Emin Güneş : Hangi Mezhepteniz?

Emin Güneş : Hangi Mezhepteniz?

Hürseda Haber.com yazarı Emin Günüş'in yazısını iktibas ediyoruz

Mezhebini din edinenlerle aynı mezhepten olmadığımız gibi mevcut mezheplerle uyuşmadığımız da tartışmasızdır.

Çünkü Ehlisünnet mezheplerinin dördünün de İmamları Sünni devletlerin işkencelerine maruz kalmışlardır. Öyle ki İmamların en büyüğü İmamı Azam bu işkenceler sonucu şehit olmuş, diğerleri sakat kalmış ve muhtemelen işkencelerin kalıcı etkisi ile bilahare vefat etmişlerdir.

İmamlarımıza uygulanan bu zulüm ve işkenceler neden göz ardı edilir, tartışmalardan uzak tutulur? Burada bariz bir tutarsızlık ve çelişki yok mu? İmamların Ehlisünnet olduğu tartışılamayacağına göre bu devletler (Emeviler ve Abbasiler) nasıl Ehlisünnet olabilirler?

Kanaatimce kişinin Sünni olmasının ölçütü İmamından mı? Yoksa İmamının katili, işkencecisi devletten yana mı? Olmasıyla belirlenir. Çünkü İmamlar ile bu devletlerin aynı mezhepten olması akıl ve mantıkla bağdaşmaz.

İmamlarımız (rahimehumullah) Bizans ve Sasani bozuntusu bu devletlerin zorbalıklarına itiraz ettikleri, saray ve saltanatlarına muhalefet ettikleri için onların hışmına maruz kalmışlardır. Yöneticiler saraylarında lüks ve şatafat içinde hazineyi çarçur ederken halkın önemli bir kısmı karnını doyurmaktan mahrum idi. Şairlere, müzisyenlere (konserlere), meddahlara (iktidar medyasına) keselerle altın ikram edilirken onları öven şiirler ve övgü dolu yazılar yazılıyordu.

Tıpkı şair ve meddahlar gibi bol keseden yapılan ikramlarla zorba sultanların şeriata muhalif uygulamalarına kılıf uyduran sözde imamlar (kadılar) kendi hocalarının yolundan çıktılar. Ancak devlet resmi olarak onların görüşlerini meşru saydı, geçerli kabul etti. Bu gün Şafii ve Hanefi mezheplerinin %70’i İmam Azam ve İmam Şafii’nin görüşlerine muhalif zorba yöneticilerin arzu ve isteklerine mutabıktır.

Özellikle İmamı Azam Ebu Hanife ile İmam Yusuf’un aynı mezhepten sayılması imkânsızdır. Evvela İmamı Yusuf, Muhammed ve Züfer her biri bağımsız bir müçtehittirler. Bu üçü adına saray mezhebi diyebileceğimiz aynı mezhepten sayılabilirler. Ancak ilkeleri bunlarla taban tavana zıt İmamı Azam asla bunlarla aynı mezhepten olamaz. Bunların İmamla bağları sadece zamanında onun öğrencileri olmasından ibarettir.

Tıpkı siyasi partilerde kopuşların yaşanıp yeni partilerin kurulması ve yeni partinin kurucu liderine muhalefet etmesi gibi bunlar da sisteme muhalefet eden kurucu imamlarına muhalefet edip sistem partisi/mezhebine dönüşmüşleridir.

Gücü elinde bulunduran devlet “tanımlamayı” da kendisi yaptığı için zorba sultanların sünnetlerini(!) haşa Peygamberimizin sünneti gibi yutturmayı başarmışlardır. Resmi ideolojilerini “Ehlisünnet” olarak tanımlayıp dayatmışlardır.

İşte zamanımızda “Ehlisünnet metre” gibi önüne geleni “Ehlisünnettendir ve ya değildir” diye tasnife tabi tutanlar, yine devlete payandalık yapan ve devlet desteğini arkasına alanlardır.

Bir talebenin hocasının mezhebinden olabilmesi için temel ilkelerde hocasının izinden gitmesi gerekir. Hocanın cezalandırma sebebi öğrencisinin ödül alma sebebiyle aynı ise bu ancak “karşıtlık” ile izah edilebilir. Saray uleması İmam Yusuf ve diğerleri ancak İmamı Azam'ın karşı mezhebinden olabilirler.

Şehit İmamı Azam’ın, hocası İmam Cafer-i Sadık'la ilkelerde tam bir uyum içinde olduğunu biliyoruz. Her ikisi de saraya muhalif idiler. İmamı Azam’ın, saraya muhalefetin kurumsallaşmış yapısı Ehlibeyte muhabbet ve desteği onu pasif değil aktif bir muhalife dönüştürüyordu.

Hâsılı kelam İmam Yusuf Hanefi’dir demek galatı meşhurdur. Ancak İmamı Azam Ebu Hanife hazretleri için Caferi’dir, veya Zeydi’dir denilse aynı vahamette bir hata yapılmış sayılmaz. Çünkü İmamı Azam İmamı Cafer’in öğrencisi olduğu ve birçok görüşünü ondan ders aldıktan sonra değiştirdiği tartışmasızdır. Aynı zamanda İmam Zeyd’den hem ders almış hem de Emevi’lere karşı kıyamında ona on bin dinar yardımda bulunmuştur.

Mezhep İmamlarımızı özellikle Emevi’lerle aynı mezhepten kabul etmek onların aziz hatırlarına saygısızlıktır. İşte biz zorba devletlerin resmi ideolojisine dönüştürülen İmamların çizgisinden uzaklaştırılan mezheplerden beriyiz. Başta İmamımız imamı Azam olmak üzere saray ve saltanata muhalif imamların çizgisi çizgimiz, yolu yolumuz ve mezhebi mezhebimizdir. Vesselam. (Emin Güneş - Hürseda Haber)