İzmir'in Bayraklı semtinde 19 yaşındaki R.B. tarafından bıçaklanması olayının büyütülmemesini istemesi hayli dikkat çeken İtalyan Rahip Adriano Franchini’nin, Türkiye Direktörlüğünü yaptığı belirlenen Caritas adlı uluslararası Katolik örgüt, daha önce de misyonerlik faaliyetleri ile gündeme gelmişti.

17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinden sonra prefabriklerde bol miktarda içlerine 100’er dolar sıkıştırılmış İncil dağıttığı bizzat Sakarya Müftülüğü tarafından ifşa edilmiş olan Caritas’ın faaliyetleri Milli Güvenlik Kurulu’nda da gündeme gelmişti. Merkezi Vatikan’da Papalık sarayının içinde olan ve misyonunu “Tanrının Krallığını Gerçekleştirmek” olarak tanımlayan Caritas’ın, terör örgütü PKK’ya destek verdiği de belirtiliyor.

CARITAS NEDİR, NE DEĞİLDİR?
Altı Nokta Körler Derneği, deprem bölgesinde misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğu, özellikle de görme özürlü vatandaşları hedef aldığı haberleri üzerine Caritas hakkında bir rapor hazırlamıştı. Türkiye Körler Federasyonu Başkanı Av. Turhan İçli’nin açıkladığı rapora göre; 1897 yılında Almanya’nın Freiburg kentinde Katolik bir yardım kuruluşu olarak kurulan örgüt, 1951 yılında papalığın öncülüğünde bir araya gelen 154 Katolik yardım kuruluşu tarafından Caritas İnternationalis adıyla bir konfederasyon şekline dönüştü ve bütünüyle papanın emrine girdi. Caritas’ın merkezi bugün Vatikan’da Papalık sarayının içinde ve yüz binlerce misyoneriyle 198 ülkede faaliyet göstermekte. Caritas misyonunu “Tanrının Krallığını Gerçekleştirmek” olarak tanımlıyor. Bu misyonunu gerçekleştirmek için çeşitli ülkelerin içerisinde önce yardım etme şeklinde başlayan çalışmalar, daha sonra açıkça Hıristiyanlaştırma propagandasına dönüşüyor. Öncelikle halkın en yoksul ve en güçsüz kesimleriyle işe başlanıyor. Onlara yardım paketleri ve paralar dağıtılıyor. Sonra öğrencilere burs ve Avrupa’daki çeşitli kamplarda dinlenme olanağı sağlanıyor. Bu insanlar arasından giderek Caritas Gönüllüleri ya da Caritas Şövalyeleri adı verilen ve bütünüyle ruhunu Caritas’a teslim etmiş olan kadrolar devşiriliyor. Böylece Caritas yabancı dış bir öğe olmaktan çıkıp yerli bir öğe haline gelmiş oluyor.
Raporda, deprem sonrasında yaşanan gelişmeler şöyle anlatılıyor: “Bütün süreç boyunca Caritas adeta görünmez bir el gibiydi. Sorumlusu kim, yetkilisi kim belli değildi. Ortalıkta Fransua ve Martina adında bir çift dolaşıp durmakta; herkesle ve bütün örgütlerle Caritas adına muhatap olmaktaydı. Sonradan bir ‘Müslüman Türk’ avukat, Caritas’ın Sakarya temsilcisi olarak peydah oldu. Bu arada tuhaf birtakım gelişmeler dikkati çekmeye başlamıştı. İlk önce Sakarya Altı Nokta Şubesinin yöneticilerinin birinin boynunda zincirli bir haç görüldü. Sorulduğunda Martina’nın hediyesi olduğunu belirtti. Sonra üyelerde tek tük İncil’e rastlanmaya başlandı. Sorulduğunda hediye olduğu söylendi. Derken Sakarya’da prefabriklere bol miktarda, içine 100’er doların sıkıştırıldığı İncil dağıtıldığı ortaya çıktı. Altı Nokta Körler Derneği Genel Merkezine bile 100 adet kabartma Türkçe İncil gönderildi... Sakarya müftülüğü on binlerce İncil'in dağıtıldığını, 2500 dolayında yoksul insanın para karşılığında Hıristiyanlaştırıldığı duyumlarının alındığını, onlarca çocuğun yurtdışına çıkarılıp eğitildiğini bildirmekteydi.”

CARITAS, PAPA’DAN ÖDÜLLÜ TÜRK DANIŞMAN VE AYDIN DOĞAN
Öte yandan, “2001 yılında kentte kendi aşireti olan Heylan-ı Kebir ile Gaydimen aşiretleri arasında yaklaşık 100 kişinin ölümüne neden olan ve yıllardır süren kan davasını bitirdiği” gerekçesiyle 2002’de Papa II. Jean Paul tarafından “Altın Barış Madalyası” ile ödüllendirilen Elazığlı işadamı Sait Ali Bayrak’ın da 5 yıldır Caritas’ın danışmanlığını yapıyor olması dikkat çekiyor. Caritas danışmanı Bayrak, 2006’nın Aralık ayında İsviçre Kalkınma Dairesi’nce kurulan MAG Vakfı’nın Aydın Doğan, Mehmet Zorlu, Haluk Ulusoy ve Bülent Eczacıbaşı ile birlikte kurucuları arasında yer alıyor.