İran'a karşı savaşın en belirgin hedeflerinden biri rejimi devirmek ve kaos yaymaktı. İsrail ve ABD, İsrail saldırganlığının başlangıcında konuyu doğrudan vurgulamaktan kasıtlı olarak kaçınmış olsalar da, daha sonra bunu gizlemediler. Bu, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Ayetullah Hamaney'e yönelttiği tehditlerde açıkça görülüyordu.

İsrail'in 25 Haziran'da İran'a yönelik 12 gün süren saldırılarının sona ermesinin ardından Katz, İsrail hükümetinin Hamaney'e suikast düzenlemeyi planladığını ancak bunu gerçekleştirmek için "operasyonel bir fırsat" olmadığını söyledi.

Bu tehdit, bölgedeki ve dünyadaki pek çok ülke, güç ve çeşitli tarafların yanı sıra dini ve siyasi otoriteler ve kamu figürleri tarafından kınanmış ve Sayın Hamaney'in İslam dünyasında milyonlarca inananın vicdanını temsil eden yüce bir otorite ve kapsamlı bir dini sembol olması nedeniyle, bunun İslam ümmeti için bir tehdit olduğu değerlendirilmiştir.