Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Ankara'da 441., Kocaeli'de 483., Sakarya'da 462., Konya'da 358.,

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU'NUN 19 TEMMUZ 2014 TARİHLİ 441.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Değerli Misafirlerimiz! Basın açıklamamıza hoşgeldiniz.

İslam topraklarının kan gölüne dönmesi, her Ramazan ayında Siyonist İsrail'in Gazze'yi bombalay...arak bütün Müslümanların iftarlarını zehir etmesi bizi ister istemez bir nefis muhasebesi yapmaya zorluyor. "Biz kimiz ve bu hal neyin nesi?" Batılıların "Ortadoğu" ismini verdiği, tarihte birçok medeniyetin kurulduğu, üç kıtanın birleştiği bu topraklar son yüzyıllarını Osmanlı idaresinde barış içerisinde geçirmişti. Müslüman'ı, Hristiyan'ı, Yahudi'si ve diğer bütün inançtaki insanlar İslam'ın hakimiyetinde adaletle yönetilmiş, herkes kendi inancı doğrultusunda hayatını idame ettirebilmişti. Mesela; Endülüs Emevi Devleti yıkılıp İspanya Hristiyanlar tarafından işgal edilince oradaki Müslüman ve Yahudiler zorla Hristiyanlaştırılmaya karşı çıktıkları için ya öldürülüyor veya sürgün ediliyorlardı. Osmanlı Devleti bu Yahudilere de kucak açmış, Yahudiler osmanlı devleti'ne sığınmışlardı. İslam Toplumunda "Zımmi" statüsünde yaşayan gayr-i müslim unsurlar cizye vergisi vererek kendi inançlarına göre yaşarlar; can, mal, akıl, nesil ve din emniyetleri İslami otorite tarafından sağlanırdı. Öyle ki; bir gayr-i müslim zımmi İslam topraklarında bir Müslüman tarafından haksız yere öldürülürse, cinayet işleyen Müslüman'a kısas cezası verilirdi. Adalet bunu gerektiriyordu.
Bugün İslam topraklarını kan gölüne çeviren Hristiyan ve Yahudiler tarihte uygulanmış bu gerçekleri bilmiyorlar mı? Elbette biliyorlar. Zaten “kafir” kelimesi hakkı ve gerçeği bile bile inkar eden, üzerini örtenler için kullanılır. Dünyevi hırs ve tamahları nedeniyle adalete razı olmayan kafirler İslam topraklarının zenginliklerini sömürebilmek için tarih boyunca çeşitli tuzak ve entrikalar hazırlamışlardır. Son olarak Fransız İhtilali sonrası gelişen ideolojik ve kavmiyetçi fikirleri, Rothschild hanedanından maaşlı Jön Türkler eliyle Osmanlı topraklarında yayan İngiliz ve Yahudi sermaye çevreleri, İttihat ve Terakki eliyle Osmanlı Devleti’ne son vererek topraklarını yağmalamışlardı. Bu hengamede, sihirli hurafeler hükmündeki batı kaynaklı ideolojileri İslam topraklarında yayan, batıda eğitim görmüş Jön Türklerin ihaneti bugün daha iyi anlaşılmaktadır.
Günümüzde bütün işgallere, zulümlere ve akan kanlara rağmen üstünlük yine İslam’a geçmiştir. Zira Batı Medeniyeti ve ideolojilerinin koskoca bir yalan olduğu anlaşılmış, Müslüman halklar İslam’ın adaletine hasreti haykırmaktadırlar. Batı Medeniyeti ise silah, sermaye, basın ve propaganda gücü vesilesiyle son zamanlarını yaşamaktadır. Müslümanları terörist olarak gösteren, en olmadık iftiraları atan, İslam topraklarına ölüm yağdıran Siyonistler bugün Filistinli çocukları bile kendilerine itaat ettiremiyorlar. Müslümanlar zillet içinde yaşamaktansa şehadeti tercih ediyorlar. 17 Temmuz 2014 gecesi kara harekatına başlayan İsrail’in gücü kadın, çocuk, yaşlı ve hastalara yetiyor. İlk bombalanan yerler bir hastahane ve rehabilitasyon merkeziydi, daha geçen gün sahildeki küçük çocuklar İsrail bombalarıyla can vermişlerdi. İsrail’in işlediği bu savaş suçlarının yüzde birini Müslümanlar işlese dünya ayağa kalkardı. Mısır’da Muhammed Mursi’yi darbe ile devirerek iş başına geçen general Abdulfettah Sisi, ilk iş olarak Gazze’ye açılan tünelleri imha edip, Refah sınır kapısını kapatarak İsrail’in katliamlarına zemin hazırladı. Şimdi ise barış güvercini rolüne soyunuyor. İsrail’in bu vahşeti karşısında aklımıza, Peygamber Efendimiz’in (sav) “Savaşa giden sahabelerine; kadınlara, çocuklara, ibadet ile meşgul olan keşişlere dokunmamalarını emretmesi, ağaçları, ekinleri yakmayı yasaklaması” geliyor. İslam Medeniyeti nerdee, 21. Yüzyılda kitle imha silahlarıyla hala kadın, çocuk ve ihtiyarları katleden Siyonist İsrail ve Çağdaş Modern (!) Batı Medeniyeti (!) nerede? Türkiye’deki Müslümanlardan bazıları da Birleşmiş Milletler’den medet umuyorlar. Birleşmiş Katiller sürüsü Gazze’ye müdahale etse, ilk iş olarak Bosna ve Orta Afrika’da olduğu gibi önce Müslümanların silahlarını toplar, Siyonistlerin katliamlarını rahatça yapabilmeleri için uygun ortamı hazırlar.
Bu yüzden İslam ile mücadelede başarısız olacaklarını bilen Emperyalistler, Müslümanları birbirine düşürecek entrikalar kurmaktan da geri durmuyorlar. Geçmişte tartışılmış, Ehli Sünnet alimleri tarafından delilleri çürütüldüğü için takipçileri çok azalmış Mutezile mezhebini yeniden dirilterek Müslüman kitlelerin arasına fitne sokmaya çalışıyorlar. Şiilik ve Haricilik cereyanlarını el altından destekleyerek Müslümanları birbirine kırdırmak istiyorlar. Kitlelerin ilimsizliği yüzünden bu tuzaklar tutuyor gibi gözükse de hakikat en büyük güçtür ve er ya da geç galip gelecektir. Bize düşen şikayet ve sızlanmayı bırakıp hakikatin galip gelmesi için elimizle, dilimizle, malımızla ve canımızla mücadeleye devam etmektir.
Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformunun 483.hafta basın açıklamasının konusu, Gazzeye havadan ve karadan saldıran terör devleti İsrail'in masum Filistin halkını, bebekleri, sivilleri katletmesi ve Coco Cola'ydı. Basın açıklamasıyla kola içip, gelirinin İsrail'e bağışladığını alenen açıklayan kola firmasına para verip, İsrail'e yardımcı olunmaması gerektiği vurgulandı. Basın açıklamasını İnsan Hakları Savunucuları Derneği adına Gökhan Ayyıldız yaptı. İHSD'nin basın açıklamasına, Anadolu Gençlik derneği, Memur-Sen ve diğer STK'larda destek verdi. Vatandaşlar İsrail aleyhinde sloganlarla İsraili protesto etti ve açıklama dua ile bitti.

 

Cümleten Selamun Aleyküm… 
Bu bir sivil harekettir. 
Karıncanın İsrail ateşine su taşımasıdır.
 Terör devleti israil 17 Temmuz günü Filistine karşı kara harekatını başlatacağını ilan etmiş Gazzeye saldırılarını artırmıştır. Bu aynı zamanda Filistinde çoluk, çocuk  soykırım yapılacağının ilanıdır.

Bugünlerde dünlerde olduğu gibi Müslüman kardeşlerimizin Siyonistler tarafından şehit edilişine elleri koları bağlı şahitlik edeceğiz..
 
Yapılan bu zulüm karşısında vicdanlarımızın cemaat olup saf tutması gerektiğine inananlar olarak burada toplanmış bulunmaktayız.
 
İlk olarak İsrail’i lanetlemek adına konuşmama KOLA ile başlamak istiyorum. 
Hani bu Müslüman sofralarının vazgeçilmezi, Müslüman kanıyla başlamak istiyorum. 
Kola, sağlığa zararlarından dolayı 11 ülke tarafından yasaklanmıştır.
 
Kola beyinde hafıza kaybına, karaciğerde yağlanmaya, akciğerde su toplanmasına, kemiklerden erimeye, midede ülser olmasına, içerisindeki aşırı glikoz nedeniyle şeker hastalığına, selülite sebebiyet veren bir ürün olduğu doktorlar tarafından kanıtlanmıştır.
 
Coca-Cola 1880de ABD'deki Siyahî Kadınları Kısırlaştırmak için üretilen ilaç idi, Şimdi "gıda" mı oldu? Türkiye'de Kısırlık: 1975 %2, 2014 %25 ‘lere çıkmıştır. 
Birde bunun İslami boyutu vardır ve bence bizi en çok ilgilendiren boyutu bu tarafıdır.
 
Şimdi soruyoruz,İsrail, Gazze’li müslüman kardeşlerimizi vururken, Gazze’li kardeşlerimiz sahurlarını ve iftarlarını bombalarla yaparken, biz iftar ve sahur sofralarında İsrail’e bomba üretiyoruz, mermi taşıyoruz. Soframızda Müslüman kanını içiyoruz ve sonrasında secdeye gidip,’’yarabbi sen Müslümanları Hıristiyanların Yahudilerin gazabından koru diyoruz’’. Sizce âlemlerin rabbi olan ALLAH’a yalan söylemiş olmuyor muyuz?
 
Hani, İsrailli bir askere ‘’Ben öldüğümde seni ALLAH’a şikâyet edeceğim’’ diyen çocuğun feryatları yüreğimizi dağlamıyor mu? Belkide o çocuğu öldüren merminin parasını sen İsrail malı alarak İsrail ordusuna verdin, bu düşünce vicdanını kemirmiyor mu?
 
Ey Müslüman kardeşim, 3 kola kapağı getirene İsrail bir Gazze’li şehid bebek hediye ediyor. İçen tüm Müslüman kardeşlerimize teşekkür ediyorlar, yeni şehid bebekler için iyi seyirler diliyor. Hadi şimdi 3 kola kapağını topla bir Gazze’li şehid bebek hediyen kapında.
 

İstersen Ayşe, istersen Sümeyye, istersen Ammar, İstersen Fatıma, zaten Gazze’li şehid bebeklerin ismi yazıyor aldığın kolada. 
Gönlüm Filistin'i, cüzdanım İsrail'i destekliyor
Bu işte bir terslik yok mu?
 
Siz televizyonlarda iftar programı yapan hocalarımız ayetleri ve hadisleri anlatırken, araya giren reklam da ‘’Şimdi kola ile serinleme vakti’’ dendiğinde, reklamlar sonrası ‘’Kola cehennemde de bizleri serinletir’’ diyen vaazlar neden vermiyorsunuz?
 
İsrail’den çeşitli ödüller alan iş adamlarımız, siyasetçilerimiz, devlet büyüklerimiz, sanatçılarımız gerçekten geceleri vicdanlarınız sizi rahat bırakıyor’ mu? Yastığa kafanızı rahat koyabiliyor’ musunuz?
 
İftarda Coca Cola'yla ferahlayın, saçınızı İsrail şampuanlarıyla yıkayın, dondurmamız Algida, yoğurdunuz sütünüz Nestle, çocuğunuzun ödülü Danone, çamaşırınızın kokusu Yumoş, deterjanı Ariel şaron olsun. Sonra sözde, İsrail kahrolsun.(!)
 
Başbakanımız ‘’Rabia’ya’’ ağlarken, sonrasında ilimizdeki bazı kola ve Fantalı iftar sofralarında ‘’Rabia’’ işareti yapanlar. Siz kendinizi samimi buluyor musunuz?
 
Müslüman meclisinde ‘’İsrail Dostluk Grubu’’ kurulacak ve bu isimler gizli tutulacak. İsrail dostu milletvekilleri Gazze’ye ağlayacak mısınız?
 
Siyonistlerin yahudilerin müslüman Gazze halkına saldırısına İsrail’deki Yahudiler bile yürüyüşle tepki gösterirken, tepkisiz kalan sözde Müslümanlar utanmayacak’ mısınız?
 
Biz diyoruz’ ki, insanlık ölmesin, biz diyoruz’ ki, Müslümanlar ölmesin, biz diyoruz’ ki, kardeşlik ölmesin, biz diyoruz’ ki, mazlumlar ölmesin, biz diyoruz ki, nerede bir zulüm varsa tüm insanlık o zulmün karşısında dursun. 
ALLAH’ım şimdi sana ellerimizi açıyoruz,
 
Mübarek ramazan’ın hürmetine, oruçlu ağızlar hürmetine, Kur’an-ı Kerim hürmetine, masum şehid bebeklerin hürmetine, Gazze’li kardeşlerimize yardım eyle, onları zalimlerle giriştikleri bu onurlu mücadelede muvaffak eyle. Müslüman kardeşlerimize güç ihsan eyle, ümmet’ i Muhammed’ in gaflet uykusundan uyanıp zalimlere karşı tek vücut mücadele etmelerini nasip et Allah’ım!".
 
Suriye Müslümanlarına yardım eyle Allah'ım. Filistinli müslüman kardeşlerimize güç ver ve onları zalimlerden kurtar. Doğu Türkistanlı müslümanları zalimlerden halas eyle. İşgal edilmiş ve zulüm altında inleyen ve işkence gören katliamlara tabi tutulan islam beldelerindeki müslüman kardeşlerimize yardım eyle ey rabbimiz.

Mazlumların dünyasında kıyamet koparken..Zalimlerin yastığına rahatlık verme Allahım…
 
Basın açıklamasına katıldığınız için teşekkür ederiz .
İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ

Sakarya Adalet Girişimi (SAGİR), 462. hafta adalet ve özgürlükler eyleminde İsrail işgal güçlerinin Gazze’ye yönelik işgal girişimini ve Filistin halkına yaptığı katliamı protesto etti. SAGİR adına Behzat Çakmak tarafından okunan açıklamada “Siyonist İsrail, ürettiği bahanelerle bütün insanlığı esir alarak, en vahşi biçimde tehdit ve saldırılarını sürdürüyor. On yıllardır devam eden zulüm ve cinayetlerini, küresel işbirlikçilerinden ve mustazaflarını çaresizliklerinden aldığı cesaretle bugün bir kez daha sergilemektedir. Özellikle Ramazan ayında zulmünü arttırarak Müslümanların izzet ve şerefini test etmek gafletini sergileyen katil İsrail şiddetini lanetliyoruz. Emperyalist Amerika, 600 milyon dolar yardımla İsrail’in zulmünü desteklediğini ilan ediyor, lanetliyoruz” dedi.

İsrail’e siyasi, stratejik ve ekonomik destek veren Batı devletlerini protesto eden SAGİR, İslam ülkelerinden de Filistin’e yeterli desteği vermediğine dikkat çekerek “Müslüman dünyanın akıl almaz suskunluğunu, kör ve sağır kesilişini ise Rabb’imize şikayet ediyoruz. Ey İslam ülkelerinin zulme suskun destekçileri, İsrail büyükelçisini sınır dışı eden Venezuela kadar da insanlıktan nasibiniz yok? Ey grup ve tarafgirlik taassubu içinde küçük dünyalarına kapananlar! İsrail ile ticari ilişkilerini kesen Şili kadar da mı insanlık onurundan nasibiniz yok?” dedi. Açıklamanın devamında ise İsrail’e maddi destek sağlayan firmaların boykot edilmesi ve İsrail elçiliğinin mutlaka kapatılması çağrısı yapıldı.

Açıklamada İsrail ürünlerinin boykot konusunda ısrar edilmesi gerektiği vurgulanarak, “Dua ve yakarışlarımızın yanı sıra Müslümanlar olarak hiç olmazsa tüketim gücümüzü kontrol ederek siyonizme destek veren firmaların ürünlerini, işletmelerini, AVM’lerini protesto ederek tavrımızı somutlaştırmalıyız. İdrak etmekte olduğumuz Ramazan’da bile tüketimi daha da artan Coca-Cola’yı sofralarımızdan kaldırmak için İsrail füzelerinin menzilinde mi olmamız gerekiyor? Ariel deterjanı ile çamaşırlarımızı temizlerken Gazze’de katledilen çocukların ellerimize bulaşan kanlarını nasıl temizlemeyi düşünüyoruz? Kamuoyundan beklediğimiz bu hassasiyet ve duyarlılığın yanında, Hükümet’ten kınama ve itirazların ötesinde acilen somut girişimlerde bulunularak İsrail ile her türlü siyasi, iktisadi ve askeri ilişkilerin kesilmesini, gerekli en sert yaptırımların uygulanmasını istiyoruz.” dedi.

“Siyonist elçilik kapatılsın”, “Hamas’a selam, direnişe devam”, “Gazze halkı yalnız değildir” sloganlarının atıldığı eylemin sonunda İsrail bayrağı yakılarak tekbir getirildi.

 

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU  358. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Rahman, Rahim, Allah’ın adıyla,

O müşriklerin Allah katında ve Rasulünün yanında nasıl bir ahidleri olabilir? Ancak Mescidi haramda anlaşma yaptığınız kimseler vardır ki onlar bundan müstesnadır. Onlar size karşı dürüst oldukça sizde onlara karşı dürüst olun şüphesiz Allah muttakileri sever. Onlarla  nasıl bir anlaşmanız olabilirki? Size galip gelseler hakkınızda ne bir yemin nede bir ahit gözetmezler. Ağızları ile sizi razı etmeye çalışırlar  fakat kalpleri geri çekilir. Onların çoğu fasıklardır. Onlar Allah’ın ayetlerini az bir pahaya sattıllar, sattılar da insanları Allah yolundan çevirdirler. Yaptıkları şey ne kötüdür.                                                                                   (Tevbe Suresi 7 -9. Ayetler)

Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;

Gazze’de yaşanan son olaylar değişik şekillerde değerlendirilmeye tabii tutulacak niteliktedir. Siyonist İsrailin menfur saldırıları ayrı değerlendirilmeli, Gazze’de ki direniş bir ayrı değerlendirilmeli, Müslüman halkları yöneten idarecilerin durumları ayrı değerlendirilmeli, Müslüman halkların aldıkları pozisyon ve takındıkları tavır ayrı değerlendirilmeli, müslüman olmayan devlet ve halkların tutumları da ayrı değerlendirilmelidir.

Öncelikle Venezuela ve Şili halklarının ve yöneticilerinin siyonist israil çetesinin elçiliklerini ülkelerinden kovmaları ve ticari ilişkilerini sona erdirmelerini takdir ile karşılıyor, yapılması gereken erdemli bir davranış olduğunu ifade ediyoruz. Hangi siyasal ve sosyal gerekçeler ile yapılıyorsa yapılsın bu davranış biçimi olumlu, erdemli ve saygıyı hak eden bir davranıştır.

Siyonist israil çetesinin Gazze’ye kara saldırıları ile birlikte Gazze’deki direnişte kendisini göstermeye başladı. Başta Hamas ve İslami Cihad olmak üzere direnişi ortaya koyan Tüm yapılanmalar eldeki imkansızlıklara, güç ve kudretin zayıflığına rağmen olağanüstü bir direniş sergilemektedirler. Onlarca yıldır süren ablukaya ve yalnız bırakılmaya rağmen siyonist israil şehirlerine  gönderdikleri füzeler ve göğüs göğüse verdikleri mücadelelerle yeni bir direniş tarihi yazmaktalar. Bu direniş  kalplerimize bir sürur ve umut yerleştirmektedir. Gönderdikleri her füze hayatı ölümden daha çok  seven siyonistler için bir korku olmakla birlikte bizim için de tekbirler ile karşılanacak bir sevinç oluşturmaktadır. Direnişin erlerini selamlıyor, düşmana acı veren o mübarek ellerinden saygıyla öpüyoruz.

Direnişi her ne şekilde olursa olsun destekleyen herkesi, kişi kurum ve kuruluşları destekleri oranında selamlıyoruz. Direnişe olan katkılarının zaferde bir payı olacağına inanıyoruz.

Siyonist israilin varlığını kabul etmiş onunla onyıllardır siyasi, askeri, ekonomik ilişkilerini devam ettirmiş müslüman ülkelerin yöneticilerini bu vahşi çete ile ilişkilerini kesmeye onları olmaları gereken yere indirip bir çete olduklarını kabul etmeye, terörist bir örgüt olarak ilan edip siyonist terörizme karşı verilmesi gereken mücadelede yer almaya çağırıyoruz.

Bu devletler ve yöneticileri siyonist israille ilişkilerini kesmezlerse tarih ve vicdan önünde yargılanacaklardır. Adli İlahi’nin Mahkemesi ise çok çetin ve şiddetli olacaktır. Bu yöneticileri  o gün gelmeden akıllarını başlarına almaya davet ediyoruz.

 Ülkemiz yöneticilerini Gazze’deki soykırımı ve Filistin davasını bir iç siyaset malzemesi olarak kullanmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz.  Bu yöneticileri yapılması gerekenleri bir an önce yapmaya davet ediyoruz. Hükümet Venezuela ve Şili’nin yaptığını neden yapmıyor veya yapamıyorsa bunun gerekçelerini kamuoyu ile bir an önce paylaşmalıdır. Varsa gerekçeler izah edilerek, işbirlikçi konumuna düşmekten, sadece bağırıp çağıran ama hiç bir iş yapmayan zeliller olarak algılanmaktan kurtulmalıdır.

Öncelikle siyonist israil ile askeri ilişkiler tamamen kesilmeli bunlar kamuoyu ile net bir şekilde paylaşılmalıdır.

 Mevcut sosyal, siyasal ve ekonomik ilişkiler açıklanmalı ve bu ilişkiler bir an önce bitirilmelidir.

Siyonist israil ile ticari, sosyal ve siyasal ilişkilerini devam ettiren kişi, kurum ve kuruluşlar tespit edilmeli bunlara yönelik yaptırım ve müeyyideler uygulanmalıdır.

İsrail konsolosluğu önüne gidip orada protesto eylemine katılan Milletvekillerinin bu insani davranışı normaldir. Her  vicdan taşıyan insanın yapması gereken şeyi yapmışlardır. Buradan onlara soruyoruz ‘’sizin yapmanız gereken şey vicdan taşıyan her insanın yapması gereken şeyle aynı mı olmalıdır? Sizler konsolosluğun önünde slogan atmakla mı yoksa siyasal ilişkiler tamamen kesilsin diye imza verip bu hususta bir önerge vererek ve bunun gereklerini yaparak bir kararlılık ortaya koymaklamı vazifelisiniz? Sizlerden duygusal sloganlar atmanızı beklemiyoruz, istemiyoruz da. Zaten bunun gereği de yok. Konsolosluk önünde slogan atanlar siz duyasınız diye bağırıyorlar. Yapmanız gerekenleri yapın ve israille bütün ilişkileri kesin! Yoksa vicdanları var olan ama siyasal ikballeri ile vicdanları arasında kalmış adamlar durumuna düşeceksiniz. Bu hal ne kötü bir durumdur.

Müslüman halkların siyonist çeteye karşı gösterdikleri tepkiler yetersiz olmakla birlikte yine de siyonistleri endişelendiriyor ve onları rahatsız ediyor. Siyonist israilin Türkiye’den misyon görevlilerini ve ailelerini geri çağırması bu baskıların bir kazanımıdır. müslüman halkımız tepkilerini arttırılmalı eylemlerini  çoğaltarak daha canlı hale getirmelidir. Çaba ve gayretlerimiz yeni sevinçlere ve mutlu günlere götürecektir inşallah.

 

Tarihin bir ibret levhası olduğu, sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı, tevhit ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 359. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 22 RAMAZAN 1435  -  19 /07 / 2014