Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Kocaeli'de 482., Konya'da 357., Sakarya'da 461.,

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformunun 482.hafta basın açıklamasının konusu, İsraillin tüm katliamlarına ve zorbalığına rağmen birlerinin çıkıp, Müslüman halkın gözünün içine baka baka birlerinin İsraillin saldırıları karşısında tarafsız kalınması gerektiğini söylemesiydi. Basın açıklamasını platform adına İnsan hakları savunucuları derneği üyesi Zahit Mollarecep yaptı. Vatandaşlar ellerinde İsrailli protesto eden pankartlar ve, “İsrail ile Filistin arasında tarafsızlık namussuzluktur” yazılı pankart tuttular.

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 482.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI 11.7.2014

Değerli halkımız ve basın mensupları, 10.yıl, 482.hafta basın açıklamamıza hoş geldiniz. Katil terör çetesi İsrail'in saldırıları ile karşı karşıyayız. Son günlerde İsrail'in saldırılarıyla 500'den fazla Filistinli yaralanmış, 100 Filistinli Müslüman kardeşimiz yaşamını yitirmiştir. Saldırılarda fosfor bombasından, betonu bile yakan yangın bombalarına kadar insanlık suçu sayılan silahlarla Filistin halkı katledilmektedir. Biz burada elimiz kolumuz bağlı, ancak meydanlardan kardeşlerimizi öldürenlere lanet yağdırabiliyoruz.

Terör devleti İsrail'in, katliamlarına son verilmelidir. Bu zulümler meydanlarda protestoyla bitirilmez, devlet bazında Müslümanların yaşadığı ülkeler gerekeni yapmalı ve Birleşmiş İslam Milletlerini kurup, birleşik bir orduyla İsrailin zulümlerine son vermelidir. Fakat gelin görün ki İslam ülkelerinde dahi Amerikancı, Siyonist idarecilerin tahakkümü  altındadır. Mısırda Siyonist güdümlü Sisi'ye darbe yaptırılarak nasıl iktidara getirildiğini ve Gazze'ye yardım kapılarının nasıl kapattırıldığını müşahede ettik.

Aynı oyun bir başka şekilde Türkiye'de oynanmak istenmektedir. Van Munit ve Mavi Marmara olayından sonra, Amerikanın ve Siyonizmin, Gezi ve 17 Aralık darbeleriyle güdümüne alamadıkları iktidarı, nasıl devirmeye çalıştıklarını hep beraber gördük. Başarılı olamadılar, şimdi de, Pensilvanya, CHP ve MHP, TV'lerde bağıra bağıra,” Türkiye, İsrail ile Filistin arasındaki bu savaşta tarafsız olmalıdır” diyen, Mısırda İsrailin adamı Sisi'nin yaptığı darbeye “darbe” diyemeyen bir adamı, Cumhurbaşkanı seçtirmeye çalışıyorlar. Gaye bellidir, Türkiye'de de Siyonizmin ve İsrailin güdümünde bir Cumhurbaşkanı’nı iktidara getirmek. Filistin'de Müslümanlar katledilirken, katleden teröristlere kaşı tarafsız kalmak, insanlık suçudur, namussuzluktur. Zerre kadar insan olan, kalbinde zerre iman olan, bu katliamlar karşısında sesiz kalamaz. Mazlumun yanında zalimin karşısında olur. 76 milyon Müslümanın gözünün içine baka baka, siyonizm güdümlü bir kişiyi, Pensilvanyanın’da yardımıyla Cumhurbaşkanlığına getirmeye çalışıyor, fakat bu yapılanlara susmayacağız !, sesimizi yükselterek, halkımıza Siyonizmin bu oyununu anlatmaya devam edeceğiz.

Uluslararası sularda Şehid edilen, Mavi Marmara Şehidleri için “ölenler Şehid sayılmaz, İsrail'den izin almalıydılar “diyen Pensilvanyalı sözde hocanında bu katliamlar karşısında sesi çıkmamaktadır. Senelerce insanlara görünüşte dini anlattın!, senin o anlattığın din, “Müslümanlar kardeştir” demiyor mu?,.”Müslümanların dertleri ile dertlenmeyenler bizden değildir” demiyor mu?. Yeri geldiği zaman Müslümanlara harika beddua şovları yapan Pensilvanyalı, İsrail Filistinli kardeşlerimizi katlediliyor. Nereye gitti senin o bedduaların?, yoksa bedduan sadece Müslümanlara mıydı ?, neden katil İsrail'e o beddualarını okumuyorsun, dilini mi yuttun, ne oldu açıkla?.                                                                                  


Sonra da milleten yardım diye paraları toplayıp, “lolita karnavalları” düzenliyor, bunları İslami hizmet diye saf ve cahil insanlara yutturuyorsun. İslami hizmet zamanı bu gündür, katil terörist İsrail'e beddua okumaktır. Yazıklar olsun senin hocalığına ve yazıklar olsun Filistin'de Müslümanlar katledilirken susan bu Pensilvanyalının hala peşine takılanlara.

Türkiye İsrail'le tüm ekonomik ilişkilerini kesmelidir. Mavi Marmara ve Van Minut olayından sonra, İsrail ile ekonomik ilişkiler azalacağına artmış ve İsrail ekonomi bakanlığı “Türkiye'nin İsrail'den yaptığı ithalat 2014 yılının ilk dört ayında, geçen yıla göre yaklaşık yüzde 25 oranında artarak, 949 milyon doları bulurken, Türkiye'den İsrail'e yapılan ihracat da yüzde 21 artarak 956 milyon doları bulmuş durumda. Eğer yılın ilk 4 ayındaki hız devam ederse İsrail ile Türkiye arasındaki ticaret, yeni bir rekor kırmış olacak" açıklaması yapmıştır. Terör devleti İsrail'e ambargo uygulanmalı ve tüm ticari ilişkiler kesilmelidir. Biz İsrail mallarının bu ülkede satılmasını da istemiyoruz, İsrail'e satılan malların, katillerinin parasının da bu ülkeye gelmesini istemiyoruz. Fakat ne yazık ki Müslüman halkın cahil bırakıldığı İslam ülkelerinde, terörist İsrail bir yandan Müslümanların gözünün içine baka baka Müslüman kanı akıtırken, diğer yandan da ticaretini devam ettiriyor, malını satıyor.

Türkiye hükümeti İsrail'i daha sert bir şekilde uyarmalıdır. İsrailin elçilikleri kapatılmalı, görevliler ülkemizden kovulmalıdır. Türkiye'nin, terörist İsrail gibi insan hakları ihlalcisi, katil bir devletle ne işi olabilir?. Tüm ticari siyasi münasebetler kesilmeli ve İsrail'e karşı tavır alınmalıdır. Hükümete sesleniyoruz, bunları yaptığınız için, İsrail Türkiye'deki Kemalist ve Pensilvanya maşalarını kullanarak yine sivil darbe yapmaya kalkar diye çekinmeyin. Bu darbe girişimleri olurken halk olarak sustuysak!, emniyet  kuvvetleri  görevlerini yapıyor, bu sivil darbecilere yetiyor diye sustuk. Güçleri yetmeseydi, bu halk Fransızları, Yunanlıları nasıl püskürttüyse, Siyonizmin, Amerikanın, Pensilvanyanın  uzantılarını, Selanikten, Tel Avive kadar geniş bir alana geri püskürtmesini iyi bilir.

Filistinde kardeşi öldürülürken, elindeki kola ile iftarını açan cahil Müslüman. Kola alıp, İsrail'e bir kurşun parası da benden olsun diyen gafil Müslüman, Filistin'de  kardeşlerin öldürülürken, kılın kıpırdamıyor, zengin menülerin olduğu iftar sofrasından, iftar sofrasına koşuyorsun. Eğer cani İsrail bu gün Filistinli Müslüman kardeşlerimizi böyle rahat katledebiliyorsa, senin gibi cahil sözde Müslümanlar duyarsız kaldığı içindir. Filistinli kardeşlerin öldürülürken bu duyarsızlığınla, oruç ve ibadetinin seni kurtaracağını sanıyorsan yanılıyorsun. Yarın Allah sana hesabını soracak, “Filistinli çocuklar, kadınlar, yaşlılar, öldürülürken sen ne yapıyordun?, neden susuyordun “ diye ALLAH bunun  hesabını senden elbette soracaktır. Türkiye'de, uzakta olsan dahi yapabileceğin bir şeyler var. Önce at o kola şişesini elinden, sonra dökül meydanlara. Filistin'de 1 Müslüman öldürülse Türkiye'de  yüz binler sokakları doldurmalı,  ama gelin görün ki !, Müslümanım diye geçinenlerin olan bitenden, katliamlardan haberi dahi yok.

Buradan Filistine yardım nasıl olur, 1 tane Filistinlinin burnu kanasa,  sokakları  doldurmayla  olur, sonra, 1949'da İsrail rejimini ilk tanıyan Atatürkçü CHP zihniyetini  telin etmekle olur.  Bu gün dahi Atatürkçü statüko partilerinin seçtirmeye çalıştığı Filistin davasına tarafsız kalan Siyonist güdümlülerin Cumhurbaşkanı seçtirmemekle olur. Basın açıklamasına katıldığınız için teşekkür ediyoruz.

İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 357. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
Rahman, Rahim, Allah’ın adıyla,
Ey kendilerine kitap verilenler, gelin o beraberinizdekini doğrulamak üzere indirdiğimiz bu kitaba, biz bir takım yüzleri silip de enselerine çevirmeden veya onları cumartesi yasağını çiğneyenleri lanetlediğimiz gibi, lanetlemeden önce iman edin! Yoksa Allah'ın emri daima yerine gelmiştir. Doğrusu Alla...h, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Ondan başkasını ise dilediğine bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa pek büyük bir cinayeti iftira etmiş olduğunda şüphe yoktur. Şu nefislerini temize çıkarıp duranları görmüyor musun? Hayır, yalnız Allah dilediğini temize çıkarır. Ve onlara kıl kadar zulmedilmez. (Nisa Suresi 47 -49. Ayetler)
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;
Eyvah! Eyvah! Eyvah!
Eyvahlar olsun kimsesizliğime!
Eyvahlar olsun yalnızlığıma!
Eyvahlar olsun sahipsizliğime!
Yok mu acılarımı paylaşan hiç kimse ?
Yok mu yaralarıma merhem olacak ?
Düştüğümde kaldırıp, benimle birlikte ayakta duracak.
Yok mu el açtığımda yalvarıp yakarmak için,
dualarıma amin diyecek ?
Ateş nereye düştü ise orayımı yakıyor? Kardeşlik acıları paylaşmak değilmiydi ?
Kardeşlik bir arada olmak değilmiydi?
Böyle sesleniyor Filistin’de yaralı çocuk, gözü yaşlı anne, çaresizlikten dudaklarını kemiren sahipsiz baba. Bu yakarmalara eşlik ediyor uykusuz gözlerle nöbet bekleyen yiğit, el yapımı füzeler ile mücadele vermeye çalışan direnişçi delikanlı. Canından başka hiçbir silahının olmadığının bilincinde olan adanmış kişi.
Yıllar var böyle devam edip gitmekte. ocaklar sönüp harabelerde ateşler tütmekte. Azgın, işgalci siyonistler yüzyıla yaklaşmış bir zamandır acılarımız üzerinde ayin yapmakta. Hayallerini gerçekleştirmek efsanelerini hakikat kılmak için didinip çalışmakta.
İşgalci siyonistler Gazze’nin ve Filistin’in siyasal konjonktürde yalnızlığını farkedince işgal sınırlarını arttırmak, direniş imkanlarını kırmak, halkı göçe zorlamak, yeni yerleşim alanları açmak için topyekün bir saldırı başlattılar. Havadan saldırılarına aralıksız devam eden işgal rejimi karadan saldırı için hazırlıklar yapmakta, yedek askerlerini göreve çağırmakta.
İslam dünyası derin bir sessizliğe gömülmüş üç maymunları oynamakta... bir şeyler söyleniyor, temennilerde bulunuluyor, iç siyaset malzemesi olacak nutuklar atılıp tehditler savruluyor. Fakat somut, gerçekçi atılan hiçbir adım yok. İslam topraklarını yönetenlerin büyük bir çoğunluğu israili bir devlet olarak tanıyor onun ile sosyal ve siyasal ilişkiler kurmaya devam ediyor. Filistin meselesinin çözümünü israil devletinin tanınması ve kabulu üzerinden hesab ediyor.Filistin topraklarında iki ayrı devlet, iki ayrı halk diyor. Kimisi iki ayrı bağımsız devlet derken kimisi özerklikten bahsediyor. Kimisi daha geniş haklar ve baskıların azaltılmasından dem vuruyor.

Müslüman halklar mezhepçilik, fırkacılık, grupculuk, bireysellik, vurdumduymazlık ve içine yuvarlandıkları konformist hayatları uğraşageldikleri nice meşgaleleri ile Mescid-i Aksa’ya Kudüs’e Filistin’e karşı büyük bir gaflet içerisinde yaşamaktalar. Siyasetçilerin ihaneti, Müslüman halkların gafleti, direnişçilerin imkanlarının azlığı, güçlerinin yetersiz oluşu acılara son vermeyi engellemekte...
Siyonist israil savaşını tek bir alanda vermemekte. Topyekün bütün alanları kuşatan sayısız cephede sayısız imkanlarla bir savaş vermekte... bu savaş emperyalist bütün güçlerin desteği ile küresel bir alanda verilmekte. ameriKAN’ın NATO’nun ve daha nice etkin emperyalist gücün etkisi ile siyonist israil topraklarımızı işgale devam etmekte bizi bu topraklardan sürüp çıkaracak bir savaş vermektedir.
İsraille savaşı yeryüzünün bütün alanlarına, israil varlığının bulunduğu her mekana, israilin meşruiyyeti için el attığı her sahaya her şartta ve her imkanda yürütmek zorundayız. Savaş Gazze sokaklarında, batı şeria’da, El-Halil’de verilmiyor sadece. İsrail konsolosluklarının bulunduğu her yer israilin siyasal misyonunun temsil edildiği her alan siyonistlerin ticaret yaptığı her şirket, sosyal alanlar, spor alanları kısaca siyonistlerin varlık gösterdiği her yer savaş alanıdır. Ve düşmanlarımız sadece siyonistler değil onlar ile soysal, siyasal, ekonomik, kültürel, her alanda işbirliği yapanlardır.
İsrailin varlığını kabul eden her hükümet, her siyasal yapı işgalden sorumludur. Bir an önce israille olan ilişkilerini kesmek elçilerini geri göndermek yahutta onları tutuklayıp işlemiş oldukları cürümlerden dolayı yargılamak ve cezalandırmak zorundadır. Aksi halde zulümlerin ortağı sayılır. Hiçbir mazeret yoktur. Gayrı meşru siyonist yapılanma ile yapılmış anlaşmalar geçerli kabul edilemez. Hiçbir devletin bunlara uymak mecburiyeti yoktur.
Müslüman halklar öncelikle kendi yaşadıkları topraklarda siyonist işgal rejimini tanıyan, onlarla sosyal ve siyasal ilişkiler kuran kendi hükümetleri üzerinde baskı uygulamalı ve bu hükümetleri işlenen zulümlerin birer parçası olmaktan uzak tutmalıdırlar. Müslüman kamuoyu israile karşı olan tepkisini bu hükümetlere de yöneltmeli bu hükümetler israille işbirliğine davam ederlerse tepkilerini bu hükümetlere karşı da göstermelidirler. İsrailin içinde bulunduğu her alan yalnızlarştırılmalı israil dünyanın her yerinden kovulmalı hakettiği aşağılanma ve zilleti bir an önce tatmalıdır. Bu müslümanlar ve henüz vicdanlarını kaybetmemiş bütün insanları üzerine bir gerekliliktir.
Tarihin bir ibret levhası olduğu, sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı, tevhit ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 358. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU

Sakarya Adalet Girişimi (SAGİR), İsrail’in Gazze’ye saldırılarını protesto ederken; İsrail’le her türlü siyasi, askeri ve ekonomik ilişkinin kesilmesi ve işgali destekleyen firmalara yönelik boykotun sürmesi çağrısı yaptı.
Sakarya’daki 461’inci hafta adalet ve özgürlükler eyleminde İsrail’in Gazze’ye saldırıları telin edilirken; Filistin halkının İsrail karşısındaki direnişine destek verildi. adına Serdar Duman’ın okuduğu basın açıklamasında, “Gazze direniyor! Siyonist İsrail’in Filistin’de 3 yerleşimcinin öldürülmesini bahane ederek başlattığı soykırım bütün hızıyla devam ediyor. Siyonistler Gazze’yi havadan, denizden ve karadan bombalamaya devam ediyor. Şehitlerimizin sayısı 120’yi aştı. Siyonist İsrail’in elindeki gelişmiş silah imkânlarına rağmen, Gazzeli Müslümanlardan çok İsrail halkının telaş içinde olduğunu görüyoruz. Filistin direnişinin attığı füzeler nedeniyle Siyonistler sığınaklarından çıkamıyorlar” dedi. Siyonist yetkililerin ve medya organlarının ağzından Filistin direnişinin güç ve potansiyeline dair itiraflara yer verilen açıklamada, “Siyonistler bu kez çok daha hazırlıklı bir direnişin karşısında bocalıyorlar. Bizzat İsrail basının sansürleyerek açıkladığına göre atılan füzelerle 10’u aşkın İsrailli öldü, onlarca İsrailli de yaralandı. Siyonistler moral üstünlüğünü kaybetmiş olmanın telaşıyla kudurdular. Direnişin liderlerinin mescitlerde saklandığını iddia ederek mescitleri bombaladılar. Buradan sonuç alamayınca ‘o liderler okullarda saklanıyor’ dediler ve okulları bombaladılar. Ama yine kimseyi bulamadılar” ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın devamında, Duman yoğun saldırı altında olan Gazze halkının acil ilaç ihtiyacı olduğu da hatırlatılarak, “Şimdi Gazze’ye yardım zamanı. Gazze başta ilaç olmak üzere birçok yaşam malzemesine acil ihtiyaç duyuyor. Bir seferberlik oluşturarak Gazze’nin ihtiyaçlarını hızlı bir şekilde gidermeliyiz. Bu İslam kardeşliğimizin olmazsa olmaz gereğidir. Müslüman Sakarya halkının her zamanki duyarlılığını en üst seviyeye çıkaracağına inanıyoruz.” Filistin başta olmak üzere İslam coğrafyasındaki olumsuzlukları birlik içinde aşma zamanının geldiğine dikkat çekilen açıklamada, “bunun için ilk şartın emperyalizmin İslam coğrafyasına ektiği zehirli etnik ve mezhebi ayrışma tohumlarını yok ederek ümmetin birliğini sağlamak olduğu” vurgulandı ve şöyle denildi: “Tüm dünya Müslümanları ümmet bilinciyle hareket edebilirse; ne Amerika, ne İsrail, ne de diğer emperyal güçler hiçbir şey yapamaz” diye konuştu.
Daha sonra eyleme katılanlar, Filistin halkının ve tüm insanlığın barış ve esenliği için Muharrem Demircan tarafından yapılan duaya iştirak ettiler. Duanın ardından İsrail bayrağı yakılarak “Özgür Kudüs, İsrailsiz bir dünya”, “Katil İsrail, Ortadoğu’dan defol”, “Hamas’a selam, direnişe devam” sloganları atıldı ve tekbirler getirildi.