ABDURRAHMAN DİLİPAK: MATRUŞKA SİYASETİ/ HABERVAKTİ.COM
Derin Gerçekler
GAZZE’DE VE FİLİSTİNDE OYNANAN OYUN İÇİNDE OYUN
Gazze direnişi, Filistin devleti için yapılan bir direniş değildi. Elbette Filistin halkının özgürlüğü ve bağımsız bir Filistin devleti onları da talebi. Ama onların önceliği Kudüs’ün statüsü ve Mescid-i Aksa ile birlikte 140 dönümlük o alanın ve o alandaki yapıların varlık ve güvenliği ile ilgili. Onların talebi, Hz. Ömer’in Kudüs beyannamesindeki şartlarla ilgili. Bu alanın tahliye ve tasfiyesini ön gören bir mutabakat Gazze direnişi açısından bir. değer taşımaz. Doğu Kudüs’ü değil, Doğu, Batı, Kuzey ve Güneyini de verseler, İçinde İlk kıblemizin bulunduğu yer olmadıktan sonra kabul edilmez. “Başkenti doğu Kudüs olan Filistin devleti” Laikçi, hatta Siyonist Dahlan’ın başkanlığında biir devlet olduktan sonra bir değer ve anlam taşımaz. “Doğu Küdüs’ün başkent” olması, aslında sokaktaki insanı aldatmaya matuf, “oltaya takılan yem” hükmünde biir aldatmacadan başka bir şey değildir.
“Ağuyu bala karıştırıp altın tas içre sunmak üzerine kurgulanan Şeytani bir planla karşı karşıyayız. Filistin halkına ölümü gösterip hastalığa razı etmek istiyorlar. Filistin halkını birbirine kırdırarak, onların kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine servet ve iktidar üretmeye çalışıyorlar. Siyonistler yoruldular ve başarılı olamadılar, Kayıp veriyorlar ve tüm dünyada itibarları yerle bir oldu. Şimdi FKÖ’nün, sağcı, solcu, sosyalist, Liberal, Milliyetçi, Laikçi, Ateist, aralarında Pedofilik LGBT, Epstein cemaatinin da olduğu kalabalıklar eliyle Gazze halkını karşı karşıya getirmek üzerine yeni kirlik ve kanlı bir senaryo hazırlıyorlar. BM de oynan oyun bundan başka bir şey değil. ABD ve İngiltere’nin, AB’nin bir anda İsrail’e silah gönderilmesini durdurmaları boşuna değil. Aslında bu plana karşı Netanyahu direnecek olsaydı, onu Günah keçisi yapıp, UCM’de yargılayabilirlerdi. Gelinen noktada hedeflerinden ve iddialarından vazgeçmediler. Şimdi yeni bir yol-yöntem deniyorlar. Taktik bir geri çekilme hazırlığı içindeler. Bu tuzağa düşülmemeli ve Kimse bu Şeytani Plana destek vermemeli.
Gazze düşerse, dünya düşer, Gazze direnişi insanlığın uyanışı için İsrafil’in ölücanlar’ı dirilten surunu hatırlatan bir çığlığa dönüştü. Gazze insanlığın geleceği için bir emniyet subabı ve bir alarma dönüştü. Şimdi bu direnişe destek verenlerin eş zamanlı olarak “Her yer Gazze ve Hepimiz Manen Gazzeliyiz” anlayışı ile, Global Reset, Habat, Agartha / Epstein, 5G, “Sıfır Atık” maskeli İklimciler, Karbon ayak izi komplocularına, TransHumanizm ve NeuraLink, Dijitalizm, Akıllı şehir projecilerine karşı, DSÖ komplosuna, Tek devlete giden yolda Tek Paracılarına karşı hep birlikte HAYIR demeliyiz. 18 Mayıs’da saat 14.00’de İstanbul Maltepe Miting alanında “Küresel İklim Kanununa HAYIR demek için İnşallah ben de orada olacağım. Ben insanlığın karşı karşıya olduğu tehdidin, “Tanrıyı kıyamete zorlama” iddiasındaki çevrelerin insanlığa karşı oluşturduğu tehditle Gazze’de yaşananları birbirinden ayrı olmadığını düşünüyorum. Gazze bu gün insanlığın uyarını için bir “erken uyarı sistemi” bir Alarm görevi görüyor. Bu anlamda Gazze bu insanlık cephesinin ilk somut cephesidir. Eğer bu gerçeği görmezsek, şunu görelim, Gazzelilerin başına gelenler bir şekilde, mRNA, İklim yalanı ve başka yöntemlerle diğer halklarında başına gelecek. Global tehdide karşı Global anlamda bir İnsanlık cephesi oluşturmalıyız. Bu miting, bu anlamda Global emperyalizme karşı BİZ İNSANIZ diyen akıl ve vicdan sahibi herkesin bir kararlılık ve cesaret gösterisi olmalıdır.
Bakın bu Filistin devleti konusunda birileri düğmeye bastı. İsrail ve Filistin’in yeniden yapılandırılması planının içinde, yukarıda adını zikrettiğim ülkelerin hepsinde çok önemli gelişmeler yaşanabilir. Ve bunlar arasında en dikkat çekici, ilk akla gelen ülke Türkiye olacaktır. Türkiye’de ve KKTC’ye dikkat. HABAT ve AGARTHA2ya dikkat. Adana’da Karnaval ya da 1 Mayıs’ta ODTÜ’de Pedofili bayrağı, İstanbul’da LGBT bayrağı açılması, Antalya’da Trans güzellik yarışması düzenlenmesi boşuna değil. Eurovision’da İsrail yuhalanırken, Türkiye’de İsrail’e ve Dünya Yahudi Lobisine selam gönderir gibi HAMAS’ı terör örgütü ilan edenlere güzellemeler yapılıyor.
Sahi. Size, seçimden önce birbirlerine sayıp-söven, lanet okuyan, ülkenin geleceği için tehdit gören AK Parti-CHP nasıl oldu da bir anda yakınlaşıverdi. Hatta DEM’le de ilişkiler demlendirilmeye başladı. Irak ve Irak Kürdistanı ile yeni bir süreç başlatmak üzere görüşmeler başlatıldı. İYİ Parti dağılırken, MHP’de Sinan Ateş olayı ile MHP’nin ocağından dumanlar yükselmeye başladı. SP kongreye gidiyor. Yeni oluşumlar gündemde, Kavala ve Demirtaş’ın serbest bırakılması için yollar aranırken, AİHM KHK kararları ile ilgili arkası arkasına kararlar veriyor. AYM ile Yargıtay arasındaki restleşme normal bir gelişme değil. Ya da Yargıtay başkanlığının seçim sürecinde yaşananlar çok da normal bir durum değil. Anayasa değişikliği ile AYM’nin kaldırılmasının tartışılması da ilginç değil mi? Memleketimizde bir haller oluyor! Hem de tam yeni Asamblenin kuruluş tarihi yaklaşırken, İklim maskeli bir operasyonla karşı karşıyayız.