İsraillilerde İnanç ve Aitlik Duygusu Yok

Tarih sürecinde başkasının topraklarına saldıranların yenilgisinin ve işgalin düşüşünün tekrarlanan örnekleri vardır. İslâmi direnişin ve liderlerinin nezdinde yükselen bir duruş ve sağlamlılık var. Bu duruş Siyonist düşmanı karabasan gibi vuruyor. Çünkü direniş adil bir dava taşıyor. Siyonist ordu ise başkalarının batıl hedefler için çizdiği projenin piyonudur.

İsrail basınının yayınladığı istatistiklere göre Siyonist İsrail ordusu askerlerinin içinde bulunduğu psikolojik problemler, sürekli olarak artış gösteriyor. Zira ortada aynı sebeplerden ötürü askerlik hizmetini terk eden yılda altı binden fazla asker var. Adı geçen raporlar Siyonist orduya asker alımları ve katılımı oranlarının özellikle de geçen yıl Lübnan’da ‘yenilmez ordu’ efsanesinin sona ermesi sonrası düştüğünü ifade ediyor.

Buna paralel olarak dava için saldırganla mücadele etmeye ve kayıp vermeye olan inanç, Lübnanlılar ve Filistinliler arasında artışta. Bu basit karşılaştırmayla birlikte toprağa ve davaya sahiplenmenin ve aitlik duygusunun savaşlardaki iki temel etken olduğunu söyleyebiliriz.

SİYONİST ASKERLERDE AİTLİK BİLİNCİ YOK

İsrailli askerin üzerinde yaşadığı toprağa hiçbir aitliği yoktur. Çünkü gerçekleri çarpıtan medya işbirliği ve Siyonist projenin sahiplerinin ürettiği kuruntular altında dünyanın en uzak bölgelerinden bu topraklara geldiler.

Oysa toprağın gerçek sahiplerinin önünde bu toprakların hiçbir alternatifi yoktur ve onlar topraklarının kurtuluşu ve bu yabancı Siyonist cismi topraklardan atmak için bütün güçlerini sunmaya hazırdırlar.

DAVALARINA İNANAN DİRENİŞÇİLER

Çekişme altmış yıldan fazla süredir devam ediyor ve hâlâ en çetin sürecinde. Bu durum halkların iradesi ve aitliğin rolüne en iyi kanıttır. Davalarına inanan direnişçilerin yeryüzü üzerindeki en güçlü ordu karşısında durmaları ve despot güç önünde direnen azınlığın galip gelmesi şaşırtıcı değil.

SİYONİST ORDU BAŞKA PROJELERİN PİYONU

Tarih sürecinde başkasının topraklarına saldıranların yenilgisinin ve işgalin düşüşünün tekrarlanan örnekleri vardır. İslâmi direnişin ve liderlerinin nezdinde yükselen bir duruş ve sağlamlılık var. Bu duruş Siyonist düşmanı karabasan gibi vuruyor. Çünkü direniş adil bir dava taşıyor. Siyonist ordu ise başkalarının batıl hedefler için çizdiği projenin piyonudur.

Irak ve Afganistan’da, işgalci güçlerin kirlettiği her toprak parçasında işgalin yaşadığı şartlar da böyledir. Bu gerçeğin örneği, Siyonist düşmanın direnişin komutanı Hasan Nasrullah’ın hiçbir zaman yalan söylemediğini ve söylediklerini ciddi şekilde dikkate alınması gerektiğini kabulüdür.

Şer ve hayır güçleri insanoğlu dünyaya ayak bastığından itibaren tarihte yer aldılar. Şer sahipleri ne kadar çoğalsa da bütün zamanlarda hep hayır ve iyilik galip gelmiştir.

İran’da yayımlanan El Vifak gazetesi,

20 Ağustos 2007,

Arapça'dan çeviri: Halil Çelik / Vakit