Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Ankara'da 572., Sakarya'da 597.,

"Şehrimizde Ahlaksız Kart İSTEMİYORUZ."

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU’NUN

18 ŞUBAT 2017 TARİHLİ 572. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Es Selamünaleyküm;

​ Değerli katılımcılar! Türkiye’de ve dünyanın neresinde olursa olsun din, inanç, düşünce, ifade özgürlüğü, baskı, engellemeler, insanlığa yapılan tüm saldırı ve zulümlere karşı MÜSLÜMANCA tavır koyma amacıyla oluşturduğumuz platformunun basın açıklamasına hoş geldiniz.

Ankara’nın doğal bitki örtüsü fuhuş kartları yerde bitmeye devam ediyor. Yaklaşık dört yıldır Ankara’nın Cadde ve sokaklarına, üzerlerinde müstehcen resimler ve telefon numaraların bulunduğu fuhuş davetiyesi kartlar atılmaktadır. Kartların dağıtımı para karşılığında, reşit olmayan çocuklara yaptırılmaktadır. Yetişkin insanların yanı sıra gençler, çocuklar da ahlaksız tahrik, taciz ve psikolojik saldırıya maruz kalmaktadır. Bu durum çocukların masumiyetini ortadan kaldırmakta, sosyo –psikolojik ve ahlaki gelişimlerini olumsuz etkileyecek niteliktedir. Ayrıca dağıtım yapan çocuklar da suça itilmekte, suça alet edilmektedir. Platformumuz konuyla ilgili dört yıldır ahlaksız kartların son bulması için girişimlerde bulunmaktadır. Üyesi olduğumuz Yaşanabilir Şehir Platformunun girişimleriyle kanun maddesi çıkartılmış, ahlaksız kartları dağıtan, yayan ve bunlara aracılık edenler hakkında 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması maddesi ceza yasasına eklenmiştir. Yaklaşık bir ay önce platform bileşenleri suç duyurusunda bulunmuş konu ile ilgili herhangi bir gelişme olmayışı, adalete olan güvenimizi zedelemiştir. 4 Yıldır kartlarla mücadele için çalmadığımız kapı kalmadı. Valilik, emniyet, meclis, savcılık, belediye gibi görüşmediğimiz, şikayet etmediğimiz kurum kalmadı.

Yetkililere soruyoruz. Bu kartları görünmez adam, iskeletler mi basıp dağıtıyor? Eğer bunlar dağıtıyorsa görünmez adam ve iskeleti yanımızda getirdik onlar hakkında işlem başlata bilirsiniz.

Çağrımızla adliye önüne gelen siz değerli ve duyarlı vatandaşlarla kamuoyuna çağrımızı yeniliyoruz. Şehrimizde ahlaksız kart istemiyoruz. Kanunda suç olan bu ahlaksızlığın bir an önce son bulması için açıklamamızın ardından suç duyurusunda bulunacağız.

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.

 

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava

 

Sakarya 597.Hafta: Türkiye, Amerika’nın oyununa gelmemelidir

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 597. hafta açıklamasında CIA başkanı ve Amerikan Genelkurmayı’nın ziyaretlerindeki risklere dikkat çekti. Referendum sürecinde halkı birbirine düşman edecek söylemlerden uzak durulması çağrısı yaptı.

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 597. hafta açıklamasında, batılı hükümet temsilcileri ve bürokratların ardından CIA başkanı ve Amerikan Genelkurmayı’nın Türkiye’ye gelişiyle ilgili olarak “Türkiye'ye bu yoğun ilginin arkasında ne tür bir siyasetin olduğu hepimiz tarafından merak ediliyor. Bu aşamada şu geleneksel sorumuzu sormalıyız: Hayrola?” dedi. Platform adına Diriliş Saati Dergisi’nden Ali Gürler’in okuduğu açıklamada “Son süreçte Amerika ve batılı müttefiklerinin 15 Temmuz'da kaybettikleri itibarlarını tekrar kazanmayı ve Türkiye ile ittifak tazeleyerek Ortadoğu'ya dönük yeni bir planı hayata geçirmeyi planladıklarını düşünüyoruz… Batıya güven olmayacağını, batının ne denli iki yüzlü olduğunu anlamak için son beş yıldır Suriye'de yaşadıklarımız ve 15 Temmuz darbe girişimi yetmiyor mu? Türkiye'nin Amerika'dan bağımsız bir politika izlemesinin ne denli elzem olduğu ortaya çıkacaktır. Bağımsız bir Türkiye hem bu ülke halkının, hem de ümmetin umudu olacaktır. Bölgesel ittifakları önceleyen, özellikle de İslam birliği için çaba gösteren bir Türkiye; hem bölge barışı, hem de dünya barışı için önemli bir aktör olacaktır.” ifadelerini kullandı.

 

Açıklamanın devamında ülkedeki ekonomik gidişat ile referandum sürecindeki kutuplaşmaya dikkat çekilerek “Türkiye zor bir süreçten geçiyor. 2016'nın son çeyreğinde işsizlik %12,1'e ulaştı. Bu rakam son 7 senenin zirvesini oluşturuyor. Ürettiğinden çok tüketen bir Türkiye'nin geleceği yoktur. Türkiye'nin tüm iç dinamiklerini kullanarak; teknoloji üreten ve üretim gücünü geliştiren bir ekonomik, sosyal ve bilimsel seferberliğe ihtiyacı vardır.. Çözüm; birlik ve beraberlik ruhunu yakalamış bir Türkiye'den geçmektedir. Ülkemizin suni gündemlerle ayrışmasına izin vermemeliyiz. Mezhebi ve etnik ayrışmayı körükleyen her düşünce ve tavrı halkımızın vicdanında mahkum etmeliyiz. Başkanlık tartışmaları üzerinden bir ayrışmaya meydan verecek söylem ve eylemlerden uzak durmalıyız. Evet ya da hayır demeyi vatanseverlik ya da vatana ihanet olarak değerlendiren fanatik ve bölücü yaklaşımlara meydan vermemeliyiz. Halkımızı, ayrışmaya hizmet eden her türlü söylem ve eylem konusunda hassas olmaya ve karşı durmaya davet ediyoruz.” denildi.

597. Hafta Basın Açıklaması

Türkiye Amerika'nın Oyununa Gelmemelidir!

Son günlerde başta Amerika olmak üzere batılı hükümet temsilcileri ve bürokratlar ülkemizi yoğun bir şekilde ziyaret ediyorlar.

Almanya Başbakanı, İngiltere Başbakanı, CIA Başkanı ve son olarak da Amerika Genelkurmay Başkanı son iki haftada ülkemizi ziyaret eden batılı yöneticiler...

Bu aşamada şu geleneksel sorumuzu sormalıyız: "Hayrola?"

Türkiye'ye bu yoğun ilginin arkasında ne tür bir siyasetin olduğu hepimiz tarafından merak ediliyor.

Ancak hepimizin yine iyi bildiği bir husus da; şu ana kadar batı dünyasının Türkiye'nin hayrına hiçbir eylemine tanık olmadığımızdır.

Son süreçte Amerika ve batılı müttefiklerinin 15 Temmuz'da kaybettikleri itibarlarını tekrar kazanmayı ve Türkiye ile ittifak tazeleyerek Ortadoğu'ya dönük yeni bir planı hayata geçirmeyi planladıklarını düşünüyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye'de devam eden Fırat Kalkanı Operasyonu'nda varılacak son nokta olarak El Bab yerine Rakka'yı işaret etmesini bu yeni planın ayak sesleri olarak öngörüyoruz.

Türkiye bu kez de batı yılanı tarafından sokulmayı hak etmiyor. Batıya güven olmayacağını, batının ne denli iki yüzlü olduğunu anlamak için son beş yıldır Suriye'de yaşadıklarımız ve 15 Temmuz darbe girişimi yetmiyor mu?

Şu soruların sorulmasının önemli olduğunu düşünüyoruz:

* Obama'nın gitmesi ve Trump'ın gelmesi ile Amerikan devlet aklının değişeceği gibi bir saflık mı bizi etkisi altına aldı acaba?

* Türkiye, Amerika'nın Ortadoğu'da güçlendirmeye çalıştığı Suud-İsrail cephesine dahil edilmeye mi çalışılıyor?

*Türkiye, İran'ı Ortadoğu'da sıkıştırmayı ve etkisizleştirmeyi hedefleyen Amerikan planına alet mi edilmeye çalışılıyor?

* Türkiye, Ortadoğu'daki Müslüman ülkelerin bölünerek birçok butik devletin zuhur etmesini öngören Amerikan planının hayata geçirilmesinde aktör mü kılınmaya çalışılıyor?

*Türkiye, Trump'ın Suriye ve Yemen'de güvenli bölgeler oluşturulması tezinin bir parçası mı yapılmak isteniyor?

Soruları çoğaltabiliriz. Soruları dikkatle irdeleyip cevaplarsak, Türkiye'nin Amerika'dan bağımsız bir politika izlemesinin ne denli elzem olduğu ortaya çıkacaktır. Bağımsız bir Türkiye hem bu ülke halkının, hem de ümmetin umudu olacaktır. Bölgesel ittifakları önceleyen, özellikle de İslam birliği için çaba gösteren bir Türkiye; hem bölge barışı, hem de dünya barışı için önemli bir aktör olacaktır.

Türkiye, Amerika, İsrail ve batılı müttefikleri ile ilişkilerini gözden geçirmeli ve NATO üslerini kapatmalıdır. 15 Temmuz'da ortaya çıkan tablo bu tercihi yapmak için bir fırsattır.  15 Temmuz'u Türkiye'nin geleceği için milad kılmak hepimizin görevidir.

Tüm halkımızı bağımsız bir Türkiye için hassasiyet oluşturmaya ve ayağa kalkmaya davet ediyoruz.

Türkiye zor bir süreçten geçiyor. 2016'nın son çeyreğinde işsizlik %12,1'e ulaştı. Bu rakam son 7 senenin zirvesini oluşturuyor.

Beyaz eşyadaki ÖTV'yi kaldırma gibi tüketim üzerinden ekonomiyi canlandırma ve büyümeyi yukarıya çekme eğilimi doğru değildir.

Ürettiğinden çok tüketen bir Türkiye'nin geleceği yoktur.

Türkiye'nin tüm iç dinamiklerini kullanarak; teknoloji üreten ve üretim gücünü geliştiren bir ekonomik, sosyal ve bilimsel seferberliğe ihtiyacı vardır.

Ekonomiye can suyunu Suudi Arabistan ve Körfez emirlikleri gibi Amerika'nın Ortadoğu'daki karakolları sayılabilecek ülkelerde aramak yanlıştır. Suud ve Körfez hattından gelen her kuruş bizi daha çok Amerika'ya bağımlı kılacaktır.

Çözüm; birlik ve beraberlik ruhunu yakalamış bir Türkiye'den geçmektedir.

Ülkemizin suni gündemlerle ayrışmasına izin vermemeliyiz.

Mezhebi ve etnik ayrışmayı körükleyen her düşünce ve tavrı halkımızın vicdanında mahkum etmeliyiz.

Başkanlık tartışmaları üzerinden bir ayrışmaya meydan verecek söylem ve eylemlerden uzak durmalıyız.

Evet ya da hayır demeyi vatanseverlik ya da vatana ihanet olarak değerlendiren fanatik ve bölücü yaklaşımlara meydan vermemeliyiz.

Halkımızı, ayrışmaya hizmet eden her türlü söylem ve eylem konusunda hassas olmaya ve karşı durmaya davet ediyoruz.

Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi