Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Ankara'da 538., Sakarya'da 563.,

"Filistin topraklarını işgal ettiği günden bugüne değin sürekli kan akıtan sözde devlet İsrail bizim dostumuz değildir ve hiçbir zamanda dostumuz olmayacaktır."

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından düzenlenen 538. hafta basın açıklamasına hoş geldiniz.

Son dönemde medya üzerinden topluma yönelik algı operasyonlarına hız verildi. Yeni hükümetin kurulması ile birlikte başbakanın söylemi ile dış politikada değişimler olacağı ifadesi İsrail Terör Şebekesi ile olan ilişkilerde kendini gayet net bir şekilde ortaya koydu. Bu süreçte hükümet yanlısı yada karşıtı olduğuna bakılmaksızın medya organları aynı kalemden çıktığı belli olan haberleri yoğun bir şekilde topluma servis etmeye başladı. İçlerinde İslami kimlikli kişilerin sahibi olduğu gazete ve internet sitelerininde olduğu pek çok medya organında İsrail menşeili kaynaklardan ve özelliklede İsrail’in operasyonel gazetesi olan haaretz’den günlük ve hatta anlık haber servis etmek nerede ise olmazsa olmaz bir durum haline getirilmiştir. Bu haberlerin servis edilişinde kullanılan dil toplumun İsrail algısını yumuşatmaya yönelik özel olarak seçilmekte ve özellikle köşe yazarları eli ile aslında İsrail’in bilindiğinin aksine hiçte kötü bir ülke olmadığı imajı çizilmektedir. Bu haberlerde dikkat çeken bir diğer hususta İstanbul’daki hiçbir zaman olmayan HAMAS bürolarının kapatılmasının dillendirilmesi olayıdır. Bu asılsız söylemin yayılması bile İsrailin yarına yönelik planlarının bu günden dillendirilmesi hadisesinden başka bir şey değildir. Bu yolla İsrail gelişen ilişkilerde şartları kendinin belirleyeceği bir zemin hazırlamaktadır.

Bu haberler hazırlanırken, terörist İsrail Kudüs’ün ve özelliklede Mescid-i Aksanın altında tünel kazılarına devam etmekte, Raid Salah gibi Filistin davasının sembol isimlerini hapse atmakta, Aksa’ya yönelik tacizlerine hız kesmeksizin devam etmekte, Filistinlilerin arazilerini ve evlerini zorla ellerinden almakta ve buralarda uluslararası toplumun dahi usulsüz dediği yeni yerleşim yerleri inşaa etmekte, hemen hergün bir Filistinliyi katletmekte ve Gazze’ye uyguladığı ambargoyu acımasız bir şekilde devam ettirmektedir. Diğer yandan Arz-ı Mevud projeleri kapsamında bölgemizde İŞİD, PKK, PYD gibi terör örgütleri kurmakta ve her türlü desteği sağlamakta, etnik ve mezhebi farklılıkları devşirdiği hainler eli kavga vesilesi kılmakta ve farklılıklarımızı kaşımaktadır.. Kısacası İsrail güzellemeleri topluma servis edilirken İsrail yine aynı İsrail olarak karşımızda durmaktadır.

Vicdan sahibi herkesi derinden yaralayan bu tarz haberler ve son dönemde bariz bir şekilde farklılaşan İsrail’e yönelik ülke politikası bizleri derin bir endişeye sevk etmektedir. NATO’da İsrail’in karargah açmasına verilen destek, bağımsızlık günü kutlamaları, üst düzey yetkililerin karşılıklı olarak ziyaretleri, Mavi Marmara’da katliama imza atan İsrailli yetkililer hakkında açılan davalara yönelik engellemeler ve davalar sonrası çıkarılan yakalama kararlarının İnterpol’e gönderilmemesi, Türkiye’den gidip Filistin’de katliam yapan çifte vatandaş Yahudilerin ısrarla görmezden gelinmesi, İsrail ile genişleyen ticari ilişkiler, israili protesto eden şahıslara yönelik darp etme ve hapis cezaları medyaya yansıyan normalleşme hadisesinin birer örnekleridir. Servis edilen bu haberlerle hükümet toplumsal tansiyonu ölçmekte, darp etme ve hapis cezaları örneği üzerinden ise Filistin Davasına duyarlı insanlara sopa göstermekten geri durmamaktadır. İlişkilerin kapalı kapılar ardında çok daha kirli bir şekilde devam ettiğinden hiç kimsenin şüphesi yoktur. Hükümetin en yetkili isimlerinin yaşanan örneklerin merkezinde olması yeni dönem politikalarının ciddiyetini ortaya koyması bakımından oldukça manidar gözükmektedir.

Şu husus kesin bir şekilde bilinmelidir ki; Filistin topraklarını işgal ettiği günden bugüne değin sürekli kan akıtan sözde devlet İsrail bizim dostumuz değildir ve hiçbir zamanda dostumuz olmayacaktır. Aksine İsrail ve müntesibi olduğu Siyonist düşünce en büyük düşmanımızdır ve öyle kalmaya da devam edecektir. Arz-ı Mevud planları dâhilinde hali hazırda en büyük düşmanlarımızdan biri olarak ümmet coğrafyasına saplanmış bir hançer mesabesindedir. Mescid-i Aksa davası reel politik adına kurban edilebilecek bir dava değildir ve Filistin davamız her bir karış toprakta işgal kalkıncaya ve Mescid-i Aksa özgür oluncaya değin devam edecektir.

Bütün kin ve nefretini ümmet coğrafyasına kusan, insanlığa ihanet eden Siyonistlerle yapılacak olan anlaşmanın sonrasının bir hezimet olacağı gün be gün ortadayken bu kadar hevesli olunması ve çığırtkanlık yapılması ne kadarda manidardır. Buradan hükümet yetkililerine seslenerek diyoruz ki; Bu size kandırılmadan önceki son uyarımızdır. Girdiğiniz bu kirli ilişki hem dünyanızı ve hemde ahiretinizi heder edecek bir ilişkidir. Önce toplumumuzdan ve sonrada tüm İslam dünyasından özür dileyerek bu kirli ilişkiye derhal son verin. Aksi halde yeni dostlarınız olan Siyonistlerin ihanetlerle dolu tarihi ortaya koymaktadır ki sizlerde bu çetelerce ihanete uğramaktan kurtulamayacaksınız.

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.

 

Sakarya 563. Hafta: İsrail'le anlaşma Mavi Marmara şehitlerine hürmetsizliktir!

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu'nun 563. hafta basın açıklamasında, Ramazan'ın seküler ve liberal ahlak ile hesaplaşmaya vesile kılınması gerektiği ifade edilirken, hükümetin son rötuşlarını yaptığı İsrail anlaşmasına da tepki gösterildi.

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu'nun 563. hafta basın açıklamasında, Ramazan'ın seküler ve liberal ahlak ile hesaplaşmaya vesile kılınması gerektiği ifade edilirken, hükümetin son rötuşlarını yaptığı İsrail anlaşmasına da tepki gösterildi.
 
Diriliş Saati Dergisi adına Ali Fethi Gürler'in okuduğu basın açıklamasında, liberal ahlakın rekabeti körüklediği, yaşamı ahiret değil dünya merkezli okuduğu ve iffet duygusunu körelttiği belirtilerek "Özü liberal ahlak, kabuğu İslam ahlakı olan sakat bir ahlak anlayışı toplumumuza giydirilmeye çalışılıyor" denildi.
 
İsrail'le yapılacak anlaşmanın da konu edildiği açıklamada "Ak Parti iktidarı ateşle oynuyor. İsrail ile normalleşme ile Filistin davası satılıyor. Filistin halkı yalnız bırakılıyor. Mavi Marmara şehitlerimizin ruhlarına hürmetsizlik yapılıyor. Siyonist İsrail'in anladığı tek bir dil vardır. O da direniştir! Hamas, İslami Cihad, Hizbullah gibi örgütlerin direnişi İsrail'i belirli ölçüde sınırlamaktadır. Yapılması gereken direniş hareketlerinin para ve askeri teçhizat açısından desteklenmesi ve İsrail ile tüm diplomatik ilişkilerin kesilmesidir" ifadelerine yer verildi.
 
563. Hafta Basın Açıklaması 
 
RAMAZAN TEFEKKÜR VE MUHASEBE AYIDIR!
 
Mübarek Ramazan ayının son haftasına giriyoruz. 
 
Bu vesile ile Ramazan ayının bizler için anlamı ve önemi üzerinde kısaca durmak istiyoruz.
 
Ramazan; Müslüman birey ve toplum için manen yeniden diriliş ayıdır. Bu ayda birey ve toplum olarak çok yönlü bir muhasebe yaparak, günahlarımız ve zaafiyetlerimiz için nasuh bir tevbe ile Allah'a sığınırız.
 
Ancak doğru bir muhasebe yaparak Allah'ın rızasına giden yolun temel taşlarını oluşturabiliriz. Yaşadığımız son süreçte Müslümanların ciddi bir muhasebe hatası içinde olduğunu düşünüyoruz.
 
Buradaki ana sorun; liberal ahlakın bizler tarafından çoğu kez farkında olmadan içselleştirilmesidir. Özü liberal ahlak, kabuğu İslam ahlakı olan sakat bir ahlak anlayışı toplumumuza giydirilmeye çalışılıyor.
 
Servet ve statü elde etmek adına insanların sadece ve sadece rekabete odaklandırıldığı ve adeta yarış atı haline dönüştürüldüğü bir ahlak sisteminin adıdır liberal ahlak... 
 
Liberal ahlak sisteminde ben vardır, biz yoktur. 
 
Liberal ahlak sisteminde başarının ölçüsü servet ve statüdür. Paran yoksa ya da iyi bir mevkide değilsen sen ne kadar iyi hasletlere sahip olursan ol kaybetmişsin demektir.
 
Liberal ahlak sisteminde paylaşma, dayanışma, adalet gibi ulvi değerlerin anlamı büyük ölçüde yitirilmiştir. Sistemin odak noktasında toplum değil, birey vardır. Dolayısıyla bireyin bu dünyada kendini kanıtlaması için attığı her adım toplumun maslahatına rağmen kutsallaştırılır.
 
Liberal ahlak sisteminde kolay yoldan para kazanmanın, köşe dönmenin hesabı sürekli yapılır. Üniversitelerde ya da meslek edinme kurslarında öğrenciler meslekte gelişerek uzmanlaşmayı ve topluma hizmet etmeyi değil, para ve mevkiye kısa yoldan nasıl ulaşacaklarını tartışırlar.
 
Liberal ahlak sisteminde yaşamın merkezinde ahiret değil dünya vardır. Ahiret korkusunun büyük ölçüde etkisizleştirildiği bir anlayış topluma hakim olur. Allah'ın haram saydığı yalan söylemek, sözünde durmamak, adil olmamak, ölçüde/tartıda hile yapmak, faizi meşrulaştırmak gibi bir dizi davranışın toplumda nasıl kök salmaya başladığını ibretle izlemiyor muyuz?
 
Liberal ahlak sisteminde iffet duygusu liberalizmin bakış açısı ile yeniden yorumlanır. Flört başlığı altındaki her türlü nikahsız beraberlik artık meşrudur. Kadınlar cazibe merkezi olarak nesneleştirilerek pazarlama/tanıtım faaliyetlerinde öne çıkarılır ya da düşük ücretli köleler olarak çalıştırılır. Ev hanımlığı küçümsenir, kadının ana fonksiyonu olan anneliğinin ihmal edildiği ya da kreşlere teslim edildiği bir düzen sürekli övülür.
 
Ramazan'ın son kısmına geldiğimiz bugünlerde ifade etmeye çalıştığımız hususları tefekkür etmiyorsak, ahlaki yozlaşmanın bizi her geçen gün İslam'dan uzaklaştırdığını fark etmiyorsak, liberal ahlaka karşı bireysel ve toplumsal bir mücadelenin içinde değilsek; Ramazan'ı Allah'ın istediği şekilde eda etmiyoruz demektir. 
 
Mübarek Ramazan ayı vesilesiyle Müslüman halkımızı liberalizm tuzağına karşı mücadele etmeye davet ediyoruz.
 
Liberalizmin bu ülkenin yazgısı olmaktan çıkarılması gereklidir. Küresel düzen tüm dünya halklarını liberalizm üzerinden sömürmektedir. Ak Parti iktidarını da yeni dünya düzeninin bir parçası olmayı bırakarak bu gidişe dur demesi noktasında uyarıyoruz. 
 
İsrail, Türkiye ile yapılan anlaşma metninin tamamlandığını ve önümüzdeki hafta imzaya açılacağını kamuoyuna açıkladı.
 
Ak Parti iktidarı ateşle oynuyor. İsrail ile normalleşme ile Filistin davası satılıyor. Filistin halkı yalnız bırakılıyor. Mavi Marmara şehitlerimizin ruhlarına hürmetsizlik yapılıyor.
 
Ne oldu da bu anlaşma yapılabiliyor? Ortada gerçek bir özür dileme dahi yok. İsrail'in sadece üzüntülerini belirttiği bir telefon diplomasisi söz konusu...
Gazze'ye ablukanın kalkması en önemli koşul idi. Gazze'ye abluka kalkmıyor, kısmen hafifletiliyor. Ablukanın hafifletilmesi de sadece Türkiye menşeli girişler için mümkün kılınıyor. Diğer bir İslam ülkesinden gelen malzemeler için izin yok, yani abluka aynen devam ediyor. 
 
İsrail bu anlaşma ile daha bir güvenli olarak bölgedeki zulmünü devam ettirecektir.
 
Karşımızda bir terör devleti var. Başta Kudüs ve Mescid-i Aksa olmak üzere tüm Filistin, batılıların da desteğiyle bu terör devleti tarafından gaspedilmiş durumda...
 
Filistin halkına reva görülen zulmün her geçen gün daha şiddetlendiğini televizyonlardan izliyoruz. Tüm Birleşmiş Milletler kararlarını hiçe sayan ve Filistinli Müslümanların topraklarını adım adım gaspederek sürekli yeni Yahudi yerleşim yerleri kuran bir terör devletinden bahsediyoruz.
 
Siyonist İsrail'in anladığı tek bir dil vardır. O da direniştir! Hamas, İslami Cihad, Hizbullah gibi örgütlerin direnişi İsrail'i belirli ölçüde sınırlamaktadır. 
 
Yapılması gereken direniş hareketlerinin para ve askeri teçhizat açısından desteklenmesi ve İsrail ile tüm diplomatik ilişkilerin kesilmesidir. 
 
Siyonist İsrail'in elinin ülkemizdeki son büyük patlamalara kadar uzandığı konusunda ciddi iddialar söz konusu...
 
İsrail  ortadan kalkmadığı sürece tüm Ortadoğu halklarına huzurun gelmeyeceğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
 
Hükümeti bu meydandan tekrar uyarıyoruz. Hem bu ülkenin geleceği, hem de Ortadoğu'nun geleceği ile oynuyorsunuz. Amerika ve müttefiki şeytani güçler istedi diye bu anlaşmayı yapmayın. Aksi takdirde bunun vebalinin altında kalacağınız kesindir.
Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi