Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Sakarya'da 422., Kocaeli'de 443., Konya'da 318., Ankara'da 401.,

Direnen Mısır’ın yanındayız

 

Sakarya’daki 422. hafta adalet ve özgürlükler eyleminde Mısır’daki darbe kınanırken, 100 günü dolduran darbe karşıtı gösterilere destek verildi, Gazze’deki ambargoya dikkat çekildi

 

Sakarya’daki adalet ve özgürlükler eylemlerinin 422. haftasında platform adına basın açıklamasını Diriliş Saati Dergisi’nden Muhammed Emin Duman okudu. Mısır’da devam eden darbe karşıtı gösterilere destek verilen basın açıklamasında Duman “Mısır direnişi 100 gündür sebatla devam ettiriliyor. Amerikan akrediteli Sisi ve avanesinin yaptığı katliam ve zorbalıklar Mısırlı Müslümanların direnişini kıramıyor. İhvan’ı etkisiz kılmak hususunda olağanüstü bir kararlılık gösteren Mısır cuntası, bir taraftan İhvan’ı yasadışı ilan edip, kapısına kilit vururken diğer taraftan da hareketin önderlerine ve müntesiplerine karşı başlattığı tutuklama furyasını devam ettiriyor. Öte yandan medyada geniş yankı bulan bir video, Mısır’daki darbenin Türkiye’deki 28 Şubat darbesiyle ne denli eş değer bir yapı arz ettiğini bir kere daha gözler önüne serdi. Darbe öncesinde düzenlenen ve üst düzey askeri yetkililerin katıldığı bir toplantıdan görüntülerin aktarıldığı videoda, Savunma Bakanı Sisi Mısır medyasının kontrol altına alınmasıyla ilgili henüz istenilen sonucu elde edemediklerini, ancak çok önemli adımlar attıklarını ve bu yönde gayret göstermeye de devam edeceklerini söylüyor. Biz aynı senaryonun Türkiye versiyonuna 28 Şubat döneminde şahit olduk.” dedi.

 

“Diren Mısır, kardeşlerin seninle” yazılı Türkçe ve İngilizce dövizlerin taşındığı eylemde, Mısır’daki darbe sonrası Gazze’deki durumun kötüleştiğine dikkat çekilerek “Gazze’deki Hamas Hükümeti, Gazze’nin can damarı olan tünellerin Mısır cuntası tarafından viran edilmesi sonrasında büyük bir maddi çıkmaza sürükleniyor. Darbeci Mısır yönetiminin Refah kapısını çoğunlukla kapalı tutması, tünelleri Gazzeliler için  yegane umut haline getiriyor. Ancak tünellerin de tahrip edilmesi, Gazzeli Müslümanların başta temel gıda maddeleri olmak üzere akaryakıt ve ilaç gibi birçok ihtiyaçtan mahrum kalmasına sebebiyet veriyor.  Tüneller vasıtasıyla yapılan ticaretten gelen vergilerin, Gazze’nin gelirinin %40’ını teşkil ettiği bilinirken, bu tünellerin işlevsiz kılınması Gazze’yi ekonomik bir darboğaza sürüklüyor. Filistin sorunu ve bunun önemli bir parçası olan Gazze dramının Müslümanlar için hayatiyetini bir kez daha hatırlatıyoruz” denildi. Açıklama Irak ve Suriye tezkerelerinin bir yıl daha uzatılmasının dış politikadaki hataların sürdürülmesine yol açacağı şeklinde değerlendirilerek, hükümete barışçıl politikaları güçlendirmesi tavsiyesinde bulunuldu.

 

 

422. Hafta Basın Açıklaması

 

MISIR DİRENİŞİ DEVAM EDİYOR!

 

Mısır’daki direniş 100.gününe girdi…

 

3 Temmuz’da seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin iktidardan alaşağı edilmesiyle başlayan Mısır direnişi 100 gündür sebatla devam ettiriliyor. Amerikan akrediteli Sisi ve avanesinin yaptığı katliam ve zorbalıklar Mısırlı Müslümanların direnişini kıramıyor.

 

İhvan’ı etkisiz kılmak hususunda olağanüstü bir kararlılık gösteren Mısır cuntası, bir taraftan İhvan’ı yasadışı ilan edip, kapısına kilit vururken diğer taraftan da hareketin önderlerine ve müntesiplerine karşı başlattığı tutuklama furyasını devam ettiriyor. Daha dün Mısır’ın değişik bölgelerinde 17 İhvan mensubunun tutuklandığı haberi geldi.

 

Öte yandan geçtiğimiz hafta medyada geniş yankı bulan bir video, Mısır’daki darbenin Türkiye’deki 28 Şubat darbesiyle ne denli eş değer bir yapı arz ettiğini bir kere daha gözler önüne serdi. Darbe öncesinde düzenlenen ve üst düzey askeri yetkililerin katıldığı bir toplantıdan görüntülerin aktarıldığı videoda, Savunma Bakanı Sisi Mısır medyasının kontrol altına alınmasıyla ilgili henüz istenilen sonucu elde edemediklerini, ancak çok önemli adımlar attıklarını ve bu yönde gayret göstermeye de devam edeceklerini söylüyor. Bu da bizlere kanlı darbenin medyatik bir karartma operasyonu sayesinde gerçekleştirildiğini gösteriyor. Bizler aynı senaryonun Türkiye versiyonuna 28 Şubat döneminde şahit olduk. O dönemde Sabah Gazetesi Patronu olan Dinç Bilgin’in itirafları bunun en açık delilidir.

 

Mısır’daki direniş şehit ve gazileriyle daha bir bereketleniyor. Açıklanan verilere göre, 100 gündür devam eden kıyamda, 3500 kişinin şehadet şerbetini içtiği, 20000 kişinin yaralandığı ve 2100 kişinin de tutuklandığı ifade ediliyor.

 

Rabbimizden akan kanların ve çekilen cefaların hürmetine bu direnişi zaferle taçlandırmasını niyaz ediyoruz. Sakaryalı Müslümanlar olarak, bu asil duruşun sonuna kadar arkasında olduğumuzu ve dualarımızla Mısırlı Müslümanları yalnız bırakmayacağımızı deklare ediyoruz.

 

Gazze ekonomik krizle boğuşuyor... Gazze’deki Hamas Hükümeti, Gazze’nin can damarı olan tünellerin Mısır cuntası tarafından viran edilmesi sonrasında büyük bir maddi çıkmaza sürükleniyor.

 

Darbeci Mısır yönetiminin Refah kapısını çoğunlukla kapalı tutması, tünelleri Gazzeliler için  yegane umut haline getiriyor. Ancak tünellerin de tahrip edilmesi, Gazzeli Müslümanların başta temel gıda maddeleri olmak üzere akaryakıt ve ilaç gibi birçok ihtiyaçtan mahrum kalmasına sebebiyet veriyor. 

 

Tüneller vasıtasıyla yapılan ticaretten gelen vergilerin, Gazze’nin gelirinin %40’ını teşkil ettiği bilinirken, bu tünellerin işlevsiz kılınması Gazze’yi ekonomik bir darboğaza sürüklüyor. Geçen ay Gazze’deki hükümetin, memurlarının maaşının sadece %77’sini ödeyebildiği ifade edilirken, bu ayki maaşların ödemesinin ise zor olduğu belirtiliyor.

 

Filistin sorunu ve bunun önemli bir parçası olan Gazze dramının Müslümanlar için hayatiyetini bir kez daha hatırlatıyor ve tüm halkımızı bu konuda üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye davet ediyoruz.

 

Irak ve Suriye tezkerelerinin 1 yıl daha uzatılması, Ak Parti iktidarının dış politikadaki hatalarına ısrarla devam ettiğini gösteriyor.

 

Suriye’de askeri müdahale seçeneğine iştiyakla sarılan hükümet, güvenlik gerekçelerini öne sürerek “4 Ekim” tarihli tezkereyi bir sene daha uzattı. Suriye’de katledilen binlerce insanın kanı gözümüzün önünde dururken, hala savaşı ve askeri seçenekleri gündeme getirebilmek, İslami ve insani bir duruşla nasıl bağdaştırılabilir. Ak Parti, Suriye’de barışın dilini konuşarak taraflar arasında müzakere zeminini oluşturmalı ve bağımsız gözlemcilerin denetiminde adil seçimlerin yapılması için ön ayak olmalıdır.

 

Ak Parti iktidarı, sonu hiç de hayırlı bir kapıya çıkmayan bu hatalı dış politikasından vazgeçmelidir. Bugüne kadar yaptığı yanlışları ve ortak olduğu cürümleri görmeli ve bunlardan ders çıkarmalıdır.

 

Bölgedeki sorunların çözümü için barışa dayalı çözümler üretmeli ve bunu ilkesel bir duruş olarak benimsemelidir. Böylesi bir duruş onlara dünyada onur; ahirette ise Allah’ın rızasını kazandıracaktır.

 

Basın açıklamamıza burada son verirken Cenab-ı Allah’tan Kurban bayramının tüm İslam alemi için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyoruz. Kurbanlarımızın makbul olması ve hepimizi amacına muatıf olarak Rabbimize yakınlaştırması duasıyla Allah’a emanet olunuz. 

 

Diriliş Saati Dergisi

 

ANDIMIZ YETMEZ, OKULLARDAKİ HEYKELLERDE KALKMALI. 443.HAFTA

HABER:

Kocaeli İnanç özgürlüğü Platformunun 443.hafta basın açıklamasının konusu, yargıtay tarafından onanan balyoz davasının sonuçlarıydı. Konuyla ilgili olarak İnsan hakları Savunucuları Derneği genel başkanı Ali Akbaş, İzmit İnsan hakları parkında açıklama yaparak Yargıtayın kararına destek verdi. Açıklama sırasında daha öncede olduğu gibi alana gelen bir grup provokatör, “şerefsizler diye hakaret edip, ardından “bir gün gelecek bizde sizleri böyle yargılayacağız dediler. Okul bahçelerinde heykellerin kaldırılması ile ilgili açıklamada da olaya müdahale den bazı kişiler, siz Atatürk için nasıl böyle söylersiniz, siz kimsiniz Atatürk heykellerini kaldırmaya kalkıyorsunuz diye sert tepki gösterdi. Güvenlik güçlerinin protestoculara engel olması üzerine olaylar büyümeden yatıştı ve İnsan Hakları Savunucuları Derneği basın açklamasını yaptı.

BASIN AÇIKLAMASI:

İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ GENEL MERKEZİ RESMİ BASIN AÇIKLAMASI

KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 9. YIL 443. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ GENEL  MERKEZİ  KOCAELİ- TÜRKİYE İZMİT ÖZGÜRLÜK MEYDANI (6 ZİLHİCCE 1434) 11 EKİM 2013 CUMA SAAT 12.30 KOCAELİ- TÜRKİYE

Değerli halkımız ve basın mensupları 443.hafta basın açıklamamıza hoş geldiniz.Türkiye son yıllarda normalleşme ve çağdaşlaşma yolunda büyük adımlar ve atılımlar gerçekleştirmektedir. Modern dünyanın gerisinde kalan, bütün sistemler çökmeye mahkümdur. 90 yıldır, Türkiyede hüküm süren gerici ve çağdışı kamalist zihniyetin pislikleri yavaş yavaş ortadan kaldırılmaktadır. İnsanımızın insani ve islami bünyesine uymayan, şeytani düzen olan, sahte kamalizm dini artık hayatımızdan çıkarılmalıdır.

Balyoz davasından yargılanan, ordunun üst kademelerini ele geçiren, İslam karşıtları, Ergenekoncular ve darbeci Kamalistlere mahkeme tarafından verilen cezalar, Yargıtay tarafından onaylandı. Bu millete yaptıkları kötülüklerin cezasını zindanda çekmek üzere demir parmaklıklar arkasına havale edildiler. Anadolu insanını, bir mengene gibi sıkan ve baskı altına alan, insanımıza küfür ve şirk aşılayan, kamalist anlayış artık çökmüş, tarihin çöplüğüne atılmak üzeredir. Bu ülkede, kamalist dayatmacı anlayışı ortadan kaldırmak ve insanımıza en tabii olan insani ve islami özgürlüğünü iade etmek, hükümetin bir numaralı görevi olmalıdır. Hükümetin özgürlük yolunda attığı her adımı takip ediyor ve takdirle karşılıyoruz.

Kamalist zihniyetin, bütün pisliklerinin, çöpe atılması için bizler de, Türkiyedeki özgürlük sevdalıları, İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ olarak gerici kamalist zihniyetle mücadele etmeye devam edeceğiz. Tam özgürlük için, CHP zihniyetini temsil eden, insan hakları ihlalcisi, kamalist zihniyetin bütün yapıların tamamen ortadan kaldırılması gerekmektedir. Dünyanın bir numaralı putlar ülkesi, maalesef  halkı Müslüman TÜRKİYE CUMHURİYETİ’dir. Türkiyedeki kamalist zihniyet şehidler ülkesi olan vatanımızı bir put haneye çevirmiştir. Başınızı nereye çevirseniz her yerde taştan, betondan, mermerden, çamurdan, tahtadan, odundan, ağaçtan, bronzdan, yapılan heykellerden ortalık geçilmemektedir. Elinizi nereye sallasanız muhakkak bir heykele çarpmakta ve bu durum inançlı Anadolu insanımızı yüreğinden yaralamaktadır. 

Bu gün eğitime ve çocuklarımıza hiçbir faydası olunmayan ve dünyada da bir benzeri bulunmayan heykelci anlayışa da, andımızdan sonra son verilmelidir. Çocuklarımız bu gün için hiçbir geçerliliği olmayan ve putçu CHP zihniyetini yansıtan kamalist anlayışa göre değil !!, akla, bilime ve teknolojiye göre yetiştirilmelidir. İnsanlara hiçbir faydası olmayan, pozitif bilimler ve akıla ters düşen putçu ritüellerin bu çağda, bu vatanda yerinin olmaması gerekir. Bu konu bağlıları ile taptıkları arasında, gönlünde bir sevgi olarak kalmalı, kamusal alanda halka zorla dayatılmasına son verilmelidir.

 

Önce bu ülkede doğan insanlar, zorla,  putçu anlayışın hegemonyasında yaşamaya mahkum edilecek ardından da, cumhuriyetten demokrasiden bahsedilecek !. Eğer cumhuriyetsek soruyoruz?, adım başı put dikilmesi cumhura mı soruldu?. Demokratik bir referandum yapıldı da her tarafa CHPnin putçu zihniyetini yansıtan heykeller dikilmesini, halk özgür iradesi ile mi istedi?. Halkımızın demokratik seçimi olmayan, cumhurun isteği olmayan putçuluğun zorla dayatılması bir insan hakları ihlalidir. İnsan haklarına aykırı ve antidemokratik olarak, halkımıza putçuluğun dayatılmasını, andımız gibi karşı çıkmaya devam edeceğiz. Hükümete sesleniyoruz, andımız gibi, ülkedeki put ve resimlerde derhal kaldırılmalı ve İslama göre küfür olan bu putların  Müslüman halka zorla dayatılmasına son verilmelidir. İtiraz olursa, cumhur sak eğer, bu ülkede demokrasi varsa, referanduma gidilmeli ve halka putları isteyip istemediği sorulmalıdır. Sonucu sanırım herkes tahmin eder. Basın açıklamamıza katıldığınız için teşekkür ediyoruz. 

İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ

Konya'da 318. Hafta:
Rahman, Rahim Allah’ın Adıyla: “Ey Muhammed! Sana haram aydan ve o ayda savaşmaktan soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak, büyük bir günahtır. Bununla beraber Allah yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, insanları, Mescid-i Haram'dan menetmek ve halkını oradan çıkarmak, Allah yanında daha büyük bir günahtır ve fitne, öldürmekten daha büyük bir vebaldir. Onlar, güçleri yeterse, sizi dininizden döndürmek için sizinle savaşmaktan hiçbir zaman geri durmazlar. Sizden de her kim, dininden döner ve kâfir olarak can verirse artık onların bütün amelleri, dünyada ve ahirette boşa gitmiştir. İşte onlar, cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır. Şüphesiz ki iman edenlere, Allah yolunda hicret edip, cihad edenlere gelince, işte onlar, Allah'ın rahmetini umarlar. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” ( Bakara Suresi 217-218. Ayetler )
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;
İbrahimi günlerdeyiz…Tevhidin günlerinde…Tarihin put kıranının yeni imtihanlarla denendiği günlerde…Putları kırmak bedel ister elbette. Ve bayram bu bedelleri gönül rahatlığı ile ödeyebilenler içindir.
Putları kıranlar İsmailleri ile imtihan olunacaklar. Vazgeçebilirlerse İsmaillerinden yakınlaşma sebebi kurban onlar için indirilecektir gökten…Teşrik günlerine yaklaşıyoruz. Telbiyelerin semayı inlettiği bugünlerde biz de zulümden, şirkten, nifaktan teberri ediyoruz…Sloganlarımızla, kunutlarımızla, dualarımızla zalimleri lanetliyor Tevhid ve adalet yolunda yürüyüşümüze devam ediyoruz.
Hac ve kurban Allah a yaklaşmak vesilesidir. Şirkten ve zulümden uzaklaşmayı ifade eder aynı zamanda… Telbiyelerimiz Rabbimize bağlılığımızın O nun düşmanlarından uzaklaşmamızın ifadesidir. Yaşadığımız zamanlarda İslam’ ın ve Müslümanların en büyük düşmanlarının tel’ in edildiğini belirtmelidir Telbiyelerimiz… Hac da israil ve ameriKAN’ ın telin edilmesini yasaklayan Suudi tiranlığı bugün de çağdaş firavunların aleyhine yapılacak her tür eylemi yasaklamaktadır.
Hac Müslümanların genel kongresidir…Kunutlarımızı ilan ettiğimiz makamdır. Zalime karşı kıyamımızın merkezidir. Zalim otoriteler, bu telinimizi açıkça yapmamızı engelleseler de bilsinler ki telbiyelerimiz de, teşrik tekbirlerimizle Allah ın ve Müslümanların düşmanlarını telin etmekteyiz.
Suudi tiranlığının Hac da İhvan-ı Müslimin lehine diktatörlerin aleyhine gösteri yapılmasını ve slogan atılmasını yasaklayıp, böylece yapanların Hac dan mahrum bırakılacaklarını açıklamasını şiddetli bir şekilde kınıyoruz…
Onlar istemese de kunutlarımızda “Ve nahleu ve netruku men yefcuruk” ( Facirleri tahtlarından indirir ve onları terk ederiz.) diyen dillerimiz asla zalimin tel ininden vazgeçmeyecektir…
100 günü aşan Mısır direnişinin gündemde tutulması ve desteklenmesi elzemiyet ifade etmektedir. Kurbanımızda evlatlarını kurban veren tüm İslami direniş grublarının yanındalığımızı bir kez daha ilan etmek zorundayız. İsmaillerini feda edenlerin ve İsmaillerini kurban olarak hazırlayanların bayramlarını tebrik eder, Ümmetin bu bilince ulaşamamış evlatlarının bu bilince ulaşmalarını Cenab-ı Allah tan niyaz ederiz…
Haram ayların hürmetinin Hac günleri ile daha da ziyadeleştiği bu günlerde Suriye de bir ateşkesin ilan edilmesini Müslümanların bayramı kan ve barut kokularından uzak bir halde yaşamalarını en içten duygularla istemekteyiz.
Bayramın getireceği sevinç ve barış ortamının Müslümanlar arasında kalıcı olması en büyük dileğimizdir.
 
Tarihin bir ibret levhası olduğu sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı tevhit ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 319. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.
 
 
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU
7 ZİLHİCCE 1434 - 12 / 10 / 2013

 

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 401. Hafta Basın Açıklaması...