla kolektif bir terör eylemidir. Bu kolektif terör eylemi de kendilerine göre farklı düşünüldü ama istedikleri gibi tecelli etmedi. Bunu da benim milletim şimdi tabii çok açık gördü" ifadelerini kullandı.

"Dağ ile görüşüyorlar"

"Paralel yapı-PKK bağlantısı"na ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, "Bunların artık dini hassasiyet diye bir şeyleri kalmadı. Bu çok çok gerilerde, geçmişte... Bunlar şimdi çıkarları, menfaatleri için her şeyi yaparlar" diye konuştu.

Söz konusu yapının menfaatlerinin gereğini acımasızca yaptığını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Artık bunlarda, yani bunlar işte dini kisve vesaire bunların hiçbiri kalmadı. Geçelim bunları. Şimdi bunların tek şeyi var. Örgüt bu. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden legal görünüm altında illegal bir örgütlenmedir. Yaptıkları iş budur. Şu anda bakın Amerika'da biliyorsunuz bir hukuk bürosu Robert Amsterdam, çok ciddi verilere ulaşarak, dediler ki 'Bu böyle ulusal bazda bir örgüt değil, uluslararası adeta bir küresel ihanet şebekesi, küresel ihanet örgütü. Ve şimdi oradan yaklaşarak o büro, şimdi dava açıyor. 'Bugüne kadar almadığım tehditleri almaya başladım' diyor. Böyle bir durum var. Şimdi bu bir gerçeği ortaya koyuyor. Dağ ile şu anda bunların görüşmeleri var. Bu da yine yazılı medyada yer aldı. Bu görüşmeleri yapanlar orada 'Ne gibi adımları müşterek atabiliriz. Medya olarak bize ne gibi görevler düşer' bunların hepsini aralarında görev taksimi olarak yapıyorlar ve bahsettiğiniz gazeteler bunu sürdürüyorlar."

Erdoğan, Koza İpek Holding ve şirketlerine kayyum atanması kararına ilişkin, "Kayyum kararıyla ilgili ortaya konulan eylemleri görüyorsunuz. Peki daha önce bu yargı, bu ülkede bizim Silahlı Kuvvetlerimizden tutunuz da çok farklı gazete vesaire yazarları, çizerleri içeri attığı zaman bunların hiçbir sesi çıkıyor muydu? O zaman da yine bunca gazeteciler içeri atılmıştı. Aynı şekilde askerimize yaptıkları, subaylar vesaire 300'ü aşkın içeri atıldı ve 2-3 yıl yatanlar oldu bunların içerisinde" dedi.

Paralel Yapı'nın Türkiye'de devletin içerisine sızmış bir virüs gibi olduğunu dile getiren Erdoğan, "İstihbaratta da var, emniyet istihbarat, milli istihbarat, öbür tarafta emniyet teşkilatı, öbür tarafta Silahlı Kuvvetlerimiz, bütün bu yerlerin hepsinde bunlar var. Buralardan çok ciddi iletişim sağlamaya devam ediyorlar. Bakanlıkların içerisinde, hemen hemen hepsinde var. Bunları A'dan Z'ye temizlemek mümkün değil. Her şeyden önce bir defa 657 değiştirilmediği sürece bu iş çözülmez. 657, yani Memurun Muhakemat Kanunu değiştiği andan itibaren burada farklı bir sistem oturtulabilir" diye konuştu.

"Operasyonlar kararlılıkla devam edecek"

Erdoğan, operasyonların devam edeceğini belirterek, terörle mücadelenin her zaman olduğunu ama bu tür operasyonlar boyutunda olmadığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda bizim ülkemizde terörle mücadelede, teröristlerle mücadelede kimse bizden şunu beklemesin. 'Acaba bu operasyonlara ara verilecek mi' Bakın pazar günü sonuç ne olursa olsun. Cumhurbaşkanı olarak bu görevde bulunduğum sürece, nasıl bir tablo çıkar pazar günü bilemem ama Cumhurbaşkanı olarak bu terörle mücadelede benim anayasa amir hükümleri gereği belirlenmiş görevlerim var. Nedir o? Milletin birliği, beraberliği, bütünlüğüdür, devletin bekasıdır. Bunu sonuna kadar sürdürmekte, Silahlı Kuvvetlerimizle birlikte tüm güvenlik güçlerimizle birlikte kararlıyız." ifadelerini kullandı.

Silahlı Kuvvetlerin yaptığı hassas, insansız hava araçlarıyla yapılan tespitlere göre 2 bini aşkın teröristin öldürüldüğünü belirten Erdoğan, "Dağdakiler diyor ki, 'Kürt insanı öldürüldü'. Kürt insanı değil, terörist öldürüldü. Benim Kürt kardeşlerimle teröristleri birbirine karıştırmayalım. Kürt kardeşlerimin bu ülkeye olan sadakatini biliyorum. Teröristlerin de ülkemi bölme gayretlerini biliyorum. Şu anda 2 bini aşkın terörist öldürülmüştür. Hem içeride, hem dışarıda. Bu operasyonlar aynı kararlılıkla devam edecektir. Ama bizim de 200'e yakın şehidimiz vardır. Bu süreçte olanları söylüyorum. Bu kararlılıkla bu devam edecek. Bu şehitlerin hepsi bizim şehidimizdir" şeklinde konuştu.

"Benim Kürt vatandaşımla, Kürt kardeşimle teröristi bir defa yan yana getirmeyin" diyen Erdoğan, "Terörist başka bir şey ki bunlar haindir, alçaktır, ihanet içindedir ve bu vatanı parçalamak isteyen şebekelerdir, örgütlerdir. Ama benim Kürt kardeşim ayrıdır. Bunların tabii ki tek besin kaynağı var; kandır, kaostur. Bunları da gayet iyi bilmemiz lazım. Buna göre de adımımızı inşallah demokratik bir zeminde, demokratik ortamda atmamız lazım" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte bakın bugün gene bu akşam Suriye tarafına kaçarken yakalananlar var, canlı bomba. Üzerlerinde 7 kilo TNT. Bunlarla beraber yakalandılar. Kim bilir nerede yapacaklardı, seçim öncesi. Bunları biz yakından takip ediyoruz" dedi.

"Bütün tedbirler alındı"

Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: "Demokratik Açılım diye başladı, ondan sonra Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi diye devam ettik, daha sonra da Çözüm Süreci'yle bunu taçlandıralım istedik. Karşımızda bir muhatabımız olur diye inandık ama karşımızda bir muhatap yokmuş. Yoksa, o zaman demek ki muhatap olmadığına göre, bunu buzdolabına koymak lazım. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'yle yolumuza devam ederiz. Netice aldık, bitti, bittiyse, zaten mesele kalmadı demektir. O zaman da artık noktayı koymuş oluruz. Yani, virgüllere artık diyorum bir son verme noktası gelir. Bundan sonra da artık böyle bir grupla, grupçukla oturup da bu işleri konuşmaya gerek yok. Bundan sonra Çözüm Süreci'yle ilgili muhatabımız, bundan sonra millettir."

"Silahlı Kuvvetlerimiz 1 Kasım'da alınması gereken bütün tedbirleri şu anda almış vaziyette, ciddi manada kuvvet kaydırması da yaptılar" diyen Erdoğan, Jandarma ha keza öyle, polisimiz ha keza öyle. Tabii içimizde ihanet şebekeleri yok mu, var. O ayrı mesele. Bu kadar açık konuşuyorum. Ama bunun dışında şu anda İçişleri Bakanlığımız ki az önce telefonda görüştüğüm bakanımızdı. Kararlılıklarını anlatıyorlar. Ve şu anda yine terör eylemi içerisinde olanlar, hazırlığı içerisinde olanlardan bir grubu yakalamışlar. Onun hakkında bana bilgi verdi. Ve bunlar bu şeylerini terörist olduğu halde, malum yapıdan olduğu halde bakın şimdiden söylüyorum. Eğer malum siyasi partiye yönelik bu tür eylemler yapılırsa soru işaretini koyun. Bu kadar açık konuşuyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, "1 Kasım aynı zamanda istikrarın oylanmasıdır. Eğer istikrar istiyorsak, güven istiyorsak oyumuzu nereye vereceğimizi çok iyi düşünmemiz lazım" diye konuştu.

"370 bin insanı katleden bir katilin savunucusu olmak şık değil"

Suriye'de bir kurtuluş savaşı mücadelesi olduğunu söyleyen  Erdoğan, "Oradaki ılımlı muhalifler bir kurtuluş savaşı mücadelesi veriyor. Onlar Suriye'nin şanlı direnişçileridir, kimse onlara terörist diyemez" dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Viyana görüşmelerinde, şu anda burada açıklamam doğru olmaz. Birçok şeyler var ki onlar da buna soru işaretini koyuyorlar. Çünkü 370 bin insanı katleden bir katilin savunucusu durumuna düşmek, onu kırmızı halıyla karşılamak bir defa uluslararası diplomaside pek de şık değil. Bunu Rusya Federasyonu aslında biliyor ama buna rağmen bunlar yapılıyor. Rusya'ya yaptırımlar uygulandığı dönemde bile biz dedik ki 'Bizim Rusya ile stratejik ortaklığımız var, biz yaptırımı uygulayamayız' ve uygulamadık. Aynen devam ettik. Aynı durum İran'da... İran şu anda 'Sonuna kadar ben Suriye'nin yanındayım'. Sen sonuna kadar yanındaysan, kusura bakma İran, biz de sonuna kadar Suriye yönetiminin karşısındayız, Suriye halkının yanındayız. Biz oradaki direnişçilerin, oradaki ılımlı muhalifin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz."